18. BÖLÜM

1.3K 89 7
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR 📖

Bol bol yorum yapıp fikirlerinizi belirtmeyi unutmayın lütfen, bu beni mutlu ediyor. ❤️

Güneş daha yüzünü göstermeden başladı İnci'nin evinde telaş. Elindeki malzemelerle ordan oraya koşan Ferit, çıkmadan illaki boğazına bir lokma girsin çocukların diye bir mutfakta bir çocukların arasında mekik dokuyan Şevval ve bir türlü tam anlamıyla hazır olamayan İnci...

Tam bir kaos hakimdi etrafta, daracık evin iki saatte ayak değmedik yeri kalmamış, yükselen sesler duvarlara sinmişti. Sinmişti de Feritin kulağına gitmemişti.

"Ferit ayak tırnaklarına sürdüğün oje kimsenin umurunda olmayacak! O yüzden kıçını kaldır buraya gel ve saçlarımı topla."

Ferit çok sakin bir tavırla kalan son iki tırnağına mor ojelerini sürdü ve kenara koydu ojeyi. Ellerine daha önceden protez tırnak yaptırdığı için şu an ekstra mutluydu. Kalktı yerinden. Bir penguen gibi topuklarının üstünde İnci'nin oturduğu makyaj masasına ilerledi.

"Gerçekten kendine bir kuaför tutamayacak kadar fakir mi kaldın?" diye sordu. "En azından salonun bir odasına malzemeleri koyar orda rahatça hazırlanırdık."

İnci gözlerine sürdüğü makarayı son defa kaldırdı yukarı ve Ferit'e baktı. Zaten kıyafetini salonda giyecekti sadece makyaj ve saçını evinde yapıyordu. Evet Ferit'in fikri çok daha mantıklıydı fakat sonradan iş çıkarırdı.

"Keyfim ve kahyası öyle istedi." dedi kısaca. "Zaten kıyafetimi orda giyeceğim, bir de saçımı orda yaptırsam kim ilgilenecek gelen ketring firmasıyla?"

Ferit "Halledilirdi bir şekilde." Diye mırıldansa da uzatmadan aldı eline fön makinasiyla tarağı. Usta bir el olarak düz bir fon çekmeye başladı.

"Hala kendine bir set almamaktaki ısrarın peki." Diye söylendi.

"Doğum günüm yaklaşıyor." dedi İnci. "Sen alırsın diye almadım."

Ferit İnci'yle aynadan göz göze geldi. "Evi arabayı yapacaktım üstüne aslında." Diye söylendi. "Donuma da talip misin?" diye de sordu.

Burnunu kıvıran İnci "Kokmuş pembe donların sende kalsın" dedi.

"Ay Allah razı olsun." diyen Ferit hızlandı geç kalmamak için. Daha makyaj yapması gereken konular vardı.

Düzleştirdiği saçları hızla ikiye ayırdı ve sıkı şekilde bağladı. Enseden klasik bir topuz yaptı sonrasında. İnci aynadaki aksini memnunca süzdü. Kırmızı mat bir ruj, gece kadar siyah bir eyelainer ve belirli yerlerine ışıltı. Çok renkli değil fakat çekiciydi makyajı. Kalktı yerinden. Ferit kalktığı yere oturdu direk ve önüne açtığı makyaj kutusuyla şatafatlı makyajını yapmaya koyuldu.

İnci aşağı indi ve annesinin hala mutfakta kahvaltı hazırladığını gördü. "Niye uğraşıyorsun bu kadar?" diye söylendi ağzına attığı zeytin tanesiyle. "Biz salonda atistirirdik bir şeyler."

"Olmaz öyle." diyen Şavval ekmeği de koydu masaya. "Ben sizi bilmiyor muyum aç acına dolanırsınız siz akşama kadar."

Normalde aç kalacak bir insan değildi, her halükarda karnını doyururdu ama bugün önemli ve heyecanlı bir gündü. Yemeği bile es geçebilirdi. Ferit'in de mutfağa inmesiyle hızlı ve doyurucu bir kahvaltı yapıp çıktı ikisi evden. Şevval daha sonra katılacaktı onlara. İkisinde de telaş ve heyecan vardı. Ferit'te geldiğinden beri takındığı soğuk kanlılığı bırakmış İnci'yle birlikte yaşıyordu onun heyecanını.

Öyle ki arabanın hız seviyesine bile itiraz etmiyordu daha çabuk salona varmak için. Kendini kastığı yolculuğun sonunda salona varabildiler. İnci salondan girer girmez  geniş girişe yerleştirilen uzun yuvarlak masalara göz attı. Funda yine erkenden gelmiş her şeyi yoluna koymuştu. İlerledi ve heyecanla sarıldı. Kaş, kirpik, tırnak ve make-up üzerine anlaştığı çalışanlarda burdaydı. Anlaşmışlar fakat hala kaynaşmamışlardı tam olarak. İlerledi ve hepsiyle teker teker selamlaştı.

KURTOĞLU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin