12. BÖLÜM

2.6K 154 29
                                    


KEYİFLİ OKUMALAR ☕

。◕‿◕。

"İki seçenek..."

Dudaklarının arasındaki namludan kaçmak için başını geriye atan Samet'in ensesini sertçe kavrayan Kürşat daha da itti ağzının içine elindeki silahı.

Elinin altında anlamsız ve boğuk bağırtılarla konuşmaya çalışan adamla sert bir soluk saldı burnundan.

"Ya istediğimi verirsin, ya sülaleni sikerim."

Başını hunharca sağa sola sallayan Samet üstüne kaşlarını da aşağı yukarı yaparak sıkma demeye çalıştı Kürşat'a. Kürşat'sa onu önemsemeden yanındaki Erhan'a döndü.

"Fazla mı şiirsel oldu?" Diye sordu merak eder gibi.

Erhan güler bir nefes verdi. "Tam mum ışığında söylenecek söz abi." Diye katıldı.

İkisi de yanlarında ağzına silah dayadıkları bir adam olmasını önemsemiyorlardı.

Kürşat kaşlarını çattı. "Senin niye uzun ilişkiler kuramadığın belli oldu lan." Diye söylendi Erhan'a. "Beceremediğini, terk ediyorsun sen kesin, cibiliyetsiz herif."

"Estağfurullah abi." Diyen Erhan ellerini önünde birleştirdi. "Bizde zorla güzellik olmaz."

"Duydun mu?" Dedi Samet'i bulan bakışlarıyla. "Zorla güzellik olmazmış."

Başını aşağı yukarı salladı Samet bu sefer ve gözleriyle silahı işaret etti. Kürşat'sa silahı çekmeden ensesini daha sıkı kavradı ve bir ayağını yanına dayadı. Deminki dostane tavırlarının aksine yüzü gölgelendi. "Güzellikte zorluk çıkartma o zaman." Dedi üstten bakışlarla. "Sıkarım yoksa, olan seni düzgün bir adam sanan karına olur."

Samet altında kıvranmaya başladı birden. Delirmiş gibi kurtulmaya çalışıyordu bağlandığı sandalyeden ve Kürşat'ın ellerinden. Kürşat'sa onun bu çaresiz çabasını küçümser gözlerle izliyordu.

"Yaaa." Dedi uzata uzata. "Öyle milleti tuvalete sıkıştırmak gibi olmuyormuş değil mi?

Ne güzel kendi yağında kavruluyordun oğlum, ne işin var senin pezevenklikle. Seni onun bunun karısı yapmayı bilirdim ben de tarzım değil."

Samet artık elinin altında ağlamaya başladı. Bir şeyler söylemek, yalvarmak istiyordu ama ağzına dayanmış namlu geçit vermiyor kelimelerini anlamsız bağırtılar olarak dışarı veriyordu.

"Konuşmak mı istiyorsun?" Diye sordu Kürşat. Samet hemen aşağı yukarı salladı başını ve gözlerini kapattı art arda. "Evet demek sanırım bu?" Diyen Kürşat Erhan'a doğru konuştu. Erhan sessizliğini korudu abisinin artık ciddileştiğini anlayarak. Geri durdu biraz. "Aynen, aynen. Konuşmak istiyor bu." Dedi Kürşat ama namluyu çekmedi ağzından. "Ama konuşacak bir şeyin yok senin, yaptığının mazereti yok oğlum! Diyetin de belli, ne konuşacaksın sen?"

Samet yüksek ve bir yakarışla daha çok ağlamaya başladı. Kürşat'ın dudaklarında varla yok arası bir gülümseme belirdi anlık ve silahı çekti dudaklarından.

"İkna et beni." Dedi sakince. "Seni öldürmemem için bir sebep sun."

Samet konuşmaya başladı anında. Telaşlı ve korkuluydu.

"Vericem." Dedi derin nefeslerle. "Al bütün hisseler senin olsun. Öldürme beni."

Ne olur ne olmaz diye alıp bir köşeye koyduğu gayrimenkulleri işletir geçinirdi bir şekilde. Banka da paraları da vardı. Hiçbir şey canından önemli değildi şu an.

KURTOĞLU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin