17. Bölüm "Bende Seni......"

42.7K 2.4K 271
                                    

.
.
.
.

" Ve aleyküm selam Toprak"

" Eylül sen hastaneye mi gittin? Yengen söyledi. Kızım niye dinlenmiyorsun sen? "

" Evet hastanedeyim bir gün dinlendim zaten yeter o bana. Sen neredesin? "

" İşim vardı sabah erkenden. Şimdi bitti. Akşama doğru tekrar geleceğim."

" E şuan işin yoksa buraya gelsene hem geçen gün söyleyeceğim şeyi söylerim. O gün söyleyemedim malûm"

" Olur gelirim işim yok zaten. Hastanenin dış kapısına gelince ben seni ararım olur mu?"

" Yok yok orada beklemene gerek yok.
Sen içeri gel. Ama içeri gelince beni ara bulamayabilirsin."

" İçeri mi?! Ta..tamam ben seni ararım. Allah'a emanet ol."

O olaydan ardından bir gün geçmişti. Toprağın zoruyla bir gün evde dinlenmiştim. Yengem hayli panik yapıp o gün, gün boyu beni ayağa kaldırmadı.
Bugün de Toprağın yersiz endişelerine ve " sakın gitme " deyişine aldırmadan hastaneye gelmiştim.
Şuan ise Toprağa ne diyeceğimi düşünüyorum.

Çok güzel kelimeler buldum. İnsan gibi söyleyeceğim. Anlatacağım işte derdimi.
İnşAllah dilim tutulmaz 😂
.
.
.

Öğle yemeği vakti girmiş herkes birer birer yemekhaneye iniyordu.
Ben de elimdeki hasta dosyalarını bırakıp aşağıya inmeye karar verdim.

Dosyaları hemşire masasına bırakıp üzerime birşey almak için odaya girdim.
Çünkü büyük ihtimalle Toprak ile dışarıda konuşuruz. Ve dışarısı da oldukça soğuk.

Asansöre doğru yürürken üzerimi giyip Toprağı aramak için telefonu cebimden çıkardım.

Arama tuşuna basıp asansörü beklemeye başladım.

Vee asansör yine dolu.

Yine onca katı inmek zorunda kalmanın hüznü ile basamakları birer birer adımladım.

İlk arayışımda açmayan Toprak tekrar aradığımda açmıştı.

" Selamın aleyküm. Nerdesin Toprak geldin mi? Benim işim bitti de."

" Aleyküm selam. Evet geldim giriş kattayım."

" Tamamdır. Ben geliyorum. Bekle sen beni."

Son basamağı da indiğimde Toprağı görmüştüm. Ve tabi ona yaklaşan tehlikeyide.

Telefonu hızla cebime koyup Toprağa doğru gözlerimi kısarak yaklaştım bakalım ne yapacak.

Aaa ben size ne olduğunu söylemedim değil mi?
Bir kız Toprakla konuşmaya çalışıyor. Galiba birşey soruyor.

Esmer, dar bir elbise giymiş ,ayağında da bir karış topuklu.
Doğruyu söylemek gerekirse yüzü güzel bir kız.

Ama Toprağın ona kısa kısa cevap vermesi ve ona mümkün olduğunca bakmaması beni şaşırtmıştı.
Sanki biri beni kurtarsın der gibiydi

E ben de hızla yanlarına yaklaştım. Ve insanlığımı koruyarak kadına seslendim.

" Buyrun hanımefendi ben yardımcı olayım."

" Teşekkürler. Ben bu beyefendiye sorarım."

" Ama ben burada çalışıyorum. O pek burayı bilmez bana sorabilirsiniz."

" Aa birbirinizi tanıyor musunuz?"

" Evet. Tabi tanıyoruz. Kocam olur kendisi."

" Ha! Kocan demek o zaman iyi günler size ben başkasına sorarım. "

SINIR |Tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin