18

645 53 24
                                    

ASHE'in Ağzından
Namjoon'un çağırmasıyla sıcacık yatağımdan sabahın köründe kalkmış,lacivert bir kalem etek ve buz mavisi gömlek giymiştim. Ayağımda da lacivert stilettolar vardı.

Çekim yapacaklardı ve benim herkesten önce gidip onunla "yanlışlıkla" kameralara yakalanmamı istiyordu. Ona kıçımı yemesini söyleyip uyumaya devam edebilirdim ama söz konusu Hoseok'tu ve onu tehlikeye atmamak için direnecektim.

İşyerinin kapısından girdiğimde patron ve joonun konuştuğunu görüp yanlarına adımladım. Siyah takım elbisesi oldukça boldu ama iri bedenini tamamen gizleyemiyordu. Patron beni görünce yüzünde güller açmıştı.
"Ah işte en değerli çalışanım da geldi. Namjoon-sshi,Kız arkadaşınızın ne kadar çalışkan olduğunu bir bilseniz..."

Bir yumrukla patronumun yaptığı yağın etkisini temizlemek istesem de yapmadım. Zaten bir gecede hayatımı mahveden bir orospu çocuğuyla sahte bir ilişkim vardı,bir de üstüne işsiz kalmak istemiyordum.

"Görebiliyorum beyefendi." Sahte sevgilimin koca gamzelerine parmaklarımı sokup yanağını delmek istiyordum. Evet,bunu yaparsam dünyanın en mutlu insanı olabilirdim. Patronum kolumdan tutup beni joondan uzaklaştırdığında çatık kaşlarla ona baktım.

"Hayatında yaptığın en iyi şey onunla çıkmak Ashe. Bizim için o kadar iyi bir reklam oldu ki anlatamam." Bunları reklam için mi yaptığımı sanıyordu Yani? Nasıl bir aptaldı bu herif?
"Bunu reklam için mi yaptığımı sanıyorsunuz?" Sert çıkan sesim beni bile şaşırtmıştı. Patron gözlerini kocaman açıp başını iki yana salladı.
"Hayır canım,sadece ne yapıyorsan lütfen devam et. Sana kesinlikle zam yapacağım."

Oradan ayrılırken gözlerimi devirme isteğimi engelleyememiştim. Paranın köpeği olan biriydi işte. Bana teklif edilen parayı reddettiğimi duysa kafasını kapıya sıkıştırıp intihara teşebbüs ederdi.

Joon ve Hoseok yanıma geldiklerinde Hoseok bana kocaman gülümsedi. Şöyle masumca gülmese onu gözümü kırpmadan harcayabilirdim. Ama gülüşü öyle içten,sıcak ve samimiydi ki.. gözlerinde öyle bir bakış vardı ki insanın onu kucaklayası geliyordu. Sanırım beni ikna eden yegane şey de o bakıştı.

Boncuk gözlerinin içinin parladığı o tatlı bakış.
"Kabul ettiğin için teşekkür ederim." Hoseokun neden kabul ettiğimi bilir gibi söylediği şey beni gülümsetti.
"Senin için değerdi,yeni arkadaşım." Joon ikimize bakarken kaşları çatılmış,bedeni gerilmişti. Arkadaşını çalacağımı falan mı düşünüyordu acaba? Gerçi çalabilirdim. Hoseok ve ben iyi arkadaşlar olurduk. Şimdi bile,bu kadar iyi anlaşırken,ileride eğer kopmazsak ne kadar yakın olacağımızı tahmin edebiliyordum.

"Ashe,sinirleneceğini biliyorum ama şurada karşılıklı oturup el ele tutuşarak poz vermeliyiz. " dedi Namjoon kalın sesiyle aramıza girerek. Neden gergin olduğu anlaşılmıştı. O da benimle yakın olmak istemiyordu demek. İstemesem de başımı sallayarak onu onayladım ve söylediği iki karşılıklı sandalyeye yerleştik. Hoseoka gergin bir bakış attığımda bana geri dönen sıcak gülümsemesi yine içimi ısıtmıştı.

Tekrar joona dönüp uzattığı büyük ellerinin içine ellerimi uzattım. Eli elime değdiği anda,bütün bedenimde,baştan aşağı bir elektrik dalgası geçti. Tüylerim diken diken olurken onun bana attığı şuh bakışlara karşılık vermekte zorlanmamıştım. Tutuşu önce gevşek olsa da,birkaç düğme sesi duyduğumuzda sıkılaştı. Sanki uçup gidecek bir güvercinmişim gibi bir tutuştu bu.

Uçup gider miydim bilmiyordum ama elinin elime değdiğinde hissettiğim şeyin gerçekten tek sebebi ilk sevişmemi onunla yaşamış olduğum için teninin tanıdıklığı mıydı yoksa ona karşı hissettiğim başka bir çekim miydi emin değildim. Sıcak teninin arasındaki tenim buz kesmişti. Ağzım kuruduğu için birkaç kez sertçe yutkundum.

Onu dikkatlice süzdüğümde,geniş omuzlarının çöktüğünü,bedeninin tamamen bana doğru eğik durduğunu ve son olarak o dolgun,kuru dudaklarını gördüm. O da etkileniyor olmalıydı. Bu şeyi o da hissetmişti. Yalnız olmadığımı bilmek içimi bir güven duygusuyla doldururken orada hareketsizce durup ona baktım. Ta ki fotoğrafçı konuşana kadar.
"Şimdi kucaklaşabilir misiniz? Bu gerçekten gerekli."

İkimiz de şaşkınlıkla ona döndüğümüzde adam omuz silkti. Hoseoka tekrar baktığımda bana yavru köpek ifadesiyle sırıttığını görünce gözlerimi devirip ona dilimi çıkardım. Namjoon elimi tutarak ayağa kalkıp beni de kaldırınca ona döndüm. Elini elimden öyle ağır çekmişti ki bunu yapmanın ona acı verdiğini düşünmüştüm.

Büyük elleri belimi bulup beni bedenine yaslarken,uzun boyuma rağmen parmak ucunda yükselip kollarımı boynuna doladım. Başımı omzuna yaslarken,onun başını boyun girintime sokması beni ürpertmişti. Kokusu,daha öncekiyle aynıydı. Yalnızca bu sefer alkol kokmuyordu. Flaş sesleri geldiğinde gözlerimi kapattım ve kokusunu içime çektim.

"Ashe,bunun olmaması gerektiğini biliyorum ama söylemek zorundayım." Konuştuğunda yüzüne bakmak için çekilecektim ama beni sıkıca tutarak buna engel oldu. Büyük elleri belimi büyük bir güçle tutarken,omuzlarından destek aldım. Parmak ucunda durmak beni yormuştu.
"Dinliyorum." Dedim sert bir sesle.

Ve sonrasında,hayatım boyunca unutamayacağım sözleri söyledi.
"Daha önce yeterince savaşmadığım için kaybettim. Bu sefer vazgeçmeyeceğim. Senin için savaşacağım. Senden hoşlanıyorum."

Bir Gece|Kim NamjoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin