Yatağında uzanmış, kolu gözlerinin üzerinde uyumaya çalışıyordu. Fakat mutfakta damlayan su kulağına davul sesi gibi geliyordu. Önce duymamak için kendini zorladı. Fakat dikkatini oraya verdiği için işe yaramadı. Hışımla yatağından kalktı. Musluğu var gücüyle sıktı. Ellerini lavaboya dayayıp devam edip etmediğini kontrol etti. Fakat isyankar su damlaları onu çileden çıkarmak için akmaya devam etti. Öfkeyle musluğun üzerine yumruğunu indirdi. Operasyondan yeni dönmüş. Huzurlu bir uyku planlamış fakat damlayan su sesi onu deli etmişti. Yumruğunu indirdiği gibi musluk kırıldı ve üzerine su fışkırmaya başladı. İşte öfkesini kontrol altına alamadığı için yine bir sıkıntıyla uğraşmak zorunda kaldı. Dolabın altında vanayı sıkıştırarak suyu kesti. Fakat üstü başı sırılsıklam olmuştu. Evin ısıtma sistemini çalıştırmıyordu. Sıcağı oldum olası sevmemişti. Aralık ayı olmasına rağmen camı açıp o rüzgarda oturmayı seviyordu. Şimdi üzerindeki ıslaklık onun titremesine sebep olmuştu. Yorgunlukla dolabın kapağına yaslanıp yere çöktü. Dizlerini kendine çekip başını dayadı. Yorgunluktan ya da operasyonda yaşadıklarından kendini çok yorgun hissetti. Musluğun kırılması onun patlama noktası olmuştu. Başka bir olsa ağlar kendini rahatlatırdı. Fakat Anka onlardan biri değildi. İstediği sadece 8 saat boyunca deliksiz ve kabusların olmadığı bir uyku uyumaktı. 34 yaşında ve 13 yaşında gözlerinin önünde yaşanan olayı asla unutamadı. Ne zaman uyumaya çalışsa, babasının ve annesinin yüzü geliyordu gözlerinin önüne.
Üzerindeki ıslaklık ve yorgunlukla aklına gelen anı onu daha çok titredi.
"Baba nasıl her şeyi biliyorsun?" Sormuştu meraklı gözlerle. Elindeki çapayı kenara koyup yere çöktü, elinin tersi ile alnındaki teri sildi. Gülümseyerek cevap verdi dizine oturttuğu kızına
" İnsanoğlu var olduğu günden buyana Allah'ın verdiği akıl ile bilgilere ulaşır güzel kızım."
- Baba, benim de aklım var değil mi? Babası küçük bir kahkaha attıktan sonra
"Elbette var" elini şakağına doğru uzatarak
"Ama onu daha da iyi getirmek senin elinde!"
"Nasıl?" diye sordu aynı merakla Anka
"Okuyarak güzel kızım. Her zaman daha çok okuyarak! Bilgiye aç ol. Asla öğrendiklerinle yetinme. Daha çok bilgiye ve güce sahip ol ki, vatanına milletine faydan olsun."
Aklına gelen bu anı ile içi titredi. Her zaman ki gibi yalnızlığını daha çok hissetti. Şimdi babası olsa, belki onunla gurur duymaya bilirdi fakat o lanet musluğu tamir ederdi. Belki onlar yaşamış olsaydı, hayata karşı bu kadar nefret dolu olmazdı. Ya da başka şehirde yaşıyor olsaydılar o günü hiç yaşanmazdı. O da diğer genç kızlar gibi olurdu. Düşündüğü sadece güzel bir meslek sahibi olmak olurdu. Ya da bir eşi olurdu yolunu bekleyeceği. Düşünceleri gün içinde ona kayar, sesini duyabilmek için telefona uzanırdı. Kısacası onun hayatı bu kadar keşkelerle dolu olmazdı. Bu kadar yorgun olmazdı genç yaşında.
@hallice-halim-bu bölüm sana gelsin tatliş
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA (Satışta)
ActionAnnesi ve babasının intikamını almak için asker olmayı seçen bir kadın Anka. Kurallara uymayan ama tüm operasyonlardan başarı ile dönen bir deli. Deli boğaçlar adlı timin komutanı. Babasının yolundan gitmeyi ve onun şehit olduğu şehre atamasını iste...