Bölüm 64

13.4K 957 408
                                    

Bipppp... Koşun yeni bölüm geldi.

                       İşte KARTAL

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İşte KARTAL

Açıkçası yazdım ama nasıl olduğu konusunda en ufak fikrim yok. Umarım beğenirsiniz...

Klasik ne diyoruz...

Hadi bakalım keyifli okumalar tatlişler :)

Alp karşısında gördüğü manzara ile büyülenmiş gibi bakıyordu. Nefesini tuttuğunu fark ettiğinde derin bir soluk bıraktı. Yere diz çökmüş korumayı sağlayan Berke ve Yavuz'un da ondan bir farkı yoktu. Koruma şöyle dursun, utanmasalar ağlayacaktı. Ayağının ucu ile Yavuz'u dürtünce sanki rüyadan uyanmışçasına silkelendi. Ve diğer tarafa baktı.

Anka, sarıldığı bedenin bu kadar tanıdık gelmesine şaşırmıştı ama umurunda bile değildi. Gerçek olmasından şüphe ederken, kabullenme süreci bir nefes kadar kısa sürmesini de bir kenara bırakmıştı. Gözyaşları ile omzunu ıslatan tanıdık geldiği kadar yabancı olan ruha kendini teslim etmişti bile.

Yılların vermiş olduğu tecrübe ile ne yaşıyor olursa olsun dikkatini asla tam olarak dağıtmazdı. Gözünü araladıktan sonra, sarıldığı bedeni aniden odanın içine atıp beylik tabancısını çıkartıp sağına ateş etti. Hareketlilik o kadar çabuk olmuştu ki, herkes şaşkınlık içindeydi. Anka, telsizden anons geçerken, kapının iç tarafına doğru geçip kendini ve Kartal'ı korumaya almıştı.

"Deliboğaçlar, sinyal"

"Orospu çocuğunun boş durmayacağı belliydi." Dedi Barın.

Kartal bir kenarda yere çömelmiş ne olduğunu korkarak çözmeye çalışıyordu. Fakat anlayabilmesi mümkün değildi. Bugüne kadar sadece izlediklerinde gördüğü bir çatışmanın tam ortasındaydı. Ve başrol oyuncusu annesiydi.

Alp, Anka'nın dikkati sayesinde ucundan yırtmış olduğunun farkındaydı. Sesler üzerine odalardan çıkan sivillerin bağırışları ortalığı iyice karıştırıyordu. Kimin ne olduğu belli olmuyordu.

"Lan" diye bağırdı Anka son sesi ile,

"Komutanım, işler karışıyor" dedi Yasin kulaklıktan

"Ben o işleri çıkartan şerefsizin dişlerini götüne sokacağım." Diye karşılık verdi Anka.

Oldukları katta, indirdikleri adamlar beş kişiyi geçmişti. Onlara silah doğrultulduğunda ancak anlıyorlardı sivil olmadıklarını.

"Komutanım, otel başlı başına dolu. Pusuya düştük." Dedi İsmail. Anka gözünün ucu ile Alp'e baktı.

"Destek yolda beyler, dayanın" diye cevap verdi Alp.

Anka çömelmiş bir şekilde odadan çıkarken, arkasına dönüp baktı. Korku ile ona bakan gözlere hafifçe tebessüm etti.

"Tuvalete gir kapıyı kilitle ve benim dışımda hiç kimseye açma" kendini duyurmaya çalışarak. Kartal hemen yanındaki kapıyı açıp içeri girerken annesine baktı. "Anne" dedikten sonra "geleceksin değil mi?" diye gözleri dolu dolu baktı.

ANKA (Satışta)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin