Yeni gelen çömezlerden Eren, Yüzbaşı Anka'nın önünde hazır ol vaziyetinde dururken, gözlerini kaçırıyor ve titrediği için üzerindeki mühimmat garip sesler çıkartıyordu. Görev yerini öğrendiğinde bu ekipte olacağı için sevinmişti. Ama Yüzbaşı Anka'nın hikayesini birinci ağızdan dinledikten sonra sevinci kursağında kalmıştı. Şimdi karşısında o sert yüze bakarken anlatılanların ne kadar doğru olduğunu daha iyi anlıyordu.
Karşısında titreyen askere bir adım yaklaştı. Titremesi onu öfkelendirmişti. Sık sık nefes alışverişi kulaklarını doldurmuştu. Bir adım daha atınca burnunun dibine girdi. Son sesle bağırmaya başladı.
""Niye titriyorsun lan?"
"Özür dilerim komutanım."
" Ne özrü asker! Sivilde misin? Bir bak bakalım İstanbul'a benziyor mu burası deyip etrafındaki dağları gösterdi." Göğsünde ki Türk bayrağı armasına sertçe vurarak
"Bu bayrağı göğsünde taşıyorsan titremeyeceksin. Korkmayacaksın. O bacaklarının bağı çözülmeyecek. Eğer buradaysan gece huzurlu uyumayacaksın. Sen, siz" deyip bir adım geri çıktı. Diğer 12 askerine bakarak,
"Biz korkmayacağız ki o puştları analarından doğduklarına pişman edebilelim. Halkımız bizim huzursuzluğumuz sayesinde huzurla uyuyabilsinler." Önünde duran adama yeniden öfkeyle baktı,
"Sizin sevgiliniz taşıdığınız bu üniformalarınızda ki al yıldızlı bayrağınız olacak. Hasret çekeceğiniz sevdanız silahınız olacak. Acı, o puştlardan ıskaladığınız kurşunlarınız olacak. Anlaşıldı mı diye bağırdı son sesiyle." Emrindeki 13 adam aynı anda hazır ol vaziyetine geçip
"Emredersiniz" diye karşılık verdiler. Onlara son bir bakış attıktan sonra içeri odasına girdi. Yeni gelene fazla yüklendiğinin farkındaydı. Ama sonradan canının yanmasından çok daha iyiydi bu korku. Eren'in önündeki dosyasını incelemeye başladı. Okullarını üstün başarı ile bitirmiş bir genç. Esas mesleği avukatlık olan bu delikanlı askerlik gibi kutsal bir mesleği seçmişti. Daha önce ki görev yeri İstanbul olan Eren, aslen İzmirliydi.
Kolunu koltuğun kenarına koyup camdan dışarı bakmaya koyuldu. Vatan Aşkı ile bu mesleği seçmiş 13 hayata bakıyordu. Onların tek bir amaçları vardı. İnsanlar rahat uyuyabilsin diye kendilerini hiçe saymaktı. 12 adamı ile birlikte sınır bölgesindeki operasyondan yeni dönmüşlerdi. Zorlu bir görev olmuştu onlar için. 10 gün boyunca yatak yüzü görmemişler, sıcak yemek yiyememişlerdi. Aslında çoktan izin kullanacaktılar fakat yeni gelen arkadaşlarını karşılamak için beklediler. Çünkü aralarına katılan çömez dedikleri, onların silah arkadaşı olacaktı. Yeri geldiğinde ölümden döndürecekti onları. Keskin nişancı olan Eren, onların daima arkalarını koruyacaktı. Şimdi baktığı bu adamlar birbirlerinin sırtlarına vurup gülerek yeni gelene hoş geldin diyorlardı.
Başlarının üzerinden kurşunlar yağarken düşündükleri tek şey, operasyondan sağ olarak dönmek değildi, onlardan birini daha öldürmekti. Bir kişinin ölümü onlarcasının kurtuluşu olacaktı. Biliyorlardı ki, dikkat ve korkusuzluk onların en büyük silahıydı. Az önce karşısında titreyen Eren'in o anlarda en önde gideceğinden adı gibi emindi. Çünkü onlar Özel Kuvvet Askerleriydi.
@Qyaq123 belki devamını okumayı unutmuşsundur. Bu bölüm sana gelsin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANKA (Satışta)
AcciónAnnesi ve babasının intikamını almak için asker olmayı seçen bir kadın Anka. Kurallara uymayan ama tüm operasyonlardan başarı ile dönen bir deli. Deli boğaçlar adlı timin komutanı. Babasının yolundan gitmeyi ve onun şehit olduğu şehre atamasını iste...