44. Bölüm "Gözyaşı"

20.7K 1.1K 281
                                    


Yazarken ağlamak 🤝 Ben


Keyifli okumalar diliyor bol yorumlarınızı bekliyorum°

Keyifli okumalar diliyor bol yorumlarınızı bekliyorum°

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Bitti mi işin?" diye girdi Toprak mutfağa. Bulaşık makinesinin kapağını kapatıp tezgahı silmeye başladığımda onaylar bir mırıltı çıkardım.
Ben elimi suya tutarken bir iki adımda yanıma yaklaşıp kollarını belime sardı.

Yanağıma bir öpücük kondurup başını boynuma gömdüğünde öpecek sanarken omzumu ısırdı kemirgen.
"Yaa!" diye cırladım anında. Kolları arasından kurtulup arkamı döndüğümde pis pis sırıtıyordu.

"Nerede benim minnoş ellerimle bugün börek açtığım oklava?" diye etrafta dönüp dururken tam kapıdan sıvışacaktı ki börek lafını duyup geri döndü.
"Börek mi yaptın?" dedi elimdeki muhtemel suç aletini umursamadan bileğimi yakaladı.

"Evet, ama sen yiyemezsin."

"He he." diye beni geçiştirirken bileğimden sürükleyerek salona götürdü. Elimdeki oklavayı da masanın üzerine bırakmayı ihmal etmemişti.

Çayı demlemiştim, altının suyu kaynayana kadar ben de salona geçtim.

"Eline ne oldu?" diye sordum. Sürekli elini açıp kapatıyor, parmakları ile oynuyordu.

"Bilmiyorum elim ağrıyor." diyerek televizyonu açtı.

Koltuğun büyük yastığını alıp yere fırlattı ve sırtını kol kısmına yaslayarak oturdu.
Yastığı yerden alıp diğer koltuğun üzerine bırakırken "Şu ortalığı dağıtma ya."diye mızmızlandım.

"Sen düzen hastasısın, ben dağınık değilim." diyerek kolumdan tutup kendine çekti. Sırtımı göğsüne yaslayıp önüne oturduğumda omzumdan uzattığı elini tuttum.
"Masaj yapayım biraz. Belki geçer." diye mırıldanarak elini ovmaya başladım.

Boynuma değen nefesi tüm tüylerimi ayağa kaldırıp beni alt etse de o bunun farkında olmadan televizyon izlemeye devam ediyordu.

"Yeter güzelim. Sağol." diyerek elini elimden kurtarıp belime sardı. Burnunu saçıma sürtüp derin bir nefes aldıktan sonra boynuma ardından da az önce omzuma bir öpücük kondurdu.

Ellerini belimden çekip saçıma götürdüğünde kendini biraz geriye çekerek ördüğüm saçımı usulca açmaya başladı. "Saçını örmeyi bana öğretsene." dedi aynı zamanda.

Saçımı açıp parmaklarını bir tarak misali geçirerek düzeltti.
"Şimdi üçe ayıracaksın." diyerek elimi saçıma attım. Kendim örerek ona gösteriyordum. Ben ona anlattıktan sonra "Tamam." deyip tekrar açtı saçımı.

"Üçe ayırıyorum, sonra şunu atıyorum..." diye kendi kendine anlatarak ördü saçımı.

Saçımı arkadan öne alıp baktım. "Kaptın sen bu işi."

SINIR |Tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin