0.3
●●●
"Ağlaması gereken sen değilsin."
Ağlaması gereken ben değilim çünkü sen benimlesin, yanımdasın, gitmeyeceksin, beni incitmeyeceksin, biliyorum.
Sana güveniyorum.
"Sana ne yaptılar?" diye sordu çekinerek.
Bana ne yaptılar? Bana neler yapmadılar? Asıl soru bu olmalıydı.
Joseph bu düşünceli halimden yararlanıp, beni geniş salonuna tekrar soktu ve usulca yumuşak koltuğuna oturmam için beni yönlendirdi.
"Beni hiç sevmediler."
"Neden hiç sevmeyi denemediler?"
"Senin karşına böyle bitikken çıkmayı istemezdim Joseph."
"Bana mutlu görünmeyi öğrettiler ama hiç mutlu edemediler, etmediler."
Dilimden dökülen her zehirde, kanım çekiliyordu. Aile böyle bir şeydi işte. Kimisinin ağzından bal, kimisinin ağzından da zehir olarak dökülürdü. Benim zehrim, kanımı damarlarımda kurutuyordu.
Sağ eli, yaklaşık bir saat önce annem tarafından yolunmuş saçlarıma gitti. Saç diplerimde kendini belli eden sızıyı, onun bir dokunuşu yok etmişti sanki. Saçlarımı usulca okşarken ailemin daha çok annemin eziyetlerini utana sıkıla anlattım ona. İçim bir nebze rahatlasa da, anlattığım her şeyi tekrar yaşamış gibi hissetmek ayrı bir eziyet gibi gelmişti.
"Ale, sana bugün bir söz verdim değil mi?" Sesi tüylerimi diken diken etti.
Başımla onu onayladım.'Sana söz veriyorum iyi olacaksın.'
"Sana söz veriyorum, sözümü tutacağım." Bundan hiç şüphem yoktu zaten. Sadece tek bir şey aklımı karıştırıyordu, bütün bunlar bana acıdığı için miydi?
"Daha önce bilseydim, böyle olmazdı."
"Çok şaşkınım, çok sinirliyim, hatta kendimi dizginlemekte çok zorlanıyorum. Arkadaşlarımdan beklemezdim bunu."
"David benim için bir abi gibiydi, onu iyi tanıdığımı sanırdım. Çok fena yanılmışım."
"Seni nasıl iyi hissettiririm bilmiyorum."
"Ama şunu bil ki, sakın zorunda hissettiğim için sana söz verdiğimi düşünme, ben sana değer veriyorum Ale. Değer verdiğim birinin incinmesine göz yumamam." Bana değer veriyor olması, kalbimi tarif edemeyeceğim bir hisle doldurdu. Yalnız değildim artık, emin olmuştum.
"Onlarla sadece konuşmakla kalmayacağım Ale. Artık kimse seni yaralayamayacak." Söylediği bunca güzel şeyden sonra bu sefer de yoğun duygu karmaşasından doldu açık kahve gözlerim.
"Bunca zaman nasıl farkedemedim, aptal olmalıyım."
"Bana senin sakar bir çocuk olduğunu düşündürdüklerine inanamıyorum."
"Düşündükçe kahroluyorum."
"Bundan sonra ben varım."
"Benimle güvendesin güzelim, artık her şey geride kaldı."
İyi ki Joseph vardı...
Ama ailemle konuşmaktan başka ne yapabilirdi ki? Bitmeyen ızdırabımı nasıl sonlandıracaktı? Ailemin zulmüne nasıl engel olacaktı? Üvey babamın biricik arkadaşıydı o, benim için anneme ve babama karşı ne yapabilirdi? Bu sorular içimi bulandırdı. Düşünmek istemediğim halde soru işaretiyle kalan cevapları bilmeye ihtiyacım varmış gibi hissediyordum, fakat bunları Joseph'e sormaya cidden çekiniyordum, ki zaten gücüm de yoktu. Kafamı kaldırıp Joseph'e bakmak istedim. Ama o yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cheers Darlin'
RomanceRuhuma bir ışık yayıldı, hiç bilmediğim hislerin kapısı aralandı, mutluluk hiç beklemediğim an da içimde bir havai fişek gibi patladı. Kelebekler yalandı, kuşlar uçtu vücudumda. ▪︎▪︎▪︎ •Yaş farkı içerir! Daddykink değildir! fanfic for Joseph Morgan