"Oikawa?" Kadın yine başını kapıdan uzatıp seslenmişti. Oikawa kalkmış ona doğru ilerlerken Iwaizumi'yi fark edince gülümsedi. Arkadaşı olmadığını söylemişti, peki ya bu kimdi?
"Hoşgeldin. Nasılsın?"
"İyiyim teşekkürler. Ya siz?" Geçenkine nazaran çok daha kibardı. Bir hafta içinde neler olduğunu merak etmişti kadın.
"İyiyim canım. Seni neşeli gördüm, sevindirdi bu beni doğrusu."
"Yani, daha iyiyim sanırım."
"Yanındaki arkadaşın mıydı? Gerçi, arkadaşın olmadığını söylemiştin ama.."
"Tekrardan konuşmaya başladık."
"Ah, duyduğuma çok sevindim. Senin yaşındaki insanların arkadaşlarının olması çok önemli." Oikawa bir şey demeyince devam etti lafına.
"Geçen hafta anlatmak istememiştin, ya şimdi?"
"Nasıl anlatırım bilemiyorum açıkçası. Çoğu şeyin farkında olduğum söylenemez."
"Nasıl yani? Aranızda geçenlerin farkında değil miydin?"
"Çok ilgilenmiyordum açıkçası. Daha yeni yeni fark etmeye başladım onu üzdüğümü. Gerçi, o da beni sinir ediyordu ama.."
"İkiniz de birbirinize ters davranıyordunuz yani. Doğru mu anladım?"
"Evet. Aslında çocukluktan beri garip bir ilişkimiz olmuştu. Birbirimize kibar konuşmak gibi şeyleri dert etmezdik. İnsanlar bazen tartıştığımızı düşünürdü ama biz normal konuşuyor olurduk. Ama şimdi..sanırım fazla abarttık." Yüzü düşmüştü biraz. Düşündükçe, dile getirdikçe biraz daha farkına varıyordu olanların.
"Şimdi bunun farkına vardıysanız ve düzeltmeye çalışıyorsanız eminim ki her şey çok daha iyi olacaktır."
"Sanırım deniyoruz."
Seans bitene kadar başka şeylerden de konuşmuşlardı biraz. Oikawa odadan çıkarken yüzü biraz asıktı çünkü anlattıkça yaptıklarının ve ne kadar değiştinin farkına biraz daha fazla varmıştı.
"Oikawa, iyi misin?" diye endişeyle sordu çocuk. Girerken gayet iyiydi, çıkarken daha iyi olması gerekmez miydi? Psikologlar insanları iyileştirmek içindi, daha fazla üzmek için değil.
"İyiyim." diye mırıldandı ama pek inandırıcı değildi. "Sakin bir yere gitsek olur mu? Açık bir alan falan olursa.."
"Tamam, gidelim."
Biraz temiz hava alıp iyice düşünmek istiyordu. Ne düşüneceğini de biliyor değildi aslında. Sadece..düşünecekti işte.