Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Akşam yemeğinden sonra herkes köşesine çekildiğinde odama girip Bir yeni mektubunuz var! bildirimine tıklayıp ekranda beliren zarfın üzerindeki kelebeğe basıp uçurdum.
Sevgili Mavi,
Acı içinden elimi tut ve çık unutulmayacak anı yoktur. Seni anlayabiliyorum, hissediyorum ve duygularının ne kadar karıştığını görebiliyorum bunca şeyi görürken, duyarken ve hissederken sana kırgın olamam. İstersen nefretini kus istersen mektup sayfasına yalnızca virgül koy ve gönder devamını ben yazarım fakat içini gizleme. Beni görmek istemeni ve merakını anlıyorum fakat ben zamanı geldiğinde sana geleceğim.
Sıradan bir hayat istesen dahi sıradan birisi olamazsın Kelebek. Bazen bazı şeyler isteğin dışında kalır ve sen sıradan bir hayatın dışına çıkalı çok oluyor. Kanatların seni göğe taşıyamaz haklısın fark ediyorum da sen kanatlarına körsün, sen yaşadığın çoğu şeye körsün Kelebek.
Dostluk vazifemi sırtlıyorum ne halde olduğunu bilsem de senden de duygularını dinlemek istiyorum. Şunu bilmelisin ki; içindeki aşkına sadakatinden dolayı sana daha fazla bağlanıyorum. Kanatlarına dokunmak istiyorum ve istemiyorum bu bir nevi seni öldürmek demek.
Kanatlarındaki tozu parmak uçlarıma sıvamak için içim içimi yese de bir daha senin uçamayacağını bilmek beni dizginliyor ne hoş ki sen kanatlarının farkında değilsin yalnızca sevgiyle uçabileceğini düşünüyor fakat yanılma ihtimalini göz önüne almıyorsun. Sevgi tek başına dik duramaz Kelebek sevgi karşılık bulunca dik durur.
Benim gayelerim büyüktü Mavi lakin seni görene dek. Avucumu silkeleyip her şeyi yere düşürdüm bazen sevginin her şeyi bırakıp sevgiliye gitmek olduğunu düşünür daha sonra bundan vazgeçerdim. Bir gün bir kelebekle karşılaştım ve ben o günden öteye gidemedim.
Bay K.P
~
Sevgili Prens,
Sürekli söylediğin körlüğüme ilaç olmayacaksan sessiz kal bana ışık veremeyecek yıldızı gökyüzünde nokta olarak görürüm.
Kanat edebiyatından sıkılsam da bu seferki hoşuma gitti. Dokunmak istediğin tozları ben çocukluğum uğrunda harcadım ve o kanatları kırıp avucu içine bıraktım. Kaçmayacağımı bilsin yamacından öteye gidemeyeceğimi görsün diye harcadım fakat bu uğraşın benim değil ona ait olduğunu fark etmem zaman aldı.
Zaman kanatlarımı onaramadı Prens, 'bir de' diyerek söylediğim onca şeyler boğazıma dizildi ve dikiş zihnime atıldı üstelik oraya pansuman da yapılmıyor.
Sadece üzgünüm saf bir üzüntü. Korkaktım artık değilim tedirginlikleri de kırdım, buna iyi ki diyorum. Bir de Mevlana'yı anımsıyorum arada 'Aşka uçmazsan kanat neye yarar?'
Ben artık cevabı biliyorum Prens. Uçmak hiçbir işe yaramaz. Aşk; uğrunda yanmadıkça aşk olmaz artık bunun da farkındayım. Avucu boşalmış Prens benim avuçlarımda kavrulmuş kelebeğin gerçek aşkı duruyor ve ne fark ettim bunları yazarken biliyor musun? O sıcaklığın karşısında dokunmaya kalkışan tüm eller yanar fakat onu eline o ateş merhem olur. Bu biraz da yanmaktan uslanmayanların derdini kapsar.
Kelebek
Mektubu gönderdikten sonra ekran görüntüsünü Arda'ya atıp uygulamadan çıktım.