Merhaba okurlarım! Yine geldim. Resmen yirmi bölümdür yazıyormuşum, hızlı geçti sanki. İçimdekileri dökünce bölümler az geldi. Neyse. Bu bölüm final yapmaya karar verdim. Size anlatacağım sadece bu bölüm kaldı. Ayrılmak istemezdim ama ben yazarken iyileştim. Doğruldum çöktüğüm yerden. İnşallah sizin de doğrulmanız dileğiyle..Değişik hissediyorum. Acıdığımda kimseye sığınmak istemiyorum artık. Kendi kendime acımak ve müziğimin sesini açmak istiyorum sonuna dek. İyiyim diye acımıyor değilim, arada bir acılar yakama tutunuyor, daha doğrusu acıyı sevdiğim için onu yakama yapıştıran benim. Güçlü bir insan olduğumu fark ettim ama her şeye çok çabuk kalbim kırılıyor. Bu kalbimle alakalı bir sorun. Bir de şu duygusallık bırakmadı beni bir. Uzun zamandır hissiz ve ağlamalarımı unutmuştum. Bazen bu ağlamadığım günlerin acısı çıkıyor ve zor olsa da ağlıyorum. Gözyaşları kendilerini bırakmıyor artık bu yanağa. Onlar susturulmaya ve içeride bekletilmeye alışkın. Kimsenin yanında ağlayamam. Dışarıdan hiçbir şekilde güçsüz görünmek istemiyorum. Bu gözyaşları da güçsüzlükten değil, akamadığı için akıyor.
Biriyle konuşmak istiyorum. Sonra vaz geçiyorum. Kimseyle bu konuları konuşmak mantıklı gelmiyor bana. Bana ne teselli verebilirdi ki? Ya da verebilirdi acılarımı anlayarak ama ben oldum olalı kimseye bu konulardan bahsetmedim.
Ben oldum olalı üzülmeyi sevmişimdir. Mutlu olmaktan daha çok istedim ama mutlu olmayı da istedim elbet. Kendimi değerli biri gibi göremedim geçmişte, kendime de değer vermedim, öz güvenimi kaybettim. Sonra onların bana değer vermemeleri benim kötü bir insan olduğumdan kaynaklanmadığını anladım.
Her neyse. Geçmiş geçmişte kalmalı diyebilmeli insan. Her anında geçmişini aklına getirip yaşadığın anı öldüremezsin. Öldürdüğün hem için olur, hem de dakikaların. Benim aylarca köşelerde yaptığım gibi. Şimdi o günleri hatırlıyorum. Şimdi olsam değerlendirirdim. Boşu boşuna geçmişimin kötü ağına takıldım ve orada kalan sadece ben oldum. Düşündüklerim, canımı yakanlar, umursamayanlara hiçbir şey olmadı. O ağda sadece ben takılı kaldım ve beynimi kemirdim. Vakti, insanlara değil. Hayallerin için çabalarken harca. Kim olursa olsun verdiğin değeri alamıyorsan fazladan bir adım daha atma. O zaman adımı o sana atacaktır ya da hiç atmadığı o adımı tam orada silecektir. Sen attığın adımlarla yolsuz kalacaksın.
Bazı şeyler böyledir. Hayat gariptir. Bazen ne kadar yol yürürsen yürü o adımlar seni gitmek istediğin yere ulaştırmaz. Bazen de hiç yol yürüme, kendini orada bulursun.
Kimileri doğuştan şanssızdır, kimileri doğuştan şanslıdır. Kimileri hayallerini zaten yaşıyordur hep, kimilerinin hayalleri de başkasının elinde ve kıymetini bilmiyordur. Kimileri zamanını öldürüyordur, kimileri değerlendiriyordur. Kimileri gülmeyi unutmuştur, kimileri de hayatı boyunca hep mutlu olmuştur. Kimileri hiç sevilmemiştir, kimileri iliklerine kadar sevildiğini hissetmiştir. Kimilerinin hayatına hiç iyi insan çıkmamıştır, kimileri de hep şanslıdır o konuda. Hayat adaletsizdir. Önemli olan o adalete karşı çıkmak ve dengeyi sağlayabilmektir. Ne yaşarsan yaşa hep ağlıyorsan güzellikleri de kaçırırsın. Ben mesela, kendimi her şeyden şikayet etmeye alıştırmıştım ve kaybettiğim güzel zamanlarım oldu. Kayıptı aylarım ve günlerim, dakikalarım. Ve bir daha gelmeyecek. Her anda bir güzellik vardır, önemli olan o güzelliği yakalayıp yaşayabilmek.
İnsan ne kadar mutlu olursa olsun, her şekilde acıyı yine de hisseder zaten. Her şey çok güzeldir mutlusundur. Aklına geçirdiğin o güzel günlerin takılır hüzünlenirsin. Yine içini bir hüzün kaplar, hatıraların bıraktığı. Bazen de bu zamanın sildiği insanlar olmuştur. Aklınıza gelir eskiden yaptığınız şeyler ama bir daha öyle anlar yaşayamayacaksınızdır. Olur. Üzülürsün. Her şekilde üzülebilirsin. Zamanın hızlı geçişine bile takılabilirsin. Hayat acımasız. Dünya hüzünden örülmüştür. Ama mutlu olmayı da bileceksin. Bu dünya üzülenlere zor. Kendini mutlu etmeye çalış, enerjini yüksek tut bak ne oluyor? Bak delilere, hayat onlara güzel. Deliye her gün bayram. Siz de bayram deyin gülümseyin.
Üzülme, üzülmeyle geçmez bu ömür. Geriye de dönemezsin geçirdiğin o dakikaların yüzünden, düzeltmek için. Bu hayata geldiysek bir şeyler yapmalıydık, biz bu hayata evlenmeye, çocuk yapmaya, eve yemek yapmaya gelmedik. Böyle saçma bir sebep için gelmiş olamayız. Evliliğe saçma demiyorum ama sırf evlenmek için evlenenler var. Bir kere geldik dünyaya ve onda da böyle mi yaşayalım? Sonra sonu boşanmaya gidiyor öyle yapanların. Önemli şeyler yapmalıydık. Bir hedefimiz olmalı ve ona ulaşmaya çalışmalıydık. Ben yazar olmayı istiyorum mesela en çok, tarih öğretmenliği. Daha bir sürü hedefim var ölmeden önce yapmak istediğim. İnşallah gerçekleşecek ben inanıyorum. Hiç kötü düşünmedim de. Bu hafta üç takipçimi kaybettim hesabımda, aktif olmadığım için ama her şeye rağmen pozitifim.
Kendimi hedeflerime veriyorum ve yaptıkça mutlu oluyorum. Siz de böyle mutlu olursunuz. Net. Kendi içinizde yaşayın, bu dünya da değil. Boşuna da olmayacak şeyler için kendinizi yormayın.
Bu kitapta en çok söylemek istediğim şey de; Dudaklarınızı bırakın, o hep gülümsesin. Acı hissiyatlara bırakmasın yerini. Yüreğiniz hep acıyacaktır ama dudaklarınız kendini gülümsemeye bıraktığında belki o da iyileşecektir. Yalandan gülmeyin, yoksa acılarınız ağzınıza batar. Ağlayın ama o zaman, sakın yalandan ağlamayın. Gülen dudaklardaki acı hissiyata bağlı kalmayın. Gülen dudaklar zaten her zaman acıyı barındırır. Gülümseyişi güzelse o kişinin acı yuva yapmıştır zaten dudağına. Dudakların kendisi bir yalancıdır, ağladığını görmesinler diye gülümseme. Geç başka bir odaya için için ağla. O acıyı yaşama ve dudaklarında besleme. İçindeki çiçeği büyüt, acıyı değil. Acıyı çek toprağından at ve oraya çiçekler dik, belki o zaman oraya gelip binlerce kelebek konar. İçinizdeki umuda sarılın, işte o zaman kelebekler her zaman sizinledir. Gülen dudaklarınıza çiçekler asın. Her güldüğünde acı değil, gerçek bir gülüşte saklı kelebekler belli etsin kendini.
Hoşça kalın.
Gülen Dudaklardaki Acı Hissiyat
18. 9 . 2021
.....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülen Dudaklardaki Acı Hissiyat
Fiksi UmumHer güldüğümde ağzıma battı acılarım . Oraya bir tutam acı serpti, kendini hatırlattı. Acı bir kez bulaşırsa dudağa ; hatırlatır her güldüğünde dudaktaki yerini . Kafana bir yük gibi biner düşüncelerin , yorar benliğini İçindeki kadını yönetmeye çal...