14: nasıl aşığım bir bilsen.

2.5K 219 263
                                    

bölüm 14:
nasıl aşığım bir bilsen.



Taehyun işini bitirene kadar Beomgyu önce mutfağı toplamış ardından Sejun ile birlikte kurabiye yapmışlardı. Taehyun işini bitirdikten sonra da hazırlanıp çıkmışlardı. Sejun'un isteği üzerine önce parka sonra dondurma yemeye gideceklerdi.

Hava güzel olduğu için arabayla gitmek yerine yürümeyi seçmişlerdi. Beomgyu Taehyun'u konuşturmak için farklı farklı konulardan bahsederken, Taehyun ciddi bir ifadeyle cevaplıyordu onu. Beomgyu hiçbir şey olmamış gibi davranmanın iyi bir yöntem olmadığını anlamış, bu yüzden Taehyun ile güzelce konuşmayı aklına not etmişti.

"Fransızlarla olan toplantınız iyi geçti mi?"

"Beomgyu o toplantı bir hafta önceydi ve ben sana nasıl geçtiğini anlatmıştım."

Taehyun'a kısa bir bakış atıp omuz silkti Beomgyu. "Olsun, yine anlat sen. Seviyorum seni dinlemeyi."

Taehyun başını iki yana sallayarak derin bir nefes bırakmış ve "Kısaca iyiydi." demişti. Beomgyu tekrar geçiştirilmenin hüznünü belli etmeden Taehyun'a saçma sapan sorular sormaya devam etti.

"Beomgyu cidden neyin peşindesin?"

Beomgyu bu sözle aniden olduğu yerde durunca onunla birlikte elini tuttuğu oğlu ve eşi de durmuştu. Sejun hemen ilerdeki parka gitmek için heyecanlanıp yürümeye çalıştığında, Beomgyu da eşine bakmayı bıraktı ve onunla birlikte Taehyun'a arkasını dönerek parka doğru yürüdü.

Minik çocuk hemen oyuncaklara koştuğunda Taehyun "Dikkat ol birtanem." diyerek uyarıda bulunmuştu oğluna. Sejun ise bunu dikkate almayıp oradan oraya koştururken Taehyun eşinin oturduğu banka oturdu. Beomgyu Taehyun'un oturması ile hemen konuşmaya girdi. "Bir şey peşinde olduğum yok. Sadece özür dilerim dün çok kaba davrandım ve pişman oldum."

"Dün neler oldu?"

Beomgyu panikle eşine döndü. Aniden böyle bir soru sormasını beklemiyordu.

"Hiçbir şey olmadı?"

Taehyun bakışlarını oğlundan çekip Beomgyu'ya döndüğünde baygın bakışlarla baktı. "Olmuş. Seni tanıyorum. Dün gece bir sorun olduğu çok açık."

Beomgyu bıkkın bir nefes verip önüne döndü. Pekâlâ olayı anlatmasa da olurdu. "Sadece Jinyoung'un eskisi gibi biri olmadığını öğrendim. Yani vaktimi ona ayırabileceğim biri değilmiş."

"Diğer arkadaşların? Siyeon ve Mingyu muydu?"

Beomgyu dudaklarını dişleyip bakışlarını ellerine indirdi. "Şey... onlar gelmedi."

Taehyun şaşkınlıkla Beomgyu'ya döndüğünde Beomgyu utanarak kaldırdı başını. Taehyun derince yutkundu. "Siz... yani sen ve o yalnız mı yemek yediniz? Ve sen bunu benden gizledin? Siyeon ve Mingyu'nun gelmeyeceğini bana söylemedin?"

Beomgyu Taehyun'un eline uzandığında Taehyun ellerini kaçırdı. Beomgyu bu sefer elini Taehyun'un dizine indirdi.

"Sevgilim üzgünüm gerçekten. Senden saklamak istemedim ama son dakika belli oldu gelmeyecekleri ve Jinyoung'a bir anda ben de gelemiyorum demek çok kaba olacaktı. Taehyun gerçekten çok üzülüyorum artık. Tamam her şey için özür dilerim, sana karşı çok kabaydım bunun için de defalarca özür dilerim. Sadece saçma bir kıskançlık sandım işte."

Taehyun Beomgyu'nun dolu gözleri ve üzgün bakışları yüzünden biraz da olsa yumuşarken derin bir nefes alıp eliyle Beomgyu'nun dizinde duran elini tuttu. "Seni hiçbir zaman kısıtlamadığımı en iyi sen biliyorsun. Zaten böyle bir şeye hakkım yok, istediğin kişiyle buluşabilirsin ama eskiden senden hoşlanan ve bakışlarından hâlâ senden hoşlandığı belli olan bir adamla yalnız başına yemek yemene katlanabilecek biri değilim. Lütfen beni de anla."

my family || taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin