21. BÖLÜM

1.2K 84 15
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR ☕

Bir süre durdu ve idrak etmeye çalıştı İnci duyduğu kelimeleri.

Beni o yumuşakların içine soktu.

Yumuşak? Kürşat'ın jargonunda yumuşağın bir insan için ne anlama geldiğini çok iyi biliyordu İnci. Teker teker birleşti parçalar ve silindi aklındaki soru işaretleri.

Kürşat'ın Gay bir barda ne işi olduğu sorusuna cevap buldu en azından, o günden beri aklını kurcalayan bu soru gereksiz ve imkansız kaç cevap almıştı zihninin ürettiği senaryolarda saymak dahi istemiyordu.

Rahat bir nefes aldı ne olursa olsun mantıklı bir cevap aldığı için ve onun daha da anlatmasını ister gibi "Anlamadım." Diye mırıldandı.

Kürşat delici bakışlarını bir süre gözlerinde tuttu ve "Aramıza giren soğukluğa bir son vermek için seninle konuşmak istiyordum." Diye açıklamaya başladı Kürşat içinde bulunduğu bu sinir bozucu hali. "Seninle konuşmak için o Fer-it'le iletişime geçtim. Sen sadece karşılaştığımızı sanacaktın ve ben aramızdaki bu soğukluğa bir son verecektim."

"O kadar kolay olacağını mı düşündün gerçekten?" diye sormadan edemedi İnci. "Gelecektin, konuşacaktın ve senin boynuna mı atlatacaktım?"

Sorar tınılarının yanında Kürşat'ın özgüvenine sert bir balta gibi inen, keskin bir eda vardı.

Kaşları sadece Kürşat'ın bulunduğu mesafeden anlaşılacak şekilde çatıldı. Onun gözünde bu kadar kolay bir lokma olmak sinirini bozdu ister istemez. En çokta dediği gibi gelip konuştuğunda, İnci'nin yelkenleri gerçekten suya indirecek olması gerçeği dokundu.

"Evet." dedi Kürşat hiç düşünmeden. Kendinden bir an olsun tereddüt etmemiş, İnci'nin sesindeki meydan okumayı hissetse de geri çekilmek yerine daha da üstüne gitmeyi tercih etmişti. Dudaklarına indirdi kısa bir anlığına bakışlarını İnci'nin.

Odağından sapan bu bakışları fark eden İnci ister istemez bastırdı dudaklarını birbirine. Bacaklarını oynattı ve Kürşat'ın kendine yaslı bedeninin sıcaklığının pantolonunun kumaşının içinden sızdığını hissetti. Yutkundu.

Gözlerini kapatmak ve kendini bu ana vermek istese de yapmadı. Titrek bir nefesle Kürşat'ın alt dudağına değen baş parmağına baktı. Hafif hafif okşuyordu.

Kulaklarına doldu meydan okur sesi.

"İnkar edebilir misin İnci?"

Sanki iki elektrik kablosu birbirine değmiş gibi kesişti gözleri ve İnci'nin elleri indi kapının kulpundan yavaş yavaş.

"Ederim." dedi aksi bir sesle ve kabul etti onun bir konuşmasıyla birlikte kollarına atlayacağını.

"Ben etmem." dedi Kürşat hiç beklemeden ve düşünmeden. "Eğer sen bana bir adım gelmiş olsaydın İnci-" dedi. Tekrar indi bakışları dudaklarına ve tırmandı gözlerine. "Ben sana koşardım."

İnci bu itiraf karşısında yutkundu tekrar ve Kürşat'ın gözlerinde gördüğü ateşle birlikte bu konunun daha fazla üstüne gitmeden "Devam et." dedi. "Daha sonra ne oldu?"

Hırslı bir soluk aldı Kürşat. Başını sola çevirdi ve bekledi bir süre. "Beni seninle buluşmam için Gay bara çekti, bense bunu gittikten sonra fark ettim." 

Çevirdi bakışlarını İnci'ye ve sordu.

"Eğer orda tanıdık biri tarafından görülmüş olsaydım ne sonuçlar doğuracağını biliyor musun?"

Tahmin edebiliyordu. Kürşat'ın nasıl bir zan altında kalacağını ve hatta adının lekeleneceğini yaşadığı hayata bakıpta tahmin etmek pekte zor değildi fakat İnci'nin sırf bunun için ona hak vereceğini düşünmesi kadar saçma bir şey olamazdı.

KURTOĞLU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin