Cherry 🍒 Tony Stark

🍒.🍒.🍒

Oh, she knows what I think about
And what I think about
One love, two mouths
One love, one house
No shirt, no blouse
Just us, you find out
Nothing that I wouldn't wanna tell you about, no

Yazardan...

Alışveriş merkezinin otoparkına aracını park etti ve yaklaşık yarım saatte içeri girdiler. Girişteki adamları üzerinde bir bomba olmadığına ikna etmek zordu.

'Evet.. nereye giriyoruz.'

Mağazaların önünden geçerken mini deri bir eteğin önünde durdu Lara.

'Bunu giyebileceğini mi düşündün?'

'Sadece bir gece istediğim gibi giyinmek istiyorum Sena.'

Sena ondan önce girdi ve bedenini bulup ona uzattı. Deneme kabinine girdi ve deneyip kabinin dışında bekleyen arkadaşına gösterdi.

'Bununla rahat olabilecek misin?'

'Elbette.. sadece hiç oturmamam lazım.'

Sena güldü ve o giyinirken getirdiği başka bir mini eteği uzattı. Dizine kadar geliyordu. Sade, siyah bir etekti.

'Ben bunu her yere giderken giyebilirim.'

'Yardımcı olabilir miyim?'

'Siyah ve mini bir şeyler.'

'Bana 2 dakika verin.' dedi görevli. Sena ve Lara 2 dakikadan daha önce gelen kadının elindeki elbise ve etek tiplerine baktı. Lara Sena'nın elemek üzere olduğu elbiseyi elinden kaptı.

'Dekoltesini görüyor musun?'

'Giymek istiyorum ama.'

'Çok.. kısa.'

'Ama giymek istiyorum.'

'Bacakların üşümez mi bununla?'

'İstiyorum ama giymek.' dedi alayla Lara. Sena gülümsedi ve 'Şaka yaptım ya, gül diye. Ne giyersen giy. İstersen hiçbir şey giyme.' diyerek göz kırptı. Lara güldü ve elbiseyi alıp Sena için bakmaya başladılar.

Onun içinde kırmızı aynı dekolteye sahip sıfır kol ve daha uzun bir elbise satın alıp ayakkabı ve aksesuarlarla tamamladıktan sonra elindeki paketleri arabaya bıraktılar.

'Ben acıktım.'

'Sen ne zaman aç değilsin ki Lara.'

'Boğa burcu olmak benim tercihim değildi.'

Sena gözlerini devirerek gülümsedi.

'Sen ısmarlar mısın? Ay sonuna kadar yetmesi lazım.'

'Ismarlarım.'

Bir dürümcüye girdiler. Lara büyük boy acısız bir dürüm siparişi vermesini söyledi ve lavoboya geçti. Ellerini yıkadı ve yüzünü biraz ıslattı. O sırada içeri Sena'nın evinin önünde gördüğü o adam girdi. Eliyle sessiz olmasını söylerken Lara dediğini yaptı. Anlatacaklarını merak ediyordu. Merakı yüzünden küçüklüğünden beri başı beladan kurtulmuyordu zaten. Örneğin damağındaki derin yara izi, prizin tadını merak edip ağzına sokması sebebiydi.

Ya da o öyle sanıyordu.

'Evet, sinyal kesicileri çalıştırdım. Şimdi rahatça konuşabiliriz.'

'Seninle konuşmak istediğimi nerden çıkarttın?'

'Akşam restoranta benim için gideceğini biliyorum.'

Dudaklarını birbirine bastırdı ve daha ılımlı bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

'Neler oluyor anlamıyorum.'

'Sana kısacık zamanımızda her şeyi anlatacağım canım.'