♥10

133 12 52
                                    

Ivan'ın şirketinden çıktım. Sabahın köründe buraya toplantıya gelmiştim. Neden bilgisayar üzerinden toplantı yapılmadığını anlayamıyordum. Bu insanlar teknoloji nedir bilmez miydi?! Toplantıda yaklaşık 10 kişi vardı. Abimlerin ve babamın hiç dilinden düşmeyen Ivan'ı da böylelikle görmüş olmuştum.

Siber saldırı durumu düşünülenden kötüydü. Bunu onlara açıklamıştım. Toplantı boyunca Ivan'ın sürekli olarak ilgili bakışlarla bana baktığını fark etmiştim fakat umrumda değildi. Benim aklımdan son birkaç gündür hiç çıkmayan biri vardı zaten.

Buraya kadar geldiğim bisikletimi bağladığım yerden çözdüm. Bizim arabaların hepsi doluydu. Zaten araba kullanmayı da sevmezdim. Kaykay ya da bisiklet tercihimdi.

Evin önüne geldiğimde bisikleti, garajın önündeki bisikletler için yaptığımız yere bağladım. Rüzgâr yüzünden dağılmış saçlarımı düzeltirken evin kapısını açtım ve içeriye girdim. Biraz üşümüştüm.

Kapıyı arkamdan kapattım ve arkamı döndüm. Geniş koridorun sonunda gülümseyerek bana bakan 4 çift gözü görünce dondum. Sonra kapattığım kapıyı tekrar açarak dışarıya çıkacaktım ki "Nil, ne yapıyorsun?" diyen Efe abimi duydum.

Kafamı kapının aralığından uzattım ve "Gidiyorum?" dedim. Berkay ve Gökay abimin gülüştüklerini duyunca kaşlarımı çatarak onlara baktım.

"Nereye?" diye sordu Efe abim. Hâlâ oldukları yerde durmaları sinirimi bozuyordu.

"Sizden uzağa."

Kapıyı kapatacaktım ki bileğime sarılan el beni kendine çekmiş ve sıkıca sarılmıştı. Bu Gökay abimdi. Kokusundan anlamıştım. "Gidemezsin, yer elması. İzin verdiğimizi hatırlamıyorum."

"23 yaşındayım. İzin almama gerek yok bence." Sesim sert çıksa da kolları arasında yumuşamıştım.

"Kim demiş bunu?" Kafamı öptü.

"Çekil şuradan Gökay. Fındık kurdumu kendine çektin iyice." Berkay abim, kalçasıyla Gökay abimi itti ve sıkıca sarıldı ilk başta. Ardından yanaklarımı sıkıştırdı ve öpmeye başladı.

"Abi yeter. Tamam." Zorla söylediğim birkaç kelimeden sonra yine de durmaya niyeti yoktu.

"Bırak lan kızı! Domatese çevirdin iyice kardeşimi." Efe abim, Berkay abimi ensesinden tutup çekti. Sonra yüzümü diğer ikiliye gösterdi. "Şu haline bakın." Diğerleri Berkay abime sitem ederken Efe abim de sarılmıştı bana.

Efe abim, bütün kardeşlerin en olgun insanıydı. Birinin başı sıkıştığında hemen çözüm bulur, herkesin ne istediğini bilir ve kimseyi üzmemeye gayret ederdi. Her ne kadar sinir olsam da bütün kardeşler arasında sadece onun sevgilisi vardı.

Jasmin. Fransızdı. Model olduğu için buraya çekimlere geldiğinde tanışmışlardı abimle. Abilerimi kıskanan bir insandım. Onların arasındaki ilişkiyi kıskansam da bunu hiç dile getirmemiştim. Jasmin geldiğinde nezaket olarak biraz sohbet ediyor ve her zamanki gibi odama geçiyordum. Annem tam bir görümcesin diyordu ama bana göre öyle değildim. Görümce dediğin entrika peşinde olurdu.

what is love?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin