16.İMTİHAN

162 4 2
                                    


Uzun bir aradan sonra ,tekrar sizlerle...


Sabah erken bir vakitte kalkmıştık. Kahvaltı sofrasını hazırlayıp güzelce kahvaltımızı yapmıştık. Dünden beri kendimi daha iyi hissediyordum. Belkıs ve annesinin yanında kendimi rahat hissediyordum. Artık yabancılık çektiğimi hissetmiyordum. Neticesinde artık bir akrabalığımız olacaktı. İçimden hayırlısını dileyip gülümsedim.
-Helya, bugün abimle konuşsan iyi olur. Hem onunda kafasındaki sorular çözüme kavuşur. "

Belkıs 'ın dediği şey gerçekten gerekliydi. Önemli bir konuydu bu. Yusuf' un gözünde şu an hangi durumda olduğumu bilmiyordum ve onun beni yanlış anlamasını daha doğrusu yanlış tanımasını istemiyordum. Bu sebeple onunla bugün konuşmam daha iyi olacaktı. Semra teyze de Belkıs 'ı onayladı. Kafamı hafifçe salladım.
-Haklısın. Bugün buluşalım. "

-Ben abime mesaj atayım."
Semra teyze onaylamazca konuştu.
-Hayır kızım, Helya' nın atması daha doğru olur. "

Duyduğum cümleyle kalbim yavaştan tıklamaya başlamıştı. Ona hiç mesaj atmamıştım. Semra teyzeyi dinleyen Belkıs elindeki telefonu geri bıraktı. Şimdi ikisi de beni izliyordu. Bu bakışlar mesaj atmamı bekliyordu.
-Tamam, ben yazıyorum o zaman. Şey ama nasıl hitap etmeliyim? "

Nasıl hitap etmek gerektiğini bilmiyordum.
-Hitap etmene gerek yok sizli konuşman yeterli bence."

Belkıs 'ın dediği mantıklıydı. Daha öncesinde bir erkeğe mesaj atmadığım için ayrı bir heyecan yaşıyordum. Bu durum beni içinden çıkılmaz bir girdaba sokuyordu. Mesaj atma konusunda dahi nasıl davranmam gerektiğini henüz bilmiyorken, bugün onunla nasıl buluşup yüz yüze konuşacaktım ki? Bu çok daha büyük bir şeydi. Mesaj yine basitti ama karşı karşıya olmak dahada heyecanlanmama neden olacaktı.
Semra teyze o sıra mutfağa gitmişti.
-Belkıs sen mesaj atar mısın abine. Ben biraz çekiniyorum. "

Fısıldayarak konuşmaya çalıştım. Semra teyze duymamalıydı. Az demin benim mesaj atmam gerektiği konusunda oldukça ciddiydi. Belkıs hafifçe güldü ve tamam dedikten sonra mesaj yazmaya başladı.
-Cevap geldi mi?"

-Bakayım. Evet geldi. Tamamdır abim kafenin ismini attı. Öğleden sonra buluşalım yazmış."

Belkıs kafasını telefondan kaldırıp bana baktı. Gülmesine anlam verememiştim.
-Helya, çok telaşlı duruyorsun. Sakin ol. Mülakata falan gitmiyorsun. Hem ben yanında olacağım. Sana destek olurum. Yengemin yanında-Aa çok özür dilerim. Bu kelimeyi kullanmayacaktım. "

Başımı hızla salladım.
-Önemli değil." Diyerek gülümsedim. Onu bu kelimeden uzak tutma nedenim, sadece gelecekte hangi pozisyonda olacağımızı bilemediğimiz içindi.
-Şu yardım işi vardı ya dün sana söylemiştim. Kızlarla konuştum. En kısa zamanda bir araya gelip daha detaylıca konuşalım dedik . Tabiki sende geliyorsun. Değil mi? "

En çok yapmak istediğim şeylerden biride yardım faaliyeti içeren bir gruba mensup olmaktı. Elbetteki bunu kabul edecektim.
-Tabiki. Bende geliyorum inşallah."

En sonki konuşmamızdan sonra Semra teyze mutfaktan gelmiş sohbetimize dahil olmuştu. Ayrıca Yusuf hakkında da onu tanımam için biraz konuşma yaptı. Ağır başlı ve merhametli olduğunu, ama aynı zamanda sahiplenici biri olduğundan bahsetmişti. Yusufu tanımam benim için daha iyi olacaktı. Halime şükrettim. Onu anlatacak ailesi ile daha önceden tanışmış olmakta çok farklıydı. İsteme günü asla beklemediğim kişiler olmuşlardı. Hayat çok farklıydı. Düşünmediğin şeyler bazen bir anda gerçekleşiyordu. Ayak uydurmak zordu. Zaman hızla akıp gidiyor, peşinden koşup yakalaman gerekiyordu. Öğle namazını camide kılacağımız için evden bir saat erken çıkmıştık. İmamın vaazını dinlerken içim ferahlıyor, kalbim zikirle meşgul oluyordu. Ezan okunduktan sonra namazlarımızı eda edip camiden çıkmıştık. Yusuf 'un dediği kafeye yürüyerek ulaşıp içeri girdik. İçeri girdikten sonra Belkıs' ın kolundan çıkıp olduğum yerde durdum.
-Belkıs... "

KALBİN NEFESİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin