Namık Bey kendisini vuranın kızı olduğunu öğrenince adeta beyninden vurulmuşa dönmüştü. Salonda öfkeyle yumruğunu sıkarak kanepede oturmaktaydı.
Daha sonra ani bir kararla ayağa kalktı ve hızlı adımlarla merdivenleri çıkıp kızının odasına girdi.
O sırada Gamze annesinden önce davranıp hastaneden yeni gelmiş ve üzerine rahat kıyafetler giyip yatağına oturmuş ve eline aldığı kitabı okumaya başlamıştı.
Babası Namık Beyi sinirden kıpkırmızı kızarmış bir halde karşısında görünce içi bir gram olsa bile yumuşamamıştı. Okumakta olduğu kitabı yatağın üstüne bırakıp konuşmaya başladı.
" Neler oluyor baba? Odaya böyle paldır küldür girmenin sebebi ne olabilir? Tabii yaa nasıl unuturum? Kızını en yakın arkadaşının oğluyla bile isteye ve zorla nişanlayan Namık Cağaloğlu ise böyle baskın yapar gibi girmesi doğal değil mi? Hadi konuşsana baba? Seni dinliyorum! "
Namık Bey o kadar öfkeliydi ki yüzü adeta kıpkırmızı olmuştu. Derin bir nefes alıp verdikten sonra sinirli bir sesle konuşmaya başladı.
" Şuna bak şuna,bana o kör kurşunu sıkan ve bundan asla gocunmayan kızım gelmiş bir de bana hesap soruyor! Ulaaaan sen kendini ne sanıyorsun haaa! Seni en yakın arkadaşımın oğluyla nişanladıysam ne olmuş yani? Bu dostluğu akrabalığa perçinlemek benim en doğal hakkım ve sen de bunu kabullensen çok iyi olacak! "
Gamze duydukları karşısında adeta deliye dönmüştü. Biraz duraksadıktan sonra konuşmaya başladı.
" Evet seni vuran bendim ,o partide o kurşunu sıkıp kaçan bendim bunu saklamayacağım ama suç sende de var baba. Sen bu yaşıma kadar ne zaman kızım deyip sevdin beni? Her kızın ilk aşkı babasıdır ama ben bu duyguyu hissedemedim biliyor musun? Hiç fikrimi sordun mu bana? Ben böyle bir karar aldım ama kızım bu işe ne der dedin mi hiç? Ben sana ziya 'nın oğluyla evlenmem dedim ama sen beni dinlemedin baba ,ne bana fikrimi sordun ne de düşüncemi önemsedin! Ne istedin benden baba haa söyle ne istedin? "
Namık Beyin duydukları karşısında yüreği hiç yumuşamamış aksine katı olan yüreği daha da katılaşmıştı. Öfkeyle kızının yanına gidip tokat attı ve daha sonra konuşmaya başladı.
" Ulan sen ne cüretle bana hesap soruyorsun? Bir de sana fikrini mi soracaktım! Geç bunları kızım geeeç! Sen istesen de istemesen de o çocukla evleneceksin anladın mı lan beni? Sana şöyle bakıyorum da aynı anana benziyorsun! Eee armut dibine düşermiş anan da senin gibi hep surat astı bana ama bu gerçeği kabullendi. Şimdi sen de anan gibisin. Ya ziya 'nın oğluyla evlenirsin ya da bu pis canını verip kefenini giyersin! "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Parçalı Hayatlar
Mystery / Thriller" bir zamanlar ne güzeldi her şey. Sabahları annemin o güzel ve bir o kadar da sıcacık sesiyle uyanırdım. Babamla beraber ikili bir biblo gibi birbirini tamamlar ve elleri hiç ayrılmazdı. Her şey bir rüya gibiydi ve ben de o yaşımda bir rüyanın için...