10: adını zihnime kazımalıyım.

2.4K 208 285
                                    

bölüm 10:
adını zihnime kazımalıyım.



Beomgyu Edebiyat fakültesinin önüne geldiğinde sırtındaki çantayı düzeltip cebinden telefonu çıkardı. Arkadaşının numarasını tuşlayıp telefonu kulağına götürdüğünde gözleriyle bahçeyi taramayı ihtimal etmiyordu. Telefon açıldığında "Alo?" Dedi arkadaşı.

"Alo, Sunghoon geldim ben nerdesin?"

Beomgyu arkadaşıyla konuşurken fakültenin ortasına doğru yürümeye başladı.

"Bizim bölümün önüne gel sen, ben dersten çıktım iniyorum şimdi."

"Tamam geliyorum."

Telefonu kapatıp biraz ilerisindeki binaya doğru yürümeye başladı. Binanın önüne geldiğinde ayağıyla yerde ritim tutarken Sunghoon'u beklemeye başladı. Yaklaşık bir dakika sonra sırtına birinin atlaması ile yere düşecek gibi olsa da toparladı kendini. Sinirle arkasını dönüp sırtına atlayan arkadaşına ters bakışlar atarken, Sunghoon sesli bir şekilde gülüp kolunu omzuna attı.

"Gerizekalı düşüyordum."

Sunghoon sırıtıp omuz silkince Beomgyu da başını iki yana sallayıp gülmüştü.

Sunghoon Beomgyu'nun çalıştığı kafeden arkadaşıydı. Ve bugün birlikte gitme kararı almışlardı. Sunghoon yine her zamanki neşeli haliyle bir şeyler anlatırken, Beomgyu anlattığı şeyleri gülümseyerek dinliyordu. O sırada birinin adını söylediğini duyunca durup sesin geldiği yöne döndü.

Oradaydı. Onu ilk görüşte aşkın olduğuna inandıran çocuk, karşısında gülümseyerek el sallıyordu. Beomgyu seslice yutkunup elini havaya kaldırdı ve çekingen bir tavırla salladı. Sunghoon ise daha önce fakültede gördüğü bu çocuğun arkadaşı ile nerden tanıştığını düşünüyordu.

Taehyun Beomgyu'ya doğru gelirken, Beomgyu'nun kalbi onu haftalar sonra yeniden görmenin heyecanı ile delicesine atıyordu. Onu sürekli bir yerlerde görmek için yanıp tutuşmuştu ama yine Beomgyu onu değil, o Beomgyu'yu bulmuştu. Taehyun yanına geldiğinde kocaman gülümsedi. "Selam, naber?"

"Selam. İyi, senden?"

"Ben de iyiyim." Dedi, Taehyun yüzündeki gülümsemeyi korumaya devam ederken.

Beomgyu da gülümsemiş usulca başını sallamıştı. O sırada Taehyun'un bakışları önce Beomgyu'nun omzundaki kola, sonrasında kolun sahibi olan Sunghoon'a gitmişti. Sunghoon merakla Taehyun'u süzerken "Merhaba." Dedi Taehyun.

Sunghoon ufak bir kafa selamı ile karşılık verdiğinde, Taehyun tekrar Beomgyu'ya dönüp imalı bir şekilde gülümsedi. "Sonunda açılabildin demek ha?"

Beomgyu şaşkınlıkla kaşlarını kaldırıp "N-ne? Hayır." Dedi, kekelemesine engel olamayarak.

Sunghoon ise ne olduğunu anlamadığı için çatık kaşları ile ikiliyi izliyordu. Taehyun mahçup bir ifadeyle dudaklarını dişledi. "Ah afedersin, onun hoşlandığın çocuk olduğunu düşündüm."

Beomgyu içinde bir yerlerin sızladığını hissederken hızla başını iki yana salladı.
"Hayır hayır! O sadece arkadaşım."

Taehyun anladım dercesine başını salladı. "Özür dilerim, o zannettim."

Beomgyu zorlukla gülümsemeye çalıştı. "Sorun değil."

O gün kafede hoşlandığı kişinin kendisi olduğunu anladığını sanmıştı Beomgyu. Ama görünen o ki, anlamamıştı. Eğer anlasaydı Sunghoon'u o kişi zannetmezdi.

my family || taegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin