ALINTI

1.9K 102 32
                                    

✷✷✷

"Olmaz." Dedi. "Ayıp olur, kaç yıllık arkadaşımı otellere yollamam ben."

"Evine bir erkek aldığının farkında mısın sen?" Diye parladı Kürşat. "Geniş miyim lan ben?!"

İnci gözlerini devirdi onun bu tavrına. "Saçmalama." Dedi. "Onun durumunu anlamışsındır zaten."

"Ben bilmem." Dedi Kürşat es vermeden. "Zaten bir sarılmada değmedik yerini bırakmadı, bir daha olursa elini dalını kırarım o dönmenin."

İnci sinirle "Düzgün konuş!" Dedi. "Ben nasıl senin sapıklarına tahammül ediyorsam sende Ferit'e öyle tahammül edeceksin. Üstelik Pelin gibi altıma yatmaya hevesli de değil Ferit merak etme!"

Derin bir nefes aldı Kürşat. "Evime mi alıyorum ben Pelin'i?" Diye sordu. "Geliyor her yerime dokunuyor mu durduk yere? Değişik değişik konuşma benim karşımda."

Gözlerini kıstı İnci. "Kıskanıyor musun sen beni?" Diye sordu. "Bak ben özgür ruhlu bir kadınım. Öyle gittiğim yere, konuştuğum kişil-"

"Anladık, anladık!" Dedi Kürşat. "İçinde tutsan şaşardım zaten."

İnci gülümsedi şirince onun bu huysuz tavrına. Eve gitmesi gerekiyordu artık, Ferit'le hasret gidermeliydi. Aynı zamanda Kürşat'la tavırlı ayrılmakta istemiyordu. Ayağa kalktı Kürşat'ın bakışları altında ve ilerleyerek yanına oturdu. Bakışlarıyla hareketlerini takip eden Kürşat'ın omzuna ellerini koydu ve çenesini yasladı ellerine. Heybetiyle iç çekti. Daha tam birbirlerini tanımamalarına rağmen çok yakınlardı birbirlerine. Sanki yıllardır ilişki yaşıyor gibi rahat hareketleri ve diyalogları vardı. İnci hızlı gittiğinin farkındaydı ama kimin umrundaydı. İçinden geldiği gibi hareket ediyordu sadece. Kürşat'ta ona ayak uyduruyor, hiç sorun sınmıyordu bu durumu. Onun nazlı hallerine, mağrur tavırlarına bitiyordu.

"Şimdi ben eve gideceğim." Dedi rahat ve nazlı bir tonda İnci. Duyduğu sesle tüyleri kalktı Kürşat'ın. Yatakta değillerdi, böyle konuşmasının tek amacı aklını çelmek olmalıydı. Başarıyordu... Yutkundu. "Daha her şeyin başındayken de..." Nefesini verdi İnci Kürşat'ın boynuna doğru ve tekrar adem elmasının inip kalktığını gördü. Gülümsedi onun bu etkilenmiş haline. "Küskün mü ayrılalım yani?" Diye sordu.

Kürşat bir süre sessiz kaldı. "Dediğimi yap, ayrılmayalım." Dedi sertçe. İnci daha da yaklaştı Kürşat'a ve bacaklarını yapıştırdı bu sefer. Kürşat'ın gözleri birbirine boydan boya değen bacaklarına kaydı. Sonra ise İnci'nin yüzüne. Burun buruna geldiler. "Kıracak mısın beni?" Diye sordu İnci edayla.

Kürşat dudaklarına indirdi bakışlarını "Kırarım." Dedi. İnci pes etmedi ve elinin birini omzundan göğsüne sürdü. "Emin misin?" Diye sordu. "Senin gibi anlayışlı bir adam." Diye fısıldadı tanıtır gibi. O da Kürşat'ın dudaklarına indirdi bakışlarını. "Yakışmaz benim adamıma."

Adamım... Kürşat bu sözü duyduktan sonra daha fazla beklemeden İnci'nin dudaklarına atıldı. İnci ise Kürşat'ın onu öpmesine izin vermeden yan tarafına döndü yaklaşır yaklaşmaz. Dudak dudağa değilde dudak yanağalardı şimdi. Kürşat hiç sorun etmeden yanağına art arda yumşak öpücükler kondurmaya başladı.

"Yakışır mı yoksa?" Diye sordu İnci dirayetle. Kürşat bir mırıltıyla son öpücüklerini koydu ve hâlâ dudakları yanağındayken konuştu. "Hile yapıyorsun."

"Aşkta ve savaşta..." Dudaklarını Kürşat'ın dudağına yasladı ve öpmeden gezdirdi. "Her şey mübah derler."

Kürşat gözlerini kapattı yenilmişlikle. "Savaşma seviş sözünü de bilir misin?"

İnci sessizce güldü. Geri çekildi yavaşça ve Kürşat'ın dağılmış haline baktı. Kadınsı bir gururla omuzlarını silkti. "Bilmem." Dedi imayla. Kaşlarını kaldırıp başını yana eğen Kürşat tabi canım öyledir der gibiydi. Yine güldü İnci. "Gideyim mi ben." Diye sordu. "İyi miyiz?"

Kürşat bir süre bekledi. İçi içini yiyordu. O adam bozmasının İnci'nin yanında durmasını istemiyordu. Ayrıca yatıya kalacak olması da uykusuz kalmasını sağlayacaktı. Gözünü kapatamazdı ki bu sinir, bu endişeyle. Hele bir de İnci'nin kendini soktuğu şu durum, kaya ile yarışacak durumdaydı. Burnundan nefes verdi hırsla. "İyi diyelim iyi olalım." Dedi. "Gitmeden öp bari." Diye de ekledi.

İnci "Öptün ya!" Dedi bir çocuk heyecanıyla. Gözlerini ayırmış, kaşlarını kaldırmış konuşuyordu. Kürşat'ın dudaklarına çarpık bir gülümseme yerleşti. "Öpüşme gibi bir şey oldu ama kimse öpüşmedi."

✷✷✷

Sevgiyle...

❤️

KURTOĞLU Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin