DiKKAT! ÷18 UYARISI
(Bu bölümün ortasında yazılan olaylar bazı okuyucuları rahatsız edebilir. Bu yüzden rahatsız olabilecek okuyucular o kısmı okumadan geçebilirler. 18 yaşından küçük olanları olumsuz yönde etkileyebileceğinden o kısmı okumamaları önemle rica olunur!)
Ziya Bey, dünürü Namık Bey ile konuşmasından kısa bir süre sonra adamlarıyla beraber eve gelmişti. Yol boyunca arabanın arka camından bir insanın nasıl bu kadar kalpsiz ve nasıl vicdan yoksunu olabileceği konusunda derin düşüncelere dalmıştı. Onu teselli etmek ise sağ kolu Tahir 'e düşmüştü.
- Demek seni tehdit etti ha abi. Yok bu adam iyice delirmiş. Kolay mı öyle ha deyince adam öldürtmek? Sen doğru olanı yapmışsın abi. Senin gibi bin tane insan olsun abi.
Ziya Bey, sağ ön koltukta oturan Tahir 'in omzuna elini attı.
- O adam ruhunu şeytana satmış koçum,ne desen hep bildiğini okur artık! Bir de gelmiş bana silah çekiyor. Gerçi benim de elim armut toplamadı ve ilk silahı ben çektim ona. Neymiş bana acı çektirecekmiş, acıların en büyüğünü yaşatacakmış! Onu gördüğüm an babam olacak adam geldi aklıma. Oda çocukluğumu almıştı benden. O daha beni tanımamış. Racondan, itibardan bahsediyor ama bir gün hepsi geride kalacak haberi yok.
Ziya Beyi sonuna kadar dinleyen Tahir bir süre duraksadı. Daha sonra derin bir nefes alıp verdi.
- Sonuna kadar haklısın abi. Bir deli kuyuya taş atmış da kırk akıllı o taşı çıkartamamış. Namık abiyi oldum olası hiç sevmemiştim ben. Boşver abi allahından bulsun o herif! Sen yıllarca abilik yaptın bana ve hep beni korudun. Şimdi sıra bende. Ne yaparsa yapsın o kendine yapacak abi. Gün gelecek yaptığı kötülükler ayağına dolanacak. İşte o zaman göreceğiz bakalım kim acı çekecek. Bu dünyanın altı varsa üstü de var!
Ziya Bey ve Tahir, böyle dertleşerek sonunda eve gelmişti. Öfkesi bir nebze olsun geçmişti.
Ancak Namık Bey, onun gibi değildi. Yol boyunca arabada bağırıp çağırmış ve geçmeyen öfkesi kat be kat artmıştı.
- Ulaaan benim gibi bir adama bu yapılır mı be? Ben seninle konuşmaya gelmiştim ahlak dersi almaya değil! Ben bu yaştan sonra bu saygısızlığı affeder miyim haa! Bittin sen oğlum bittin. Hasmım olarak sana çok güzel bir acı yaşatacağım ulan!
Şoför koltuğundaki Orhan arabayı korkuyla yavaş yavaş sürüyor ama Namık Beyin esip gürlemesiyle ister istemez hızlanıyordu.
Yadigar ise ne yapacağını şaşırmıştı. Bir süre duraksadı ve daha sonra konuşmaya başladı.
- Bak abi olan olmuş. Bu saatten ne ziya abi sakinleşir ne de vefat eden birisi dirilir. Yer gök yarılsa eskisi gibi olmaz hiçbir şey. Bırak abi, her şey inceldiği yerden kopsun. Fazla öfke iyi değildir abi.
Namık Bey, o kadar sinirliydi ki duydukları onu deliye döndürmeye yetmişti.
- Sen ne dediğinin farkında mısın yadigar? Ben kara Namık, her şeyi oldu bittiye getireceğim ha! Ulan bizim bu alemde bir ağırlığımız, bir gururumuz var. Ben namık pes etti dedirtmem kendime. O itin canını fena yakacağım ulan! Anasından emdiği süt burnundan gelecek o itin! Bana saygısızlık etme cüretini nereden buldu o herif bilmiyorum ama ona çok güzel ve hiç unutamayacağı bir acı yaşatacağım!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Parçalı Hayatlar
Mystery / Thriller" bir zamanlar ne güzeldi her şey. Sabahları annemin o güzel ve bir o kadar da sıcacık sesiyle uyanırdım. Babamla beraber ikili bir biblo gibi birbirini tamamlar ve elleri hiç ayrılmazdı. Her şey bir rüya gibiydi ve ben de o yaşımda bir rüyanın için...