Okurlarım! İyi okuma alıyor kitabımız. Oylar az ama nedense... Siz bilirsiniz .
Geçmişte kaybettiğim insanlar canlandı bu gece gözümün önünde. Hepsinin bitmek bilmeyen gururu , menfaati , umursamazlığı sardı içimi . Kendimden utandım , onlar canlandığı için gözümün önünde.
-Kaybettiğim derken , ölmediler tabiki . Hepsi yaşıyor şu an -
Gözlerim onların karaktersiz yüzünü gördüğü için bir kere; bakamadı bir daha diğer insanların yüzüne. Bakışlarım titredi , içim ezildi , ruhum yalnızlaştı, yanım boş kaldı. Hep . Ben buna rağmen onların hayatında kalabilmek için uğraştım! Ve en sonunda hüsrana uğradım. Sonra da vaz geçtim. Bir daha kimseye güvenmeyecektim. Birinin bana olan değişik bir davranışını gördüğümde vaz geçecektim . Sonra yine aynı .. Değişemedim. Biraz daha büyüdüm . Artık insanların duygularını, davranışlarını, düşüncelerini daha iyi anlayabiliyordum. Sonra yine karar verdim .Artık kimsenin hayatında kalmak için uğraşmıyordum . Bu sefer sözümde duracaktım. Yıpranan sadece ben oluyordum, çünkü. Karar alıp alıp uygulamayınca daha da eziliyordu içim . Artık içim ezilmeyecekti. Beni ezmeye çalışanları o ezecekti. Aslında güçlüydü o . Sadece insanlara çok bağlıydı , o yüzden de çok üzüldü. Küçük şeylere kırıldı . Değer vermedikleri çok belliydi , daha da kırıldı ve cam kırıkları gibi etrafa saçıldı. Hayatıma girenler o cam kırıklarını toplayacak sanarken bir kere daha kırıldı . Geriye bir şey kalmadı. Ve atıldı bir insan daha beynimin en karanlık köşesine. Hep hatırlanmak üzere .
Ufak şeylerle mutlu olabilirken, büyük şeylere bile mutlu olamamaya başladım . Birkaç ay hayatımın en kötü anlarını yaşadım. Bitmek bilmiyorlardı. Şarkılara sığındım. Şarkı sözlerinde içimden geçenleri duydum, mutlu oldum. Son ses dinlemiyordum şarkıları , daha çok kısık sesle. İnsanlar şarkılarımı duymasın diye. Sözlerini duymasınlar diye. Sonra bir tık açtım müziğimin sesini. Duysunlar. Ne olabilir ki ? Anlamazlar. Anlasalar da umursamazlardı. Yemin ederim.
Yaptıkları her şey yordu beni. Ben kimseden çok şey istemiyordum ki. Sadece beni hatırlamalarını , yanımda olmalarını, çok mu şey istedim? İnsanlar da şu özellik çıkmış. Çoğunda vardır. Her gün tanık oldum . Fark edersiniz hatta. Bir insan bir insana çok değer verirse ; o insan o insandan uzaklaşır. Nasıl mı , gidin her gün mesaj atın. Değer verdiğinizi belli edin... Daha çok şey. Göreceksiniz . O insan sizi umursamayacak, sizi basit görecek , size kendinizi değersiz hissettirecek. Bir de şu var; hiç değer vermeyin , umursamayın göreceksiniz ki , o insan size çok değer verecek sizi sevecektir. Çoğu böyle . İmkansızı mı oynuyorlar ne ? Beni sevmeyene gidiyim de , biraz acı çekiyim. Belki olur ... Böyle daha mı tatlı oluyor ? Bir şey diyim mi, olmayacak. Dünya tersine dönse bile.
Tenha yerlerde üzülmekten kendimi kaybettim .
Oysa allah "La tahzen" demişti. Üzülme demişti. Eğer ki çok üzülür de kalbin kırılırsa git bir abdest al ve başını secdeye koy . Konuşma. Sadece ağla. Dök içini. Konuşmasan bile biz seni anlarız . Demişti.
Yapamadım. Her seferinde kendimi üzecek bir şey buldum . Üzdüm de. Eridim günden güne . Yemek bile yiyemiyordum artık , düşünmekten .Fark ettiniz mi ? Şimdiki zamandan bahsetmiyorum. Şimdi böyle değilim çünkü . Az. Bunları yazarken bile bir şey hissetmiyorum. Bazı şeylerden vaz geçmiş insanı bir şey üzemez. Ama bu da mutlu olduğum anlamına gelmez. Sanırım hissizleşiyorum, çocuklaşıyorum. Çocuk olmak istiyorum. Onlar gibi bir şey düşünmemek, saf , mutlu , bir çikolatayla mutlu olmak .. Çocuklar takmaz böyle şeyleri pek. Kendimce söylüyorum. Hayatımızın en güzel anı çocukluğumuz. Bazen kötü şeyler yaşasakta... Çünkü bir şeye azıcık üzülsen bile diyorsun ki sonra "Aman yoruldum , ağlamaktan yeter ". Yeter diyebiliyorsun . Ve seni mutlu eden şeylerle ilgileniyorsun. Çocuk olmak güzeldir o yüzden. Daima çocuk kalın. Ama çocuklar hissiz değildir . Hislerini en güzel kullananlardır. Onları kimse üzemez. Onlar kendilerini her zaman mutlu edebilirler.
Ama bizim beynimizin karanlığında kalmışlar ;her zaman orada hatırlanacak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülen Dudaklardaki Acı Hissiyat
General FictionHer güldüğümde ağzıma battı acılarım . Oraya bir tutam acı serpti, kendini hatırlattı. Acı bir kez bulaşırsa dudağa ; hatırlatır her güldüğünde dudaktaki yerini . Kafana bir yük gibi biner düşüncelerin , yorar benliğini İçindeki kadını yönetmeye çal...