07: senin için bunu yapabilirim.

2.2K 229 208
                                    

bölüm 7:
senin için bunu yapabilirim.



Taehyun aynanın önünde son kez kendini kontrol ettikten sonra, çantasını sırtına takıp mutfağa geçti. Beomgyu Sejun'un tabağına yiyeceklerini koyarken, Taehyun'a çevirdi bakışlarını. Taehyun ise direkt oğlunun yanına gelmiş, yanaklarına sulu öpücükler kondurmuştu. "Akşama hazır ol ufaklık, dede'ye gideceğiz."

Sejun usulca başını sallayarak onayladı babasını. Dedesini seviyordu ama babannesinden biraz korkuyordu. Bu yüzden Taehyun babasının ailesine giderken, Beomgyu babasının ailesinin yanına gittiği kadar sevinemiyordu.

Beomgyu tabağındaki yiyeceklerle oynarken, oğluyla vedalaşan eşini izliyordu buruk bakışlarla. Dün gece aklına geldikçe kötü hissediyordu. Taehyun'un uyandığı andan beri eskiye nazaran soğuk davranması, daha da kötü hissettiriyordu.

Taehyun son kez oğlunun saçlarına öpücük kondurduktan sonra Beomgyu'ya döndü. "Ben çıkıyorum. Görüşürüz."

Beomgyu bir anlığına ne diyeceğini bilemese de, hemen kendini toparlayıp konuştu. "Kahvaltı yapmayacak mısın?"

Taehyun başını iki yana salladı. "Şirkette yerim ben bir şeyler."

Bu cevap Beomgyu'nun her ne kadar içine sinmese de sakince kafasını salladı. "Peki, görüşürüz."

Taehyun bakışlarını eşinden çekip, tekrar oğluna dönüp el salladı. Sejun da gülümseyerek el salladığında, Beomgyu'ya son bir bakış atıp çıktı mutfaktan.

Onunla böyle olmak çok canını yakıyordu ama dün gece ki alaycı tavrına çok kırılmıştı. O sadece babasının davetini kabul ederlerse, aradaki bu soğukluğun gidebileceğini düşünmüştü. Beomgyu'yu böyle bir şey için zorlamamıştı. Öyle ki, günlerce ona nasıl söyleyeceğini düşünüp kafayı yemişti. Çünkü eşinin bu konuda ne kadar kırgın olduğunu biliyordu. Beomgyu'nun gitmek istemediğini söylemesi yeterliydi onun için. Ama onunla dalga geçer gibi konuşması kırıcıydı işte.

Bu düşünceler eşliğinde evden çıktığında, cebindeki anahtarı çıkarıp evin önündeki arabasına doğru ilerledi. Arabaya binerken gözüne çarpan şeyle tekrar arkasını dönüp, mutfak camlarına baktı. Beomgyu oradaydı. Onun yüzündeki üzgün ifade içini sızlattığı için, yüzüne bir gülümseme kondurmaya çalıştı. Beomgyu başta onun gülümsemesine şaşkın bir ifadeyle bakmış, ardından o da gülümsemişti.

Taehyun gözlerini eşinin üzerinden çekip hızla arabaya bindiğinde, derin bir nefes bıraktı. Ne kadar kızarsa kızsın, ne kadar kırılırsa kırılsın, yüzünde o üzgün ifadeyi görmeye dayanamıyordu.

Arabayı çalıştırıp şirkete doğru sürmeye başladığında, kafasındaki düşünceleri bir nebze olsun arka plana atmak için şarkı açtı. Yaklaşık 20 dakikanın sonunda şirkete gelmişti. Şirketin büyük kapısından içeriye girdiğinde, aldığı birkaç selama karşılık verip hızla asansöre doğru yürüdü. Asansörün tuşuna basıp gelmesini beklerken, yanında hissettiği bedenle kafasını yanına çevirdi. Wooyoung elleri cebinde kafasını Taehyun'a çevirmeden konuştu. "Neyin var?"

Taehyun aldığı soruyla kaşlarını çattı. Bu kadar mı belli oluyordu? Yüzüne bile doğru düzgün bakmamıştı ki, nasıl anlamıştı?

"Neden?" Dedi bakışlarını ondan çekmeden.

Wooyoung sorusuna soruyla karşılık verilince güldü. Anlaşılan gerçekten bir şey olmuştu. Asansörün kapısı açıldığında Taehyun'u cevapsız bırakarak içeriye girmiş, onun da girmesi için kolunu kapının önünde tutmuştu. Taehyun da girince Wooyoung kolunu çekmiş, sadece ikisinin olduğu geniş asansöre sırtını yaslamıştı.

my family || taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin