31. ARDA

176 6 3
                                    



Ve artık tüm taşlar yerine otursun! Burada Arda'nın ağzından okuyacaksınız hikayeyi. Yalnız şuna dikkat ederek okuyun, burada Arda'nın duygularını değil olayların perde arkasını öğreneceksiniz.Bu bölümden sonra gelen yorumlara göre bir diğer bölümü elimden geldiğince hızlı yazmaya çalışacağım.

Lütfen yorumsuz bırakmayın hikayemizi❤

İyi Okumalar..

-Yakala !"
Son anda gelen basket topunu avuçlayıp önümdeki engelleri atlatıp potaya koştum. Ve basket !

-Aferin!"
Aynı takımdakilerle beşlik çakarken  aynı zamanda gelen homurtular karşı tarafın takımındandı. Oyun devam ediyor ve ben gittikçe hırslanıyordum. Önüme gelen herkesi atlatmak olduğum her takıma herkesin hevesle girmesine neden oluyordu. İlgiliydim basketbola.
Kafamı çevirip tükürecekken  uyarıcı bakışlarıyla göz göze geldim Yusuf'un.Yere tükürmemi istemiyor ve beni bu konuda bıkmadan uyarmaya devam ediyordu.

'Hadi ama'
Diye dudak kıpırdattım.
Oyun nihayet sona ermişti. Oturduğumuz zeminde elimizdeki mataralardan kana kana su içiyorduk. Dudağımın kenarını silip sırtımı tellere verdim.

Yorulmuştum.
Herkes bir bir ayrılıyordu. Geriye Yusuf ile ben kaldık. Gözlerimi kapatmış dinlenirken yan tarafımdan gelen hareketlilikle gözlerimi açtım. Yusuf basket topunu almış baskete devam ediyordu.
Yorulmamış mıydı bu çocuk ?
Zaten geldiğinden beri bir tuhaftı.

-Oğlum yorulmadın mı ,ne bu enerji?"
Derken sırıtarak bakıyordum.
Kafasını iki yana sallarken gözlerini potadan da ayırmıyordu.

Bir şey demeden topu potadan içeri attı. Eh,bende yorgunluğumu atmıştım nihayetinde. Teke tek de atardım bir kaç el.

Ayaklarımı uzattığım yerden kendime çekip bir anda kalktım.
Yusuf'un elindeki topu alıp tek atışta potadan içeri attım.

-Yumurtla artık ."

Bekliyordum. Vardı bir şey.
Yusuf ile ilk tanışıklığımız geldi aklıma. İkimizde tam anlamıyla zıt karakterken şu an arkadaş olmuştuk. O her haliyle muhafazakar biri. Onun vesilesiyle içkiden uzak durabiliyordum. Annem sürekli uyarırdı bu konuda ama göz ardı ederdim.
Hayatın bana verdiği acıları böyle unutmaya çalışmış ve o merete alışmıştım.

-Var bir şey ." Dedikten hemen sonra parmağını kaldırdı. Göstermeye çalıştığı şey bir yüzüktü, nişan yüzüğü.

-Yoksa?"

-Evet ,nişanlandım."

-Vay." Kollarımı açarak ona ilerledim. Kucaklarken sırtına birkaç defa vurdum hafifçe. Bizim sofu nişanlanmış.

-Kim bu şanslı kız? "
Gözünden saliselik geçen tereddütü anlayamamıştım.

-Geçen gece kız kardeşinin doğum günündeki kız. "

Sol kaşımı sorgulamak adına refleksle kaldırdım.
-Hangi kız? Oradaki kızlar senin tarzın olabilecek kişiler değil ama."

Hakikaten öyleydi. Yusuf'un istediği dini hassasiyetleri olan bir kızken şaşırttı şimdi beni.

-Biri daha vardı, tesettürlü biri. Adı Helya. Banyodan çıkarken çarpıştığın kız."

KALBİN NEFESİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin