bölüm 29:
ailemize hoş geldin.‣
‣
‣Beomgyu Sejun uyuduktan sonra kendini daha fazla tutamamış ve gözyaşlarını serbest bırakmıştı. Bu yüzden oğlunu uyandırmamak için odadan çıkmış ve kendi odalarına geçip yatağa uzanmıştı.
O sadece Taehyun'un yanında olmak istemişti. Neden böyle olduğunu bilmek, yapabileceği bir şey varsa yardımcı olmak istemişti. Gerçekten Beomgyu'ya öyle bağırıp odadan kovmak zorunda mıydı?
Titrek bir nefes verip gözündeki yaşları hızlıca sildi. Cenin pozisyonu almış bir şekilde uzanırken, karşısındaki boş duvarı izliyordu. Uyumak için gözlerini kapatsa bir türlü uyuyamıyordu. Bir süre sonra kapı açılıp örtülme sesleri gelmiş, en sonunda kendi odalarının kapısı açılmıştı. Taehyun'un geldiğini anladığı için hızlıca gözlerini kapatıp nefesini düzene soktu.
Taehyun ışığı kapatıp yanına geldi ve uzandı. Ensesine çarpan nefeslerden dolayı tam arkasında olduğu anlayabiliyordu. Ve bu onu daha da geriyordu.
Daha sonra tam omzunun üzerinde Taehyun'un dolgun dudaklarını hissetti. "Özür dilerim." diye mırıldandı Taehyun. Beomgyu'nun gözleri kısa süreliğine açılsa da hızlıca tekrar kapatmıştı. Ne demesi gerektiğini, nasıl davranacağını bilmiyordu.
"Kötü bir gün geçiriyorum ve senin de buna dahil olmanı istemedim. Çünkü kendini suçlayacağını biliyorum."
Uyuduğu düşüncesiyle rahatça söylediği şeylere Beomgyu kaşlarını çattı ve gözlerini araladı. Kendini suçlayacağı ne olmuştu ki? Derince yutkunup arkasını döndü. Taehyun birkaç saniye şaşkınlıkla gözlerini büyüttü, ardından pot kırdığını fark edip yüzünü buruşturdu.
"Neden kendimi suçlayacakmışım?"
Taehyun hafif geriye çekilip sırt üstü döndü ve bakışlarını tavana çevirdi. Beomgyu göz göre göre sorudan kaçmasına sinirlenip yerinde doğruldu ve Taehyun'un gözlerinin içine bakarak tekrar sordu. "Sorumdan kaçma. Neden kendimi suçlayacağım? Bunu bilmeye hakkım var."
Taehyun eşinin inatçılığına karşı derin bir nefes bırakıp tıpkı onun gibi yerinde doğruldu. Birkaç saniye sinirli yüzünü izlemiş, sonrasında bakışlarını eline indirmişti. "Kovuldum."
"Ne!?"
Taehyun Beomgyu'nun kocaman açtığı şaşkın gözlerine kısa bir bakış atıp omuz silkti. "Kovuldum işte. Hyeri ile her ne konuştuysan gururuna yedirememiş. Babası da biricik kızına kıyamadığı için kovdu beni."
Beomgyu tam da Taehyun'un tahmin ettiği gibi kendi kendini suçlarken titrek bir nefes bıraktı ve sinirle saçlarını karıştırdı. "Üzerinden kaç hafta geçti o konuşmanın? Neden şimdi?"
"Halledilmesi gereken önemli işler vardı. Onları da yaptıktan sonra beni şutlamayı planlıyorlarmış. Hatta yeni çevirmen arayışına bile çoktan çıkmışlar. Ben de ayakta uyuyormuşum."
Beomgyu eşinin buruk bir gülümsemeyle anlattığı şeyden bunun ne kadar zoruna gittiğini anlayabilmişti. O şirket için yıllarca çalışmış, bir sürü emek vermişti. Şimdi böyle bir çırpıda kovulabiliyor olmak onu üzmüş olmalıydı. Beomgyu boğazındaki yumruyu geçirmek için yutkunup bakışlarını yere eğdi. "Özür dilerim." diye mırıldandı oldukça mahcupluk barındıran sesiyle.
Taehyun elini eline uzatıp tuttu. Bununla birlikte Beomgyu onun gözlerine baktığında Taehyun bir elini de yüzüne çıkarıp narince okşadı. "Her ne söyledin bilmiyorum ama söylediğin şeyler içini rahatlattıysa benim için sorun yok. Zaten bu şirketle daha fazla devam etmek istemiyordum. Böyle kendini suçlayacağını bildiğim için de işleri toparlayana kadar sana bahsetmek istemedim. Sen öyle ısrar edince de panik oldum ve bağırdım. Özür dilerim sevgilim. Seni kırmak istemedim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my family || taegyu
FanfictionTaehyun ve Beomgyu evli bir çifttir. "Sana dair hiçbir şeyden pişman değilim. Ne seninle evlendiğim için, ne senin uğruna yaptıklarım için, ne de yapacaklarım için. Hiçbirinden ufacık bir pişmanlığım bile yok. Sen benim ailemsin, sen benim en büyük...