14.Bölüm " Düğünümüz Var "

40 3 5
                                    

Bol eğlenceyle ve bir o kadar da gözyaşı ile geçen kına gecesi akşamından sonra düğün vakti gelip çatmıştı.

Derya akşamın yorgunluğunu tam olarak üstünden atamamış olmasına rağmen sabahın erken saatlerinde uykusundan uyanmıştı. İki kolunu arkaya doğru uzatıp yatakta gerindikten sonra yavaşça kalktı ve ilk baş lavaboya gidip bol suyla yüzünü yıkayıp ılık bir duş aldıktan sonra üzerine rahat bir şeyler giydi ve odasına gitti. Yatağının tam karşısındaki pencerenin önüne gitti ve tekli koltuğa oturduktan sonra içinden şöyle geçirdi.

" bir kelebeğin ömrü yalnızca bir günlüktür. Bir gün sonra o kelebek bu hayata veda eder. Yaa derya bugün özgür olarak geçireceğin son günün. Bugün her şey mazide kalacak ve hayatın tümüyle değişecek belki ama bir şey hep aynı kalacak. Oda yıllar yılı içinde büyüttüğün intikam ateşi. Belki bu evlilik yolunda mutlu olacağın günler olacak. Belki de derinden acı çekeceksin ama yüreğindeki o acılar için her şeye katlanacaksın. Ki sen Muhlis Aloğlu 'nun kızısın ve her şeye göğsünü gereceksin. Ve sen namık denen zalim adam,kendini adamdan sayıyorsun belki ama gün gelecek ipliğini pazara çıkaracağım senin! Bekleyin Cağaloğlu 'lar geliyorum. Yitip giden çocukluğum ve ailem için geliyorum "

Vakit hızla geçmişti. Aysel Hanım o gece Derya 'nın evinde kalmıştı. Bütün akşam kurtları döküp keyifle eğlendikleri için haliyle çok yorulmuştu.

Derya erken kalktığı için kahvaltıyı da tam tekmil hazırlamıştı. Aysel Hanım şaşkınlık ve mutlulukla mutfaktaki masaya bıraktı ve daha sonra konuşmaya başladı.

" bu seninle beraber geçireceğimiz son günümüz ve birlikte yapacağımız son kahvaltı olacak. Çünkü senin yuvadan uçma vaktin geldi de geçiyor kızım. O güzel yüreğinle 1.5 seneyi beraber geçirdik ve seni tanımış olmaktan çok ama çok mutluluk duydum. Dilerim yeni yuvanda her şey gönlünce olsun kızım. Hayatta hiçbir şey seni üzmesin "

Aysel Hanım son sözlerini söylerken gözleri dolu dolu olmuştu. Bir an ağlayacak gibi olsa da sıcacık çayından bir yudum aldı ve hüznünü bastırdı.

Derya duydukları karşısında çok duygulanmıştı ama söyleyecek söz bulamıyordu. Zira kelimelerin hepsi kifayetsiz kalmıştı.

Derken kapı ısrarla çalmaya başladı. Derya üstüne giydiği sabahlığın kuşağını alelacele beline bağlayıp kapıyı açtı. Gelen eşi olacak adam Gencer 'di.

" hadi hazırlanın gidiyoruz bakalım. Seni kuaföre bırakacağım kanatsız meleğim. İşin bitince ararsın beni, ben de bizim çocuklarla beraber hemen gelip alırım seni. Ee hadi ağaç oldum burada. Hadi hanımlar gidelim " dedi ve tatlı tatlı gülümsedi.

Derya her ne kadar şaşırmış olsa da sonunda kendini toparladı ve yüzüne sahte bir gülücük yerleştirdi.

" tamam sen nasıl istersen öyle olsun. Şimdi hazır oluruz " dedi ve acıyla gülümsedi.

Gencer sadece gülümsemekle yetindi ve merdivenlerden aşağı inip adamlarla arabasına bindi ve genç kızı beklemeye başladı.

Derken Aysel Hanım ve Derya ayakkabılarından yankılanan takırtı sesiyle aşağı indi ve adamlar kapıyı açıp onların arabaya binmesini sağladıktan sonra gaza basıp yola koyuldular.

Parçalı Hayatlar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin