"Canı çok yanıyor mudur?" diye sordu tanıdık kız sesi. Bu sesin sahibini tanıyordum fakat burada olması imkânsızdı. Rüyada falan olmalıydım.
"Bilmiyorum, uyanınca anlayacağız." diye mırıldandı Gökay abim.
"Çok iyi dayandı. Oldukça dirayetli. Güzelim benim..." Koray abim söylemişti bunu içli içli.
"Videoyu gördünüz mü? Her yer kan gölüydü. Haberlerde ve birkaç sayfada gördüğümde şok oldum. Bu Nil olamaz diye düşündüm, sonradan Gökay abi ve Berkay abiyi görünce inanabildim. Dehşet üstü bir görüntüydü. Hemen uçağa atlayıp geldim." Ağlamaktan çatallaşmış sese sahipti. Gerçekten burada mıydı? Vücudumun heyecanla titrediğini hissettim.
"O videoyu çeken şerefsizi de bulacağım. Çarpan çocuk zaten yan odada yatıyor, gidip diğer kolunu da kırmamak için zor duruyorum." Koray abim, asla vazgeçmeyecekti agresiflikten.
"Saçmalama, Koray. Sil bu düşünceyi aklından." Ege abim de buradaydı. Kim bilir nasıl endişe etmişlerdi benim için. Annem ve babam neredeydi acaba?
"Şu kızın hâlini görmüyor musun, abi?! Sen o görüntüyü görmedin tabii. Görseydin bu sakinliğini koruyabilir miydin acaba?" Yumruklarını sıktığını hayal edebiliyordum şu an.
"Kavga hiçbir zaman çözüm değil, bunu sana yüzlerce kez anlattım, Koray." İkizler her zaman sakin ve yapıcı olmuştu. Hepimizin abisi oldukları çok belli oluyordu dışarıdan bakıldığında.
"Böylelerine kaba kuvvet lâzım. Hak edene çözüm budur."
"Koraayy!" diye uyardı Ege abim. "Tanrı aşkına sus."
"Bari videoları sildir, abi. Nil uyanınca üzülmesin." Uyandım, Berkay abi. Ve üzülmedim. Açıkçası umrumda bile değil. Eve bir gideyim 2 dakikada hallederim videoları.
"Hallederim, merak etmeyin siz." Birkaç saniye sessizliğin ardından "Nil, uyanınca annemi getirirsiniz durumu açıklayıp. Bu haliyle görmesin kadın. Yüreğine iner."
"Tamam abi, uyansın da bi'." Anneme söylemedikleri için sevinmiştim. Küçücük bir olayı bile kafasına takar üzülürdü, fazla duygusaldı. Bu yüzden beni uyanıkken görmesi yüreğine su serperdi.
"Kötü bir şeyi yok, öyle değil mi?" diye sordu Rengin. Endişesi çok belli oluyordu sesinden.
"Çok şükür yok, bütün testlerden geçirdi abim. Dikişlerine, ezik ve çürüklerine güzelce bakmak kaldı yalnızca." Güldü, Berkay abim. "E onu da yapalım bi' zahmet bu kadar adamız sonuçta."
"Kendini adamdan mı saydın lan sen?" diyerek dalgayla gülerken Koray abim, "Kusura bakma, seni de eklemişim adam vasfına, Koray." dedi Berkay abim. İkisi de aynı anda söylemişti bunları.
Neredeyse birbirine yapışmış gözlerimi araladım. Bu kadar ortamı dinlemek yetmişti bana. Ayrıca acıkmıştım ve Batıkan aklıma geliyordu. Onunla konuşmalıydım bir şekilde.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
what is love?
Teen FictionNil: Aşka inanır mısın Batıkan? Nil: Sen uzaktasın, seni tam olarak görmemiş olsam bile sanki yanımda gibisin. Nil: Sanki hep benimleydin. Nil: Çok... çok uzağımdasın ama benimlesin Batıkan. Nil: Aşk bu mu? Hissettiğim bu şey aşk mı sence? Nil: Eğer...