Navigasyondan Almasın evinin adresini açıp arabaya bindim. Evime çok yakın sayılmazdı. Üniversitesine yakındı. Tipik bir öğrenci evi. Giderken bir şey almalı mıyım diye düşündüm. Şarap alabilirdim o da seviyordu ben de seviyordum nasıl olsa.
Bildiğim bir içki dükkanına direksiyonu çevirdim. Geldiğimde cüzdanımı alıp arabadan indim. Kapıyı açtığımda çan sesi geldi. Müşteri geldiğinin belirtisiydi bu. Etrafa bakındım. İçerisi hafif karanlıktı bu da loş bir ortam olmasını sağlıyordu. Bir kütüphane gibiydi aynı sadece kitaplar yerine içkiler vardı rafların üstünde.
Bakmayı bırakıp tezgaha döndüm. Adam gülümseyerek bana bakıyordu.
"Merhaba hoş geldiniz. Ne isterdiniz?"
"Merhaba, eskilerden kalma bir şarap istiyorum kırmızı olsun."
"Tabii ki." diyip tezgahtan ayrılıp içkilerin arasında kayboldu. Bir kaç dakika sonra elinde iki şişe şişeyle döndü.
"Biri 1969dan biri 1970den kalma. 69 daha acı 70 ise hafif bir tatlılık var."
"1970i almak istiyorum."
"İyi seçim. Kartla mı ödeyeceksiniz nakit mi?"
Cüzdanımdan kartımı çıkartıp uzattım. "Buyrun, temassız." kartımı alıp okuttu sonra bana geri verdi. Kutuya koyduğu şarabı bana uzattı. Gülümseyip aldım ve çıktım. Arabaya binip kutuyu yanımdaki koltuğa koydum.
Elim boş olmadığına göre artık gidebilirdim. Navigasyonun sağa dönün, sola dönün uyarılarını dikkate aldıktan sonra sonunda Almasların evinin önündeydim. Daha doğrusu apartmanlarının. Dediğine göre bu apartmanın dördüncü katında oturuyorlarmış.
Ben içeri girecekken biri dışarı çıkıyordu o çıktığında hızlıca içeri girdim. Telefonumu açıp daire numarasının kaç olduğuna baktım. 12 olduğunu görünce asansöre ilerledim. İçeri girdiğimde 4. katı tuşlayıp aynada kendime baktım. Dalgalandırdığım saçlarımı düzelttim ve yüzümde bir şey var mı diye baktım. Üstümede baktığımda herhangi bir şey yoktu. Arkamdan asansörün kapısı açıldığında birinin beklediğini gördüm ona gülümseyip asonsörden çıktım o da yarım sırıtışla bana sırıtıp asansöre bindi.
Üç tane kapı vardı ama benim aradığım kapı tam karşımda duruyordu. İlerleyip zili çaldım. Kapı beklediğimden hızlı açıldığında şaşırdım. Almas sinirli ve bornozlu şekilde söyleniyordu.
"Ne var amınakoduğumun Serhatı?"
"Serhat olduğumu düşünmüyorum?"
"Ah, pardon Özgü arkadaşı zor gönderdikte. Gelsene."
İçeri girerken konuştum. "Bakıyorum hazırlıklısın."
"Hayır şu fotoğrafla benziyor muyuz diye sana sormak için böyleyim." diyip yanındaki yunan heykellerinden bir tanesinin fotoğrafının yanında durup ileriye baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANONİM:ELMAS
Cerita PendekAlmas: nasipte varsa E: ee Almas: bu kadar •Görüldü✔ İsminin elmas olmasının sebebi tabi ki de isimleri birleştirince elmas oldu hahaha defuz kitabımdan bilinir :)