Mutlu bir şekilde:
-Güzel dövüştü."dedi Avcı Gregor.Raon da devam etti bu söze:
-İyiydi gerçekten.Ne zamandır bu anı bekliyordum."Sitarus ve Bay Thorpan ise pek memnun değillerdi.Hemen araya girdim:
-Tamam,şimdi şu garip hayaletlerle dövüşten söz etmeyi bırakalım..."Avcı Gregor:
-Aslında hayalet değil ruhlarla."diyerek sözümü kesti.Buna hiç aldırmadan konuşmaya devam ettim:
-Her neyse...Şimdi size sormam gereken şeyler var."James de aynı Avcı Gregor gibi sözümü kesti:
-Onun size söyleyecek şeyleri var!!!"James söylediği şeyi kafayı bulmuş bir şekilde demişti.Yani ciddi değildi.Kafasında bir yara vardı.Demek ki kafasını çarpmıştı.Bu yüzden de biraz aklını kaçırmıştı.Çok fazla vakit geçirmeden:
-Evet;artık sözümü kesmezseniz iyi olacak!Pekala,ilk sorum size Sitarus ve Bay Thorpan.Buraya neden ve nasıl geldiniz?"diye sordum sorumu.Sitarus yanıtladı ciddi bir şekilde:
-Sizin dersimden çıkınca Christy'yi takip edeceğinizi duydum.Ve Bay Thorpan ile Raon'u da çağırdım yanıma.Biz de sizi takip ettik."Bay Thorpan Sitarus'un dediklerini onaylarcasına:
-İyi ki de takip ettik.Gördünüz işte;eğer gelmeseydik çok kötü şeyler olabilirdi."dedi.Avcı Gregor bencillikle şunu söyledi:
-Aslında ben tek başıma yenebilirdim o ruhları."Raon bir an ağzını açacaktı ki durdu.Çünkü ben bağırma derecesine gelmiştim.Çok sinirlenmiştim ve:
-Yeter!Hadi ama!Biriniz de ciddi olsanız!"diye bağırdım.Sitarus:
-Ben yeterince ciddiyim."derken kendinden emindi.
-Ben de öyle."dedi Bay Thorpan.Sitarus kadar o da ciddiydi.Ama Raon ve Avcı Gregor için aynı şey söylenemezdi.Çok rahattılar.Jane ve Marly seslerini çıkarmıyordu.James de susmuştu.Kısa bir sessizliğin ardından konuştum:
-Bu ruhlar ne diye çıkıp geldiler?"Sorumu Bay Thorpan karşıladı:
-Bir zamanlar onlar da büyücülerdi benim gibi.Kainatta yaklaşık bin iki yüz büyücü vardı.Birçok diyarda yetişmiştik.Tabii öğretmenlerimiz de vardı.İçimizden bazıları öğretmenlerimizin dediklerine kulak asmazlardı.Tüm büyücülük eğitimimiz bitince çıraklıktan çıkıp gerçek büyücüler oluyorduk.Aramızdan birileri ise sabredemedi bu duruma.Efsanelere göre soğuk bir gecede tam dört yüz çırak tehlikeli bir madene gitti.Madende bir tepkime çıktı ve dört yüz büyücü çırağı ruhlara dönüştü.O gün maden kapılarını kapattı.Yine de ruhlar oradan kaçmayı başarmıştı.Madenin ruh kalkanları çöktü ve ruhlar kainatın dört bir yanına dağıldı.Bir gün,Fer adlı bir ruh tüm kardeşlerini topladı ve beraber bir diyar kurdu.Ruhlar Diyarı'nı!Fer iyi bir lider oldu.Bazı ruhlar insanların bedenine girmeye çalıştı.Ancak Fer iyi bir lider olduğu gibi iyi de bir ruhdu.Bu yüzden Ruh Kanunları'nı yapıp ilk maddesine 'insanların bedenine girmeye çalışmak ömür boyu hapistir.' dedi.Bir gün Fer ruh olmasına rağmen yaşamını yitirmiş olmalı ki bizim şavaştığımız ruhlar hapishaneden kaçmış.Ve bunu söylemekten korkuyorum;şu an tüm hapishane kaçmış olabilir!"Christy burada değildi!
-Christy nerede?"dedim.Avcı Gregor:
-Boşver!Gizemli kral işte."diyerek cevapladı.Bu sefer doğru söylüyordu Avcı Gregor.Ben de dev avcıya katılıyordum bu konuda.
-Onu eskiden hiç böyle biri olarak tanımazdım."dedi Raon.
-Açıkcası eskiden çok neşeli ve normal bir Far-Tron'luydu."diye devam etti Sitarus.Bay Thorpan da meraklı bakışlarla şunu söyledi:
-Her ne olduysa birden değişti."James'in kafası yerine gelmişti ki:
-Ve...ortaya halkıyla ve diyarıyla ilgilenmeyen bir kral çıktı."dedi.Jane:
-Kesinlikle garip bir şeyler dönüyor Christy'de."derken kendine gelmişti.Ancak Marly'nin aklı hala yerine gelmemişti.Avcı Gregor:
-Michael,Sitarus,Raon ve Bay Thorpan bir yanıma yaklaşır mısınız?Size açıklamam gereken şeyler var."dedi.Avcı Gregor'un dediği gibi yanına yaklaştık ve bir şeyler söylemesini beklemeye başladık.Uzun sürmeden ilk söz geldi:
-Darkpaw beni takip ediyor!"Herkes şaşkın bakışlar atıyordu.
-Ama şu an izimi süremediler.Çünkü arkamda hiç iz bırakmadım."dedi.
-İyi de bundan bize ne?"dedim umursamazcasına.
-Asıl sorun onların bilgilerini biliyor olmam."dedi dev yaratık.Yine aynı şeyi söyledim:
-Tamam bundan da bize ne?"Bay Thorpan:
-Michael konuşmasına izin ver."diye savundu avcıyı.
-Teşekkür ederim Bay Thorpan.Darkpaw'a katılmış eski bir avcı arkadaşım beni tehdit etmek için yanıma geldi.'Eğer Darkpaw'ın bilgilerini birine söylersen tek güvendiğin kişi olan Elf'in canını alacaklar'diye tehdit etti beni.Bana yardım etmelisiniz.Çünkü ben de size yardım ediyorum.Lütfen takımınıza girmeme izin verin."dedi Avcı Gregor dilenircesine.
Raon umutsuz bir şekilde söyledi:
-Christy olmadan buna izin verme yetkimiz yok."
-Aslında benim var.Çünkü takımı ben kurdum."dedim.Avcı Gregor'un yüzü güldü.Ancak şunu dedim:
-Yine de sana neden güvenelim?"
-Çünkü elimde Darkpaw hakkında çok önemli bilgiler var.Ben size bilgi vereceğim;siz bana yardım edeceksiniz.Eğer bilgilere ihtiyacımız yok diyorsan başka!"diye karşıladı kadim avcı.Artık anlaşmaktan başka çarem yoktu ki şöyle dedim:
-Tamam,tamam.Sana yardım edeceğiz tabii sen de bize bilgi vereceksin aynı zamanda takımda da olacaksın."Avcı Gregor 'anlaştık' der gibi bir bakış attı ve arkasını dönüp ormandan uzaklaştı.Yavaş yavaş hepimiz ormandan ayrılıyorduk.Far-Tron Krallığı'na doğru ilerlemeye başladık...Marly iyileşmişti.Ama hala aklı tam yerine oturmamıştı.Jane'in ve James'in yaralarından gelen acıları dindirmek için hasta odasına gidiyorduk.Ruhlar hepimizde yaralar bırakmasalar da onların hakkında kafamızda büyük şüpheler uyandırmışlardı.Ruhlar artık serbest mi olmuştu?Bir sürü hain ruh şu an ellerini kollarını sallayarak geziniyor muydu?İşte bu soruların cevabı bir yerde saklıydı.Aynı zamanda kainat için büyük tehditlerdi.Özellikle de insanlar tehlike altındalardı.Ailem!Korumasız milyonlarca insan ruhlarla baş edemezdi.Bu gün bizim için çözülmeyi bekleyen dev bir gizem açılmıştı.
-Ahh,orası çok acıyor."dedi Jane doktor onun yaralarını sararken.
-Acıtmadan yapsanız lütfen."diye haykırdı.Doktor sakinlikle:
-Merak etme.Bu özel Far-Tron bitkisini yaranın üzerine sürdüğümde hemen acılarını dindirecek."dedi.Yan yatakta James'in belinin arkasındaki büyük kesik dikiliyordu.Jane'in aksine acısız olan James hiç sesini çıkarmıyordu.Jane'i yatıştırmak amacıyla:
-Önemli olan yaranın acıları değil,Christy'nin hepimize yalan söyleyip iç yaralar açması."dedim.Konuşacak yeni bir konu açmıştım ama kimsenin hali yoktu.Az yarası olmasına rağmen Marly de konuşmuyordu.Anlaşılan her zamanki gibi yine aklımda konuşacaktım.Christy'nin gizemi üzerine açtığım her konu daha da derinleşiyordu.İlerleyemiyordum.Elimde bu gizemi çözmeye yarayabilecek FearLand Günlükleri ve anahtarı,Christy'nin ormanda söylediği 'beni de tehlikeye attınız' cümlesi,garip adamlarla görüşmesi ve her zaman mutsuz,sinirli olması vardı.Ama sadece bunlar yetmiyordu.Zaten zamanla ortaya çıkacaktı.İşi zamana bırakmalıydım.
Avcı Gregor'un da ayrı sırları vardı.Bizim takıma girme çabası,Darkpaw'ı devirmeyi istediğini söylemesi,(ki bunun doğru olduğunu bilemeyiz)onu Darkpaw'a geçmiş eski bir dostunun tehdit ettiğini söylemesi dışında bir şey bilmiyorduk.Bir de ona büyük bir eksi katan eski avcı olması ve diyarlardan bir şeyler çalması vardı.Ama onu takıma almıştık.Çünkü bize Darkpaw'ı planını çökertmeye yarayacak çok bilgi vardı onda.
Ben aklımda bu düşüncelerle beklerken o kadar dalmıştım ki Jane bir şeyler diyordu.Elini gözlerime yaklaştırdı ve sallayıp:
-Hey,Far-Tron'dan Michael'a neredesin?"dedi.Ben daha cevap veremeden James araya girdi:
-Hadi ama dostum,neye takıldın yine böyle?"
-Hah,tamam ben iyiyim.Yaralarınız geçmiş bakıyorum.Peki gidelim o zaman."dedim.Ve odalarımıza doğru yürümeye başladık...Odalarımıza çok yaklaşmıştık ki Christy geldi ve bizim önümüzü kesti.Yana geçip ilerlemeye çalıştık o da geldi.Diğer yana geçtik o da geldi.
-Evet,sizin için yeni ders vermeyi çok istiyordum ama bugün yaptığınız yanlış şeyler yüzünden yarına erteledim.Ama derse benzeyen bir şey yapacaksınız."dedi Christy.
-Neymiş o?"diye karşıladı Marly.Hafif bir sinsi gülümsemeyle çok kötü bir şey söyledi Far-Tron kralı:
-Bu krallığın yarına kadar temiz olmasını istiyorum!Derhal işe koyulun!"Önce şaka yaptığını sanmıştık ama gerçekten ciddiydi.Demek ki 'size ceza vermeliyim' derken bunu kastetmişti.Temizlik malzemelerini elime almadan önce Christy'nin yanına gidip:
-Geri döndüğüne sevindim Christy."dedim.Memnun bir şekilde karşıladı gizemli kral:
-Bunu düşündüğüne sevindim Michael.Uzun zamandır gençleri gıcık etmemiştim."
-Gerçekten mi?Sen eskiden gençleri gıcık mı ederdin?"diyerek şaşkınlıkla bakakaldım.Şöyle dedi:
-Anlayış göster.Herkesin hobileri vardır değil mi?"Bunu dedikten sonra uzaklaşmaya başladı.Arkamı döndüm ve yerleri silen arkadaşlarıma baktım.Ellerimi belime koymuştum.Adeta bir 'kahraman' gibi durmuştum.Kendi kendime şöyle dedim:
-Evet,işte başlıyoruz!Yerleri köpüklü bezlerle siliyorduk.Ev kadınlarının nasıl zor işler yaptıklarını anlamıştık.Belimiz ağrılar içinde devam ediyorduk.Daha ilk kattaydık.Koca bir gökdelen olan dev krallığın her tarafını temizlemek zorundaydık!!!
-Resmen belim kırıldı!"dedi James.
-Daha yedinci kattayız James.Şimdiden yoruldun mu?"dedim.Tam iki saattir iş yapıyorduk.Bu kat da bitiyordu.
-Evet,yedisi bitti yüz iki kat kaldı."dedi Marly.Bunun üzerine hep bir ağızdan "aaaaaah"diye haykırdık.'Yorulduk' kelimesinin küçücük kaldığı o anlarda kırkıncı kattaydık.Bayılma derecesine gelen bedenlerimiz bunu kaldıramayacaktı.Taa ki Jane:
-Köpük Savaşı!"diye bağırana kadar!Birden halimiz yerine gelmişti ve birbirimize köpük fırlatmaya başladık.Komik komik gülüşlerimiz,eğlencenin getirdiği mutluluk bize tüm sıkıntılarımızı unutturmuştu.Adrenalinin olmadığı zamanlarda gerçekten eğleniyorduk.Yine de içimi garip bir his sarıyordu.Kötü bir şey olacak hissiydi bu!
Bay Thorpan geliyordu.Çok telaşla bir şekilde şunu söyledi:
-Çabuk yetişin,Christy'ye bir şeyler oluyor!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmiş ve Gelecek Arasında
FantasySıradan bir hayatı olan Michael'ın başına çok garip olaylar gelmeye başlar.Okulunda hiç popüler olmadığını düşünen Michael bir anda herkesin sevdiği biri olur.Bunun nasıl olduğunu çözmeye çalışırken gelecekte olduğunu fark eder.Bir gün odasına kostü...