56. Bölüm

20K 751 509
                                        

🦩iyi okumalar

Arabada giderken canım o kadar çok sıkılmıştı ki camı açıp derin bir nefes aldım . Berke dönüp baktım ama sadece araba sürmeyi odaklanmıştı. Rastgele bir şarkı açtım. Başımı Koltuğa yaslayıp şarkıyı mırıldanmaya başladım zaten 15 dakika sonra falan kahvaltı edeceğimiz mekana gelmiştik.

-geldik güzelim
-hele şükür Berk ya biraz daha yol uzasaydı kusabilirdim
-tamam tamam hadi gel

Arabanın inip berk'in kapımı açmasını izledim. Normalde öküz olduğu için böyle şeyler yapmıyordu ama artık sanırım birazcık olsun adam oluyordu. Tabi içimden bunları düşünürken gülme krizine girdim.

-neye gülüyorsun sen bakim
-hiçç

Elini uzattığında elimi uzatıp Elele tutuştuk kahvaltı edeceğimiz yer çok tatlı ve şirin bir yerdi, etrafıma bakındım. Çok kalabalık bir yer değildi zaten ama rezervasyon Yapılmadan alacakların da sanmıyordum. Çalışanlardan Birisi yanımıza gelip bizim için ayrılan yere götürdü . Masaları gölün içerisine koymuşlardı. Gölün etrafında flamingolar vardı, ve çok güzellerdi . Berk adama dönüp bir şeyler dedi bende bizim için ayrılan masaya doğru ilerledim ama ilk önce ayakkabımı çıkarmam gerekiyordu. Bu görev de Berk'e düşüyordu tabi, berk'e çağırdım

-sevgilimmm
-efendim güzelim
-ayakkabılarım
-noldu ayakkabılarına
-masa gölün içerisinde çıkarmamız gerekiyor
-evet bizde çıkarıcaz
-evet hadi çıkar
-ben mi çıkarıcam?
-yok ben şurdaki çocuğa söylerim o çıkarır bence sence ?
-aynen o Çocuk senin yanına geldiğinde ayakkabını çıkarabilir aynen
-yani sevgilim çıkarmıyorsa çıkarır bence
-ben çıkartırım güzelim gerek yok başkasına

Ayağımı kaldırıp ona uzattım. Yanımızdan geçenler bize bakıyordu, yanımızdan geçen bir kadın sevgilisine bağırınca onlara baktım.

"Adama baksana sevgilisinin ayakkabısını çıkartıyor sen daha benim çantamı taşımıyorsun. "

Kadın biraz da küfür edince adam sinirlenip bize baktı. Başımı indirip Berk'e baktım.

-senin yüzünden kavga ettiler
-ben ne alaka ya
-sen ayakkabını  çıkarsaydın böyle bir sorun olmayacaktı
-Adamda sevgilisini çantasını taşısaydı böyle bir sorun olmayacaktı berk
-Neyse ben kendimi sana affettiriğimde soracağım ayakkabı nasıl çıkaracağımı
-öğretirim sana ben merak etme

Ayakkabılarım elime alıp masaya oturdum. Su o kadar güzeldi ki sıcacıktı. Ayakkabılarımı yanıma koyup Berk'e döndüm karşıma oturmuş bana bakıyordu.

-ne yemek istersin
-kahvaltıya gelmedik mi?
-geldik ama ekstra başka bir şey ister misin diye soruyorum
-hayır

Çalışanlardan genç bir çocuk yanımıza gelip siparişlerimizi aldı. Berk çalışan gençle konuşurken bende etrafı izliyordum. Araba sesi ve insan sesi o kadar azdı ki huzur vericiydi. Kuş sesi insanın içini rahatlatıyordu.

Beş dakika falan sonra kahvaltı masası hazırdı, o kadar acıkmıştım ki hemen yemeye başladım.

-yavaş ye güzelim boğulucaksın
-ama acıktım
-tamam ama yavaş ye biraz

Derken güldü. Kahvaltımızı yaparken kuş sesleri o kadar güzeldi ki kendimi iyi hissetmemi sağladı.
Kahvaltımızı yaptıktan sonra elime çayımı alıp yudumladım.

-Berk biraz dolaşalım mı
-olur tabi ki ama sevgilim mi desen
-tamam ya derim biz dolaşalım da
-alla alla
-napim dışarı çıkmıyoruz ki hiç yakında yürümeyi unutucam

Tutku (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin