4.9

1.1K 63 6
                                    

oylar düşmeye başladı bu durum beni üzüyor ;( bölümler güzel değil ondan dolayı mı oy vermiyorsunuz...
iyi okumalar 💕

Kolları arasından sıyrılıp "Dikkat edin yanacaksınız." dedim.

"Aşık olmak böyle bir şey mi ya?"

Maalesef dercesine başımı salladım. Çektiğim acılar aklıma geliyordu.

"Peki yanmaya hazırız desem?" diyip göz kırptı. "Zaten ateşliyim biliyorsun." dediğinde bir kahkaha patlattım. O da benimle birlikte güldü. "Hadi yiyelim." diyip masaya oturdu.

~¿~

Kahvaltımızı yaptıktan sonra ne yapacağımızı bilemeyip televizyondan film izlemeye karar verdik. Şu an Almasın kolları arasındaydım. Bu günlerin geleceğini hiç düşünmezdim. Ben düşüncelere dalmışken Almas bana seslendi.

"Özgü?"

"Hm?"

"Bugün dışarı çıkmak ister misin?"

"İsterim tabii ki. Nereye gidiyoruz?"

"Tabii ki pikniğe!" diyip çoşkuyla koltuktan kalktı ve az kalsın beni düşürüyordu. Sinirle ona baktım pikniğe niye bu kadar seviniyordu anlamamıştım.

"Hadi hazırlan hemen çıkalım."

"Ne yani bir şeyler falan hazırlamayacak mıyız?"

"Hayır her şey hazır merak etme."

"Peki ya kabul etmeseydim?"

"Seni ekip ben gidecektim." diyip güldü.

Şokla "Ne?" dedim. Yanındaki yastığı alıp ona attım. Gülerek tuttu ve "Kızım piknik ekilir mi? Mis gibi ortam." dedi.

"Ay hâlâ konuşuyor hâlâ." diyip kalktım giderken bacağına tekme attım. Koşarak salondan çıktım. Arkamdan "Özgü!" diye bağırdı, güldüm.

Odama çıkıp ne giyeceğimi düşündüm. Bir piknik olduğu için sade giyinmek yeterdi. Hemen dolaptan bir kot etek ve beyaz askılı çıkardım. Bunları giyip saçımı taradım üstünden biraz düzleştirici ile geçtim.  Son olarak kirpiklerime rimel, dudaklarıma ruj sürüp işimi tamamladım.

İhtiyacım olan eşyalarıda alıp odamdan dışarı çıktım.

Aşağı inip kapıda beni bekleyen Almasa arabanın anahtarını alıp attım.

"Ben mi sürüyorum?" diye sorduğunda başımı evet anlamında salladım.

"Bebeğim seni seviyorum!" diyip yanağımdan öptü. O mutlulukla kapıdan çıkarken ben de converselerimi giyip çıktım. Ben arabaya doğru ilerlerken Almas arabayı bağırtıyordu. İlk defa araba sürecek olan Almasın heyecanını görüyorduk. Gülerek ve başımı olumsuz anlamda sallayarak arabaya bindim.

"Ne yapıyorsun Almas? Babası ilk defa araba sürmesine izin vermiş ergen çocuk gibisin."

"Araba sürmeyi seviyorum ne yapayım? Hem anlarsın ya biraz hava atabilirim." diyip göz kırptı.

"Tabii ki istediğin kadar hava atabilirsin Almascım. Her zaman yanındayım bir şey ihtiyacın olunca söyle." diyerek dalga geçtim.

"Bebeğim çok teşekkür ediyorum ama bunun bir dalga olduğunu düşünüyorum."

"Aferin benim oğluma ne kadar da akıllı." diyip saçlarını karıştırdım.

"Birde havlayayım istersen Özgü?"

"Tamam tamam hadi gidelim." dediğimde arabayı sürmeye başladı.

"Köpekten bahsetmişken köpek sahiplenmek ister misin?"

"Bilmiyorum bana bir tane yetiyor."

"Nasıl yani köpeğin mi var?"

"Demin söylediğim akıllı lafını geri alıyorum." diyip kahkaha attım.

"Kalbimi kırıyorsun Özgü."

"Ama sen benim küçük tatlı yavru köpeğimsin." diyip başını okşadım.

"Yataktada hırçın bir köpeğimdir." diyip göz kırptı. Hazır elim başındayken saçını çektim.

"Araba sürüyorum kızım."

"Düzgün dur sende."

"Tamam, tamam."

~¿~

Sonunda piknik alanına varmıştık. El ele gülümseyerek arkadaşlarının yanına gidiyorduk.
Kıskananlar çatlasın. Çünkü bir kız ellerimize sinirle bakıyordu. Kızı sinir etmek adına diğer elimlede Almasın kaslı kolunu tuttum.

Almas onlara el sallayıp selam verdi bende gülümsedim.

"Naber gençler?"

"Oo Almas!" Almas elimi bırakıp çocukla tokalaştı. Bu sırada etrafa baktım. Kimseyi tanımıyordum. 2 kız 3 erkek vardı. Almas hepsiyle teker teker selamlaştı. Selamlaşması bitince beni belimden tutup tanıttı.

"Beyler bayanlar kız arkadaşım Özgü."

"Sevgilin yani?" dedi o kız.

"Evet Derin görmüyor musun duymuyor musun?" dedi Alması coşkuyla selamayan çocuk. Sonra bana elini uzattı.

"Ben de Taha memnun oldum." elini sıkıp "Ben de." dedim gülümseyerek. Sonra sırayla hepsiyle tanıştım. Taha kumral, çok zayıf değil ama zayıf bir çocuktu. Tayfun beyaz tenli kaslı bir çocuktu. Arda sarışın bir çocuktu. Kızlara gelince Derin siyah düz saçlı, beyaz tenli zayıf bir kızdı. Duygu minyon sarışın bi kızdı. Sanırım Taha ile Duygu sevgiliydiler. En azından tek biz sevgili değildik.

~¿~

Uzun bi yemek ve sohbetten sonra hava kararmıştı. Şimdi oyun ve içki zamanıydı. Soru sor cevapla cevaplamazsan dik kafana!

"İlk ben soruyorum." dedi Tayfun. "Söyle bakalım Arda geçen masanın üzerindeki paramı ne yaptın?"

"Abi valla ben almadım."

"Kim aldı lan o zaman?"

Ben durumun garipliğine şaşırırken Almas yanımda birden kahkaha atmaya başladı.

"Sen mi aldın?"

"Evet." dedi Almas gülerek.

"Söylesene şerefsiz. Kaç gündür bu çocuktan istiyorum geri ver diye."

"Onu geri koyacaktım ben ya unutmuşum."

"Neyse ben soruyorum." diye araya girdi Derin.

"Almas benimle yaptığın seksten keyif almış mıydın?" Şokla gözlerimi açtım. Herkes gerginleşmişti.

"Ne diyosun sen ya Derin." diye Duygu sinirle sordu.

"Ne? Merak ediyorum."

Almasa baktım. "Ne diyor bu Almas?"

"Saçmalıyor işte Özgü."

"Ne saçmalaması gayet doğruları söylüyorum."

"Kızım bi sus be."

"Cevaplamayacak mısın?"

"Evet Almas cevapla." dedim sinirliydim ama ortalığı velveleye vermeye gerek yoktu.

"Olmayan bir şeyin nasıl güzel olup olmadığını söyleyebilirim?" Ne yani yatmamışlar mıydı?

"Hatırlarsan beni sadece zorla öptün daha ilerisi olmadı. Öpüşmeye seks diyorsan bilemem. Sırf sevgilimi kıskandırmak için böyle saçma şeylere kalkışma yoksa gördüğün gibi jüçük duruma sen düşüyorsun."

"Neyse beyler biz kalkalım ortamın havası bozuldu iyi geceler size." diyip elimi tuttu Almas ve ortamdan ayrıldık.

sonunda yazmayı bitirdiğim bölümden selamlar umarım bu boş bölümü beğenmişsinizdir.

ANONİM:ELMASHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin