what is love?

♥24

Dikkat!
Bu bölümde hafif cinsel içerik vardır. Rahatsız olanlar okumadan diğer bölüme atlayabilir.

♥

Okan, "Saçmalama aşkım, tabii ki tanımıyorum o kızı." diyerek peşinden yürüdü Lale'nin. Karaoke Bar'ın girişindeki alanda durmuş onların atışmasını izliyorduk.

"O zaman neden sana göz kırpıp içkisini kaldırdı, Okan! Gidip kızı yolmamam için tek sebep söyle bana." Lale burnundan soluyordu. Kıskanmakta haklıydı ama bunun sinirini Okan'dan çıkarmamalıydı.

"Aşkım, yüz kere söyledim bak sana. Tanımıyorum kızı, hayatımda ilk defa gördüm, yemin ederim." Okan artık başka yerlerinden nefes alıyordu laf anlatmaktan.

Ayberk ise onların bu haline gülüyordu, beyefendi. Çift kavgaları hoşuna gidiyormuş, kaostan besleniyordu. Onun bu hâline güldüm, elinde bir çekirdeği eksikti. "Bak şimdi nasıl da hanımcılık yapacak Okan." dedi gülerek. Bir yandan da dirseğiyle böğrümü deşiyordu.

Tam arkamda, çenesi başımın üzerinde, beni kendine yaslamış, iki eliyle belimden sıkıca kavrayan Batıkan, Ayberk'i tek eliyle ileriye itti. "Kızın karnını deştin, hayvan herif! Uzak dur." Saçlarımın arasına öpücük kondurup baş parmağıyla karnımı okşadı. "Acıdı mı, güzelim?" Eriyorum sanırım...

Kafamı iki yana salladım, başımı geriye yatırıp yeşil gözlerinde kaybolurken "Acımadı." diye fısıldadım.

Endişeli yüzünde tebessüm oluştu ve alnımı öptü uzunca. "Yalnız kalmamız gereken konular var, Nil." dedi sessizce, ikimizin duyabileceği bir tonda.

İma ettiği şeye kıkırdadım ve kafamı sallayarak son kez gözlerine bakıp önüme döndüm. O kadar güzel bakıyordu ki kalbimi uyuşturuyordu. Nefes alış-verişimi bile düzensizleştiriyordu onun varlığı, içimi titretiyordu.

"Kusacağım şimdi." Ayberk ileri doğru eğilerek kusma hareketi yaptı. Sonra bana döndü. "Kusura bakma, Nil. Çift görünce böyle oluyorum, tamamen bağımsız senden." Gülerek kaşlarını oynattı.

Onun mimikleri beni güldürüyordu. "Bir gün sevgilin olursa aynı şeyi sana yapmaktan çekinmeyeceğim, Ayberk." dedim.

Elini kalbine götürdü. "Aşk olsun, Nil. Bak minnoş kalbim nasıl da üzüldü." Dudağını bükerek gözyaşlarını siler gibi yaptı.

"Kes şamatayı, zevzek seni." dedi, Batıkan. "Oyuncu olsaydın keşke, güzel oynuyorsun."

Saçlarını havalı bir şekilde geriye doğru ittirdi. "Ne sandın, yar- yani bebeğim." Gözleri bana değince küfürünü durdurmuştu. Duymadığım şeyler değildi. 5 tane abim vardı, her ne kadar benim yanımda küfür etmemeye dikkat etseler de, evin içinde ister istemez konuşurlarken duyuyordum. Hele Berkay ve Koray abimin yaratıcı küfürlerini duyan biri olsaydı, yaratıcılıkları için onlara madalya verirdi.