Merhaba okurlar ! Seviliyorsunuz . :)) Şimdi diyorsunuz ki bu kızın ağzından çıkar mıydı , böyle sözler? Çıkar tabiki. :)) Ben kitabımda size hakaret etmiyorum ki , içimdekileri yazıyorum. Kimseye hakaret etmiyorum . Sadece dolmuşluklarım var onları kusuyorum.Bir yalnızlık var üzerimde. Her gece böyle böyle oluyor aslında. Gecenin demine vurmuş bir parça yalnızlık... Göz pınarlarımın sürekli takip ettiği telefonum.. Acaba mesaj gelir mi diye ... Atmıyorum ki kimseye mesaj artık.. Onlardan bekliyorum. Bir zamanlar öyle mesajlar attım ki bazılarına ... Şimdi ben de onlardan bekliyorum . Ama anladım ki , benimle zorla konuşmuşlar , ben attım ya ayıp olmasın diye cevap vermişler , soğuk yapa yapa . Gece ilerliyor . Saatler geçiyor . Telefonuma bir mesaj bile gelmiyor. İçimdeki yalnızlık kendini demliyor . Ruhumdan dumanlar çıkıyor ama yakmıyor artık. Ben hüznü sevdim sadece . Hüzünden başka ne sevilir ki bu dünyada ? Mutluluk ? Mutluluk geçicidir. Bana göre. Hüzün hep ortaya çıkar ama , hayat içerisinde . Her ne kadar mutlu ol illa ki , hüzün gelecektir kapına . Hüzünlüyken mutluluk gelmeyecek mi ? Diyeceksiniz. Hüzün peşinizi bırakırsa gelir. Ama az. Hüzün bulaşıcıdır . Gülmek değil. Bu işte bir yanlışlık var sanırım. Hüzün bir hastalık gibidir , bulaştığı bedenden bir daha çıkamaz ki. Hüzünlü olmasan bile kendini öyle hissedersin. Bir boşlukta varsa içinde işte o zaman bensin. Bilmiyorum belki de bu söylediklerim doğru değildir. Ama ben böyle hissediyorum ve düşünüyorum .
Sanırım ben bazı şeyler hakkında büyük konuştum. Büyük konuşmalarım patladı bir tokat gibi yüzüme. Ve devrildim. Kalkmasını da bildim.
İçimde hep bir boşluk var. Kimse dolduramıyor. Belki de yıllardır merak ettiğim en büyük şey . Neden içimdeki boşluk hiç gitmiyor ? Neden beynimin karanlığında kalmış insanları unutamıyorum. Unutamıyorum o insanları. Acıtmıyorlar ama unutamıyorum. Bazen seneler önce dinlediğim şarkılara rast geliyorum radyoda . Eskiden olsa geçmişte yaşadıklarım gelirdi aklıma .. Şimdi en eski şarkıyı dinlesem bile benim için bir şeyi ifade etmiyor. Sanırım bana dersimi çok iyi bir şekilde verdiler. Onların sayesinde hayatı öğrendim . (!)
Dediler ki; Karşına benim gibiler çıkarsa onlara da böyle davranma aynen bu şekil yaparlar demek istediler belki de. Bu bir deneme dediler . Genelde insanlar bu bildiklerimi daha geç yaşta öğreniyorlar , bu yaştaki kimse bu kadar şey bilemez ki. Geçenlerde ruh yaşımı hesapladım , çok çıktı. Tanımadığım biri yorum olarak yazmışki bana " Bu bilgili olduğun anlamına gelir ". Bence de .Yalnızlığım başımdaki büyük sorunlardan biriydi . Yanımda biri olsa bile yalnız hissediyordum ben. İçimden ne geçirdiklerimi bilmiyorlar ki , bir şey hissettiğimde benim nasıl hissettiğimi anlamıyorlar ki. Oysa çevremde çok insan var. Okula başladığımdan beri , eskiye göre daha çok arkadaşım var. Yine de yalnız hissediyorum. Beni en iyi duvarlar anlıyor. Onlara nasıl baktığımı biliyor duvarlar. Duvarlara daha güzel bakmayı isterdim . Ama olmadı. Duvarlara bakarken içimdeki yangın beni bitirirdi. Kelimeler boğazıma dizilirdi. Nefes bile alamazdım, kalbim öyle bir acırdı ki , böyle bir acıyı kimse tatmamış gibi . Etrafımdaki insanlar boş boş bakardı bana . Umursamazlardı. Bir duvarlar umursardı . Canlı olmadığı halde , eşlik ederdi bana, canlı olanlara inat. Gerçekten ne kadar da körlermiş. Dedim ya kendimi size zorla umursatamam. Öyleymiş öyle olmuş .
Ben size verdiğim değere acıyorum sadece . Değer verdiklerim beni yalnız bıraktı ya bu gece yarısı. Ondan.
Duvarları izlerken duvarlar hariç; tek kişinin varlığını hissettim. Allah demiş ya ben kırık kalplerdeyim. Vallahi doğru. Onun varlığını öyle yakından hissettim ki .... Öyle güçlü kalabildim zaten. Duvarlar anladı ama acıttılar. Allah anladı ama sarmaya çalıştı. Yıkık yıkık sokaklarda kalbim acıya acıya gezdim. Sokak lambalarının aydınlatmadığı sokaklarda süzüldü hafiften yaşlar gözümden. Aydınlık yollara girer girmez yüzümü kaşıyormuş gibi yapıp gözlerimi sildim. Maskeyle gezdiğimizden yalandan bir gülüş yapmak zorunda kalmadım . Bu daha iyiydi .
Tökezledim bazen.
Kendimi fazlalık hissettim. Herkese fazla hissettim , kendimi fazlalık.
Çıkmak istemedim evimden. Ama onun vicdan azabını çekecektim . Çıktım. Vicdan rahatlatmak için. Ve vicdanım rahat artık . Ben elimden geleni yapmıştım. Siz kolunuzu bile kıpırdatmamıştınız. Üzüldüm. Sonra ilk kez güldüm. Günler sonra. Size değmezmiş ki . Hep güldüm sonra. Ama hüzünde bırakmadı peşimi. Hafızam sildi çoğu şeyi . Hatırladığım kırgınlıklarım , beynimin karanlığında kalmışlar ; duvarlar oldu.Yalnızlıkta bir selam çaktı sonra bana. Arkadaş olduk.
.........
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gülen Dudaklardaki Acı Hissiyat
General FictionHer güldüğümde ağzıma battı acılarım . Oraya bir tutam acı serpti, kendini hatırlattı. Acı bir kez bulaşırsa dudağa ; hatırlatır her güldüğünde dudaktaki yerini . Kafana bir yük gibi biner düşüncelerin , yorar benliğini İçindeki kadını yönetmeye çal...