Cesaret

6.1K 304 343
                                    

0.7

●●●

Yüzüme doğru eğildiğinde, burnuma dolan sigara kokusu anın gerçekleğini yüzüme, bir tokat gibi çarpıyordu. Hayalken bile beni paramparça eden bu anın gerçek olması; kalbimde, beynimde, her bir zerremde tıpkı dışarıdaki gibi bir fırtına kopardı.

"Korkma, seni asla tek bırakmayacağım." dedi ve alnıma en az volkan patlamaları kadar sıcak bir buse bıraktı.

Ben bu adama aşıktım. Bundan sonra nasıl dayanırdım hiçbir fikrim yoktu. Sadece onun varlığına sığınmak istedim ve sığındım. Elleri narince boynumda, sıcak dudakları alnımda ve benim titreyen dudaklarım her şeyin farkında. Asla bana o şekilde yaklaşmayacağını bilsemde bir yanım umut etmekten asla vazgeçmeyecekti.

Bunu ancak ben değiştirebilirdim.

Dudakları alnımdan ayrıldığında ben de onu öptüm.

Yanağından...

Pürüzsüz teninden dudaklarıma yayılan ısı, heyecandan yanağımın seğirmesine neden oldu. Bu adam bana farkında olmadan ne yapıyordu böyle? İnanın ben de anlamlandıramıyordum. Elim göğüs kafesine doğru istemsizce yükseldi ve kalbinde durdu. Elimin altında atan düzenli kalp atışları, benim kalbimi daha çok hızlandırdı. Ne hissedeceğimi şaşırmışken, göğüs kafesinin üzerinde duran elimi usulca kavradı. Joseph, bu anı yaşamak için ne kadar beklediğimi tahmin bile edemezdi.

Hafifçe titremeye başlayan bedenimi farketmemesini diledim. Belki de farketmeliydi, böylelikle bir şeyler anlam kazanmaya başlayabilirdi. Bu masum öpücük, onun için bir işaret olsa nasıl olurdu mesela? Aramızda öyle bir çekim vardı ki, bu ihtimaller bedenimi sıcacık ediyordu. Ben artık, bu tek taraflı çekime dayanamıyordum.

Usulca geri çekildiğimde, elimi kavrayan eli aşağı doğru düştü.

"Sen otur. Ben üstümdekileri değiştirip hemen geleceğim."

Başımla onaylayınca, nazik tebessümü eşliğinde üst kata çıktı.

Acaba şu an aklından ne geçiyordu?
Ya da doğruyu söylemek gerekirse, aklında ben var mıydım? Elim kolum bağlı onu beklerken, benim aklımda sadece o vardı çünkü.

Tanrı daha iyi bilirdi.

Aşağı doğru inen adım sesleriyle gözlerim kareli pijama takımıyla bana doğru gelen, sevgili Joseph'e ilişti. Bir insan pijamayla bile nasıl bu kadar çekici görünebilirdi? Ya da bu kareli pijamanın mucizesi miydi? Sanmıyordum, bu Joseph'in karşı koyulamaz cazibesinden geliyordu.

"Masaya geç lütfen hanımefendi. Senin için bir şeyler hazırlamaya çalıştım, umarım zehirlenmezsin."

Son cümlesine birlikte gülerken, birlikte gülmenin bile bana neler kattığına inanamadım. Çok güzel bir histi. Herkes bu hissi mutlaka bir gün tatmalıydı.

"Servis etmene yardım edeyim." dedim o tatlı anın üstüne. Kafasını olumlu anlamda salladığında işe koyulduk. O yemekleri tabaklara koyarken, ben de onun ardından yemekleri masaya yerleştirdim.

İşimiz bittikten sonra yerlerimize geçtik. 6 kişilik masada karşı karşıya olacak şekilde oturmuştuk.

Ne romantik ama...

Cheers Darlin'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin