Amca

5.8K 354 471
                                    

1.3

●●●

"Senin yüzünden kendime asla zarar vermem ben."

"Ben kimse için kendime zarar vermem."

"Hayatım acı doluyken bir de esktradan kendime acı çektireceğim öyle mi? Ne komik ama."

"Çocuk muyum ben!?"

"İlgini çekmeye çalışan bir çocukmuşum gibi davranamazsın bana!"

"Kimsenin ilgisine ihtiyacım yok benim."

Joseph'in gevşeyen elinden, söylediklerimin ona ağır geldiğini anlamam uzun sürmemişti. Söylemeyi hiç istemediğim şeyleri bana söyletmesi en az onun kadar beni de incitmişti. Hemen bileğimi çekip kurtardım, tam o sırada kapı çaldı.

Joseph bana kahroluyormuşcasına bakıp, kapıyı açtığında gelen ikimizi de şaşırtmıştı.

Thomas.

"Senin burada ne işin var?" Sesi hem çok sakin hem de fazla sinirliydi. Bana sinirlenip, Thomas'a bunu yansıtamazdı. Buna izin vermezdim.

"Ben Alessandra'ya çantasını vermek için gelmiştim."

"Bizi mi takip ettin sen!?"

Kapıya doğru yürürken, zorda olsa yüzüme bir gülümse kondurdum ve sinirden kuduran Joseph'i kolundan tutup, kendime doğru çektim.

"Joseph, lütfen sakinleş." Fısıldar tonda konuşsamda, Thomas'ın aile dramamıza çoktan dahil olduğunu biliyordum.

Aile draması...

Joseph'in kolunu bırakıp, Thomas'a baktım.

"Kusura bakma lütfen. Joseph benim için çok endişelenmiş, hâlâ çok gergin."

Göz ucuyla bir Thomas'a bir de Joseph'e sırasıyla bakıyordum. Thomas tatmin olmuş gibi durmuyordu, Joseph ise gözlerinden alev fışkırtıyordu.

"Her neyse Alessandra ben çantanı getirmiştim."

"Bu arada sizi takip etmedim efendim. Sizi takip etmiş olsaydım buraya 2 saat sonra gelmezdim."

"Alessandra biraz tarif etmişti, ben de çevredeki dükkanlara sordum."

Joseph'e alaycı gözlerle bakan Thomas, yangına körükle gidiyordu. Umarım Joseph'in gereksiz siniri hemen geçerdi. Yoksa burada ufak çaplı bir kıyamet kopabilirdi.

Thomas'ın elindeki çantamı kapıp, teşekkür ettim ve nezaketen bir şeyler içmeye davet ettim. Ben reddedip, gitmesini beklerken, kabul etti ve içeri geçti.

Tanrım sen bana olası bir kaos için güç ver.

Joseph'le özellikle göz göze gelmemeye çalışıyordum, çünkü göz göze gelirsem hiç iyi bir manzarayla karşılaşmayacağımın farkındaydım.

Thomas'ı yemek masasına buyur ederken, Joseph'se mutfaktaki oturma grubuna kurulmuş bizi izliyordu. İçine düştüğüm bu durum gerim gerim gerilmeme sebep olsada, şu an için idare etmekten başka çarem yokmuş gibi görünüyordu. Hem beni kurtaran adama minnettar olmak varken bu gaddarlık niyeydi? Bana sinirliyse bile bunu bir başkasına yansıtmamalıydı. Yüz ifademi biraz olsun yumuşatmaya çalışıp, Thomas'a döndüm.

"Ne içersin?" Benim aksime Thomas 32 diş sırıtıp cevap verdi. Bu neşe nereden geliyordu acaba?

"Sıcak bir şeyler fena olmaz."

Cheers Darlin'Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin