2.ŞÜKÜR

497 13 1
                                    

"Karşınıza çıkan her insan bir nedenden dolayı çıkar. "
.
Sabah erken bir vakitte kalkmış namaz kılıp valizimi hazırlamıştım.Annem ve babamda uyanınca kahvaltımızı yapmıştık.Unuttuğum bir şey var mı diye odama göz gezdirince istemeden bir hüzün doldu içime.Daha fazla oyalanmadan odamdan çıktım ve beni bekleyen anne ve babamın yanına gittim.
-Kızım Serpil demin balkondan çağırdı seni bir bak ulaşamamış sana ."Annemin kurduğu cümleden sonra elimdeki telefona baktım. Sessizde olduğu için görmemiştim mesajları.Mutfak balkonuna çıktım ve karşı binadaki balkonda beni bekleyen mahalle arkadaşımı gördüm.Beni görür görmez tüm öfke tohumcuklarını üzerime püskürttü.
-Kızım sabahtan beri arıyorum seni nerdesin.Aklın havalarda yine.Bak sen şimdiden böyleysen oralara gidince beni unutursun da ."
-Sakin ol Serpil.Sessizdeydi telefonum.Hem seni unutmak ne mümkün. Her gün arayarak kendini unutturmuyorsun canım arkadaşım. "Dedim şirin halimi takınarak fakat o üzülmüş müydü? Serpil küçük esprileri takan biri değildi ama.
-Şimdi sen seni aramamı istemiyor musun ?"Sesi titreyerek çıkmıştı.Günahların en büyüğünü işlemiştim.Kalp kırmamaya özen gösteren ben Serpil'in kalbini kırmıştım.
-Hayır canım bak öyle demek istemedim biliyorsun. "
-Neyi biliyorum ha? Arama diyorsun ışte ."Bu sohbetin sonu hiç iyi gözükmüyordu.En çok korktuğum günahlardan biri de birinim kalbini kırmaktı.Hatta şu an bu yüzden gözlerim dolmak üzereydi.
-Ben özür -"Dilerim diyecekken atılan kahkahayla neye uğradığımı şaşırdım.
-Nasıl yani? "Dedim şaşırarak.Bu kız deminden beri benimle dalga mı geçiyordu?
-Inanmıyorum sana Serpil! "
Sinirlenmiştim.Hem de çok fazla Ben yanlış anlamayı gidermek için kırk takla atarken hanımefendi parmağında oynatıyordu beni.
- Telefona cevap vermediğine say."Bayık bakışımı attım çok sevgili (!)mahalle arkadaşıma.
-Ah ah ömrüm çürüyecek vallahi bu ders çalışmakla. Kızım ben mezuna kaldım ama elim kitaba gitmiyor. "Haklıydı.Ben mezuna kalırsam okumam diyordum. Öyleki kafayı yemiştim bir ara .Test kitaplarımla konuşacak duruma gelmiştim.Sınavdan sonra kitaplığımdaki kitaplara mezuna kalırsam sizi yakarım demiştim. Ağırdı ikinci bir sene daha çalışmak benim açımdan hatta çoğu kişi açısından.
-Sıkma canını nasipte olan buymuş demekki."Hüzün dolu bakışla kafasını aşağı yukarı sallayınca konuyu bir an önce değiştirdim.
-Ben oralardayken yalnız bırakma beni. Fırsat buldukça ara !"Diye ikazda bulundum.
Ardından Serpil'le iki dakika daha konuştuktan sonra annem çağırmıştı. Babam aşağıda bizi beklediğini söyleyip çıkmıştı. Valizleri de ben Serpil ile konuşurken indirmiş olmalılar diye düşündüm. Çünkü koridordan alınmıştı.Kapıdan anahtarı çıkaran annemle dışarı çıkıp ayakkabılarımızı giymeye koyulmuşken annemin ağzından duyduğum dualarla gülümsedim. Ardından kapıya üfleyip peşimden gelmesiyle aşağı indik.Babam ve annem ön koltuğa yerleşirken ben arka koltukta yerimi almıştım. Yolculukta en sevdiğim şey müzik dinleyerek kafamı cama yaslamaktı.Tüm sıkıntılarımı , dertlerimi unutturuyordu çoğu zaman bana , tabiki namaz ve kuran'dan sonra.Huzur maneviyatti kalbime.Kalbimdeki huzurun sönmemesi için bu yola-ilahiyata- girmiştim bir nevi.
Belkide etrafımda görüp duyduklarım, yaşadıklarım beni itmiştir bu yola.Belki de içimde var olan iman gücü.Her zaman mutlu bir resim çizemeyecektim belki. Zaten çoğu resmim mutlu olmazdı benim.Bir yerden patlak verirdi sürekli.Ne mi? En basit örneği herkesi kendim sanıp değer vermem.Bu huyum beni çoğu kez sert düşüşlerin önüne atmıştı.En yakın arkadaşım olan Melis'ten almıştım en büyük kazığı.Ailesiyle sorunları vardı. Evden gizli gizli kaçıp bir yerlere giderdi.Ailesine de benimle buluştuğunu söylerdi.Ona beni katmamasını söylüyordum çoğu kez.Sonra olay büyük patlamıştı. Hatırlamak istemiyordum o günleri lakin bir anda aklıma sızmıştı.
21.03.2015
-Melis sen ne yaptın! "Dedi kükreyen babası.Melis yaptığı şeyden değil babasından korkuyordu.Babasının deliye dönmüş hali onu çok korkutmuştu.Helya ise arkadaşının sabahki ' çabuk gel ' mesajını görür görmez evlerine koşmuştu. Annesi ağlamaktan kızarmış gözlerle kapıyı açmıştı. Helya Sultan teyzeyi görünce şoka girmişti.Içeri girer girmezde Melis'in babasının kızgın sesini duymuştu. O bile korkmuştu.Melis kapıya sinmiş ağlıyordu. Yaptığı affedilir bir şey değildi lakin bunu Helya daha öğrenmemişti.
-Ba-ba ben-"Demişti ki babasının kolunu sıkmasıyla konuşmasının devamını getirememişti.Gözleri iki kat şaşkınlıkla açılan Helya olduğu yere çivilenmişti adeta. Arkadaşını korumak istiyor fakat yerinden kıpırdayamıyordu.
-Sen benim başıma o*pu mu oldun ?"Dedi babası.Bunu duyan Helya yıkılmıştı.Fatih amca neler diyordu öyle? Burda neler oluyordu?Sultan teyzeye baktı ama o sessizce ağlıyordu.Helya varlığını belli etmek istedi. Ortada dönen şeyi pek anlamasa da arkadaşının zarar görmesini istemiyordu.
-Fatih amca -"Diyeceği sırada arkadaşı Helya'yi işaret etti.
-O-o beni tanıştırdı.Yemin ederim ben istemedim."Melis'in dudaklarından dökülenlerle bakışları Melis'e kaydı. Arkadaşı bildiği, dostu bildiği kız neler söylüyordu?
-Melis ne dediğinin farkında mısın? "Üzerine atılan iftiraya boyun eğmeye niyeti yoktu.Hele ki durduk yere suçlu konumuna düşmeye hiç niyeti yoktu.
-Beni sen tanıştırmadın mı kuzeninle?"Düşündü bir an için Helya.Utku'dan bahsediyor olmalıydı. Utku makine mühendisliği okuyordu. Melis'te bu bölümün zorluğunu merak edip duruyordu. Çok istiyor fakat çokta zorlanmaktan korkuyordu. Işte o zaman Helya kuzeniyle görüşme ayarlayıp Melis'in sormak istediği tüm soruları sormasını ve cevaplarıyla tatmin olmasını istemişti.O sadece arkadaşına hayaline bir adim daha yaklaşması için yardımda bulunmak istemişti.
-Evet ama bunun benle ne ilgisi var?"Diyen genç kıza Melis'in babası elindeki telefonla ve sert adımlarla yaklaştı.Gösterdiği resme bakan Helya'nın başında şimşekler çaktı.Utku ve Melis öpüşürken fotoğraf çekmişlerdi. Bunu nasıl yaparlardı?Ve en önemlisi neden kendisine hiçbir şey anlatmamıştı Melis?Kızgın bakışlarla arkadaşına döndü. Kendisini kurtarabilmek için suçu arkadaşına atıyordu.Canı bildiği arkadaşı bunu ona nasıl yapardı?
-Benim bundan haberim yoktu. Melis suçu üzerime atma!"Dedi fakat Melis için sıradan bir arkadaş olduğunu da bilmiyordu. Melis Helya'yı sevmişti fakat canı kadar değil.Helya gibi değildi sevgisi.O sadece kendi çıkarlarını göz önünde bulundurarak arkadaşlık kurmaya başlamıştı.Belki arada Helya gibi bir arkadaşı olduğu için mutlu oluyordu ama buda geçiciydi.Melis duygusuzdu. Helya buna çoğu zaman şahit oluyordu ama değişir umuduyla göz ardı ediyordu.Helya farkındaydı çoğu şeyin. O belki bir umut değişmesine vesile olurum diye düşünüyordu çoğu zaman.Ama öyle olmamıştı. Melis aynı Melis'ti.
-Baba hem o hem de kuzeni beni oyuna getirdiler.O beni her zaman kıskandı."Derken eliyle Helya'yı işaret ediyordu.Helya bu söze dayanamadı.Gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı.Bugün bu yaşananlara inanmak istemiyordu Helya.Başına ilk defa böyle bir şey geliyordu. Onu kıskanmak aklının ucundan bile geçmemişti.Ona değer verirken onu kıskanmak çok saçma geliyordu genç kıza.Annesinin sözü geldi aklına Helya'nın .
'Kimseye güvenme kızım.Herkes artık menfaatleri doğrultusunda hareket ediyor."Demişti annesi. Bu cümleyi neden önemsememişti.Annesi belki de onu Melis için uyarmıştı ama o bunu göz ardı etmişti.
Melis babasının gözlerindeki kızgınlığın hedefinin bu sefer Helya'da olduğunu görünce rahatlamıştı. Bu yalanı atmasaydı babası onu okulundan bile alırdı. Bu konuda hassas bir aileye sahipti.Annesini her konuda kandırabiliyordu fakat durum babası için öyle değildi.
Hayır diye geçirdi içinden Helya .Hayır bu olanlar gerçek olamazdı. Kendisine yapılan itham ağırdı.Hem de çok fazla.
-Bu yaptığını asla unutmayacağım. "Diye söyledikten sonra çıkıp gitti ordan.Melis artık onun için bir hiçti.Melis yüzünden kuzeniyle de arası açılmıştı genç kızın. Olayları annesine tek anlatmıştı. Tek tesellisi annesiydi.İşte hayattan yediği ilk kazık böyleydi.
.
O olay aklıma geldikçe istemsiz bir şekilde yüzümü buluşturuyordum .Şu an yaptığım gibi.Koluma değen elle anneme döndüm. Kulaklığımı çekip söylenecek cümleyi bekledim.
-Kızım adres burası.Doğru mu?"
Ne ara geldiğimizi düşünmeden cevap verdim.
-Evet burası anne." Ilk babam indi arabadan ardından ben ve annem.Bagajdan iki valizi çıkaran babama yardım edip tekini ben tekini babam aldı.
Aklıma gelen şeyle ağzımdan kaçırdığım -hii " kelimesiyle yerimde durup hayıflanmaya başladım.Dün Gülsu haber bekliyorum senden demişti. Bense tamamen unutmuştum.
-Noldu kızım? "
-Baba kıza haber verecektim ama unuttum." Dedikten hemen sonra Gülsu'yu aradım. Umarım evdedir.
-Alo Gülsu ben Helya .Sana haber vermeyi unuttum ama biz geldik. "Dedim alelacele.Demir kapıya ilerlerken anne ve babamda peşimden geliyordu o sıra.
-Geldiniz mi ? Ah , çok mutlu oldum.Sana dış kapının şifresini söyleyeyim ,5304 .Bekliyorum. " Dedikten sonra heyecandan olsa gerek telefonu yüzüme kapattı. Hani bir teşekkürümü bekleseydi diye geçirdim içimden tebessüm eşliğinde.Kulübede oturan Osman amcaya selam verdi babam.Ardından bende şifreyi yazıp kapının açılmasını bekledim.Açılan kapıyla birlikte babamın peşinden annem ve bende girmiştik.
Gülsu yüzünde gülücüklerle birlikte kapıyı açmış bizi içeriye davet etmişti.Kahve ikram etmek istedi fakat anne ve babam yapılacak işleri olduğunu söyleyip ziyareti kısa kesmek zorunda kalmışlardı.İkiside Gülsu ve benim için hayırlısını dileyip kapıya çıkmışlardı. Babama sıkıca sarılmıştım gitmeden önce.Gözlerim dolmuştu.Sonra annem çekti beni bağrına.Haftasonunu evde geçireceğim için sorun yoktu.O yüzden ağlamaya hacet yoktu.
.
Annemler gideli iki saat olmuştu. Bense o süre zarfını yeni odama eşyalarımı yerleştirmekle geçirmiştim. Odamdaki tüm mobilyalar yeniydi.Içimden şükür ettim Rabbime.Sıra şallarıma gelmişti fakat karnım çok açıkmıştı.
Karnımı tutarken telefonum çaldı.Arayan ablamdı.
-Kuzum , hiç haber de etmiyorsun ?" Samimi bir kızgınlık vardı sesinde.
-Abla inan boş vakit bulamadım."
-Hadi hadi , iki dakika da mi ayıramadın ablana." Bu sorudan kurtulmak için lafı değiştirdim.
-Sen beni boşver de karnındaki yaramaz ne yapıyor? " Ablam en son tekme attığından bahsetmişti.
-Zorluyor biraz ama farklı bir duygu be kuzum.Karnında bir can taşıdığını hissetmek ımmm çok değişik bir şey. " Gülümsedim.Ablam çocukları aşırı severdi.Şimdi de ona ait bir çocuğu olacaktı.Çok heyecanlı çıkıyordu sesi bebeğinden bahsederken.O mükemmel bir anne olacaktı. Bunu çok iyi biliyordum.
-Neyse senin ilk günün nasıl geçti? " Diye sorulan soruyla dün başıma gelen olayı anlatmaya başladım. Muhabbet muhabbeti açmıştı.Telefonu kapattığımda yarım saat kadar konuştuğumuzu gördüm. Karnımdan tekrardan yükselen sesle oturduğum yataktan kalkıp kapıya ilerledim.Kapıyı açıp mutfağa geçecekken dış kapının kapanma sesiyle oraya döndüm.
Elinde pizza kutularıyla bana gülümseyen Gülsu 'ya minnet ettim.
-Hadi hadi ben çok açım." Dedikten sonra koşarak salona girdi.Peşinden gidecekken salondan gelen sesle durakladım.
-Helya tezgahta soda vardı onları da getirir misin? " Tezgahın üstünde duran açık sodaları elime alıp salona geçtim.Paketleri açmakla uğraşan Gülsu 'ya yardım ettim.
-Bana neden söylemedin. Ortaklaşa ödememiz gerekir. " Dedim kızgınca.Çünkü içim rahat etmezdi benim.
-Lütfen duymamış olayım.Ben ısmarlıyorum.Başka sefere de sen ısmarlarsın ." Ağzıma attığım dilimle mest olmuştum.Gülsu 'yu onaylanıp yemeye devam ettim.Cidden çok açıkmıştım.Yedikçe yiyesim geliyordu fakat doyduğum için bıraktım.Nefsimizi doyurmak zor diye geçirdim içimden.
Gün bitmiş akşam olmuştu.İlk kez bir ev arkadaşımla bir evde kalıyordum.Bu durumun ileride getireceklerini ,ne yaşayacağımı bilmiyordum.O yüzden hep dua ediyordum hayırlı şeylerle karşılaşmak için. Demek ki Gülsu benim için hayırlı bir arkadaş diye düşündüm. Belki de değil, onu zaman gösterecekti.Yatsıyı da kıldıktan sonra Gülsu 'ya hayırlı geceler diyip odama geçtim. Üstümdekileri çıkarıp rahat pijamalarımı giyinip yatağıma girdim.
.
Sabah namazını kılamadığım için moralim epey bozuktu. Sabah namazını kılmadığım zamanlar günümün boş geçtiğini hissederdim. En önemli vakitlerden biriydi. Herkes nefsine yenik düşüp uyurken sen sabahın faziletiyle nasiplenirsin.
Sabah erken bir vakitte kalkmak bana da ağır gelirdi fakat Allah'ın farzını yerine getirdiğimi hissetmek bunu hafifletirdi.
Ama bugün sabahın o faziletini hissedemeden güne başlamıştım.Allah'ım affet diye dua ettim.Şalımı da takıp kot rengi sırt çantamı omzuma asmıştım.Çalan alarm sesiyle telefonuma baktım fakat benden gelmiyordu o ses.Gülsu 'nun diye düşündüm. Odamdan çıkarken kendi odasından uykulu bir şekilde çıkan Gülsu 'yu gördüm.
-Hayırlı sabahlar."
-Sanada."Dedi esneyerek.
-Dün kahvaltıya gerek olmadığını söylediğin için hazırlamadım." Dün yatsı namazını kılmadan önce baya sohbet etmiştik.Kendimizden ve ailelerimizden de bahsetmiştik. Neticesinde birbirimizi tanımaya çalışıyorduk.
-Okulda yiyiyoruz bizimkilerle."
-Ben çıkıyorum. Görüşürüz inşallah. " Tek kaşı havaya kalktı.
-İnşallah derken yani gelmeyecek misin? "
-Hayır o anlamda değil. Ne olacağını bilemediğimiz için öyle dedim."
-Haa anladım. "Diyen Gülsu 'ya el sallayıp dış kapıya ilerledim.
Kapıyı açıp çıkacakken önümdeki kişiye çarpmamak için geri çekilecekken arkamdaki kapıya çarptı kafam.Ben kafamın ağrısıyla cebelleşirken belimi tutan parmaklara ilişti gözüm. Bu parmakların sahibi bir kıza göre fazla büyük ve sertti.

KALBİN NEFESİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin