Kılıcın içinden çıkan hologramın söylediklerinin doğru olduğunu düşünüyordum.Ajanı hemen bulmalıydık.Ne yazık ki kimseden şüphelenmiyordum.Gözümde herkes aynıydı.Marly dışında.O benim için bambaşka biriydi.Christy'nin yüzü bembeyaz olmuştu.Onun hepimizden fazla endişelendiğini anladım.Dersin bittiğini söyledi.
Sırada mitoloji dersimiz vardı.Ama bu olandan sonra Christy dersi biraz geciktirdi.Ve bana yanına gelmemi söyledi.Sanırım "ajan" konusunda konuşacaktı.Beraber bir yere gitmeye başladık.Yürürken Christy hiç konuşmadı.Krallığın içine girdik.En sonunda Christy bir şey dedi:
-Michael,birazdan göreceklerin Far-Tron'da halkın bilmediği bir şey.Bunu sana göstermenin en iyisi olacağını düşünüyorum."İlerlerde bir asansör vardı.Asansöre bindik.5 dakika boyunca oradaydık.Karanlık bir yere gitmiştik.Daha doğrusu yeraltına!Christy ışıkları açtı.Ortam mavi ışıkla çok az aydınlandı.Cam kutular içinde garip şekilli kalıntılar gördüm.Eski zamanlardan kaldıkları her hallerinden belliydi.Önümdeki cam kutuda kara bir yılanın kafasını gördüm.Yılanın ağzında kuru kan tabakaları kalmıştı!Christy olduğumuz yerde durdu ve:
-İşte bu! 1. Fell Savaşı'nda ele geçirdiğimiz ve kalıntılarını sakladığımız Ajan~Hilfer Yılanı!"dedi.Cam kutunun altında bir bölme vardı.Christy bölmeyi açıp içinden kalın bir kitap çıkardı.Kitap da her kalıntı gibi eskiydi.Her tarafı tozluydu.Christy kitabın üzerini üfledi.Kapak göründüğünde bir başlık fark ettim."Hilfer Yılanı Efsanesi"yazıyordu.
Christy ortalardan bir sayfa bulup açtı.Yazı şöyleydi:[Hilfer Yılanları gerçekten vardır.|Soyları 1. Fell Savaşı'nda tükenmiştir.
İlk FearLand diyarında doğdular|En son Far-Tron'da görüldüler.
İnsanların içlerinde beyinlerini sararak her gece bilgileri alıp kusma yoluyla
çıkıyorlar.Bilgileri de sahiplerine götürüyorlar.Daha çok ordular arası bilgi
kaçakçılığında evcilleştirilerek kullanılırlar.]Bu yazı kafamda bir şey çağrıştırdı.Christy de bunu diyince:
-Anlatmaya çalıştığım,bir hilfer yılanı canlanıp takımdan birinin içine girmiş ve ajanlık yapıyor!Bundan başka bir ajanlık teknolojisi olamaz!"herşey açığa kavuşmuştu.Ama nasıl hilfer yılanı canlanmıştı?Ve kimin içine girmişti?Aklıma takılan soruların bir cevabı olmalıydı.Christy çıkarttığı kitabı yerine koyarken kendi kendime beyin fırtınası yapıyordum.Kitapta yazan konuları kafamın içinde tekrar tekrar gezdiriyordum.Bir şey yakalamaya çalışıyordum.Kafamda bir şey hissettim ve bayıldım...-Neredeyim?Burası neresi?"dedim.Bayıldığımı hatırlamaya başladım ve yavaş yavaş nerede olduğumu anladım.
Far-Tron'un hastanesindeydim!Ortopedik bir hasta yatağında olduğumu hissettim.Kalkmaya çalışırken Marly,James ve Jane'in de orada olduğunu fark ettim.Marly'nin yüzünde bir tuhaflık vardı.James benim kalkmama yardım ederken:
-Ahh,dostum!Kafanı fazla yormamalısın."dedi.Jane ise üzgün bir sesle:
-Michael,aramızda Darkpaw Zaman Örgütleri'ne bilgi götüren bir ajan var.Bunu bulmalıyız!Böyle bir şeyi sadece sen yapabilirsin."dedi.Aklımı yine kitapta yazan bir yere taktım.Buldum!Ve:
-Eğer hilfer yılanları geceleri kendilerini kusturuyorsa bu gece herkesin yanında nöbet tutmalıyız!"dedim.Fikrim herkez tarafından kabul edildi.Christy yere çömelmiş oturuyordu.Kafasında bir şey vardı.Yine de bunu bir kenara atmam gerekliydi.En azından şimdilik böyle olması gerekiyordu.Bu gece yapacağımız nöbeti düşünmeliydim...Far-Tron'da serin bir akşamdı.Yemeğimizi yiyip odalarımıza çıkmıştık.Gece herkesin odasında nöbet tutacak askerler vardı.Kara hilfer yılanının saldırması sonucu olabileceklerin engellenmesi için ekipler kuruldu.Saat daha 21.30'du.Gece olmasına çok vardı.Penceremden aşağıya bakıyordum.İhtişamlı Far-Tron'un tüm yerleri gözümün önündeydi.Tüm ışıklar açıktı.Halktan hiç kimse dışarıda değildi.Gözüme bir adam takıldı.Uzaklarda bir adam.Her zaman meraklandığım için dışarı çıktım.Adamın olduğu yere doğru yürüdüm.Yaklaşırken Christy olduğunu anladım.Yanında birkaç adam vardı.Ciddi bir konu hakkında konuştukları her hallerinden belliydi.Bir şeyler olduğunu zaten biliyordum.Ama neydi?Adamların yüzleri gözükmüyordu.Ve hemen oradan uzaklaştılar.Christy'ye:
-Neler olduğunu söyler misin Christy?"dedim.Şöyle cevap verdi:
-Bunu sonra öğrenmen daha iyi olabilir Michael.Hadi,şimdi nöbet tutmaya git.Ajanı bulun!"Konuyu değiştirmeye çalıştığını anladım.Neden olduğunu bilmiyordum ama susmayı yeğledim.Krallığa doğru yol aldım.Gece yavaş yavaş yaklaşıyordu...Odamda olacakları bekliyordum.Ajanın kim olduğunu öğrenecektik.Gece sessizliğe bürünmüştü.Far-Tron'un ışıklarının bazıları kapatılıyordu.Gökyüzünde parıl parıl parlayan ay eşsiz bir güzellikteydi.Bunların yanında hayallere dalmamak mümkün değildi.Aklıma Marly gelmeseydi şaşardım.Hep onunla bir gelecek düşündüğüm için yine aynısı oldu.Ancak şimdi bunları bir kenara atıp ajana kafamı yolmalıydım.Kendi kendime"hımm,bir düşünelim"dedim.Marly dışında herkesi göz önünde bulundurarak soru işareti olan kişiyi bulmaya çalıştım.İlk olarak James'i ele aldım.Onun hiç bir sorunu yoktu.Evet,onu takıma almaya çalışırken kaba biriydi ama artık çok iyi bir biray olduğunu düşünüyordum.Onu şıklar arasından eledim.Sonra Jane'in davranışlarını kafamdan geçirdim.Onu düşünmeme hiç gerek yoktu.Her davranışında iyi biriydi.Geriye sadece Marly ve ben kalmıştım.Ben değilsem...AMA NASIL OLUR?Marly'de böyle bir şey olacağı söz konusu bile olamazdı.Aklımda bir şeyler birleşmeye başlarken bir çığlık duydum."AAAHH"Bu hilfer yılanının kendini kusturma çabası olmalıydı.Tüm askerler ve arkadaşlarımla beraber çığlığın geldiği odaya koştuk.Gittiğimiz oda Marly'nin odasıydı!!!Ağzından çıkmaya çalışan kara hilfer yılanının kafası görünüyordu!Marly çığlıklar içindeydi.Herkes yardım etmeye çalışıyordu ama kimse bir şey yapamadı.Marly orada boğulacak gibi görünüyordu.Çığlıkları kulağımda çınlıyorken onun acısını ben de yaşıyormuş gibi hissettim.Birden onun ağzından dışarı çıkarak askerlere saldırmaya başlayan hilfer yılanına arka cebimde sakladığım bıçağı onun kara ve ince bedenine sapladım.Ancak kafası yere düşse bile saldırmaya devam etti.Odaya doğru gelen ayak sesleri vardı.Christy özel bir zırhla kara yaratığın tam kafasının ortasına dev bir hançer geçirdi!!!Her tarafa yılanın kanı sıçramıştı.Benim bıçak saplamama rağmen ölmeyen yaratık şimdi yerde korkunç bir şekilde yatıyordu!Marly hala şoku atlatamamıştı.Yanına yaklaşıp endişeli bir şekilde:
-Güçlü olmalısın Marly!Herşey geçti!Sakinleşmeye çalış!Lütfen..."diye konuştum.Christy'nin büyük darbesinin ardından kalan kanları gördükçe sakinleşemeyen Marly'yi odadan çıkardık.Yavaş yavaş sakinleşirken benim içimde bir hüzün oluştu.Bugün şunu anladım;bizim yaptıklarımızı engellemek isteyen kişiler daha şimdiden böyle bir şey yapabildilerse gelecek zamanlarda çok korkunç durumlarla karşılaşabiliriz...Jane,James ve Marly Far-Tron Krallığı'nın batı yakasında dinleniyorlarken ben hala gelecek zamanlarda karşılaşabileceğimiz korkunç durumları düşünüyordum.Saat gece 03.42'ydi!Marly hilfer yılanı şokunu atlatmıştı.Herkesin biraz uykuya ihtiyacı vardı.Christy hiç selam vermeden odasına gitti.Kara hilfer yılanını öldürmek büyük işti.Ne de olsa o Far-Tron'un kralıydı.Bu da ona yakışırdı.Arkadaşlarım da odalarına gittiklerinde,sadece on beş dakika önceki heyecan ve gerilim kaybolmuş,krallık derin bir sessizlik içindeydi.Askerler de hilfer yılanının kalıntılarını götürdüklerinde tüm Far-Tron Krallığı uykuya dalmıştı.Her taraf karanlıkken ben içerde geziniyordum.Yarın,Sitarus'un yanına gidecektim.Ve tabiiki bugün yapamadığımız mitoloji dersi vardı.Gezinirken bir yere takıldım.Yere kapaklandım.Böylece derin sessizliği bozmuş oldum.Takıldığım şeyin bir kitap olduğunu gördüm.Merakım beni o kitabı almam için zorladı.Kitabı elime aldığımda üzerinde FearLand Günlükleri yazıyordu.Hilfer yılanı kitabında da aynı isimi hatırladım!İçini açtığımda yere bir anahtar düştü.Gece artık benim de yatıp uyumamı söylüyordu.Kitap ve anahtarla birlikte odamdaki yatağa uzandım.Işığımı açtım ve kitabı okumaya başladım.İlk sayfada elimde duran anahtarın fotoğrafı vardı.Yanında bir plan varmış gibiydi.Ama yazıyı anlayamadım.Yazı şekillerle anlatılmıştı.En alt kısımda"Flame"yazıyordu.İçimi birden bir gerilim kapladı."Flame"benim soyadımdı!!!!!!!!!!!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmiş ve Gelecek Arasında
Viễn tưởngSıradan bir hayatı olan Michael'ın başına çok garip olaylar gelmeye başlar.Okulunda hiç popüler olmadığını düşünen Michael bir anda herkesin sevdiği biri olur.Bunun nasıl olduğunu çözmeye çalışırken gelecekte olduğunu fark eder.Bir gün odasına kostü...