55. Bölüm

21.1K 836 3.2K
                                        

Odaya girdiğimde hamra'nın keyfi gayet yerindeydi, onu mutlu görmek beni daha da mutlu ediyordu. Onun en ufak tebessümü bile benim mezar yeri gibi olan kalbimde çiçek açtırıyordu.

Yanına doğru ilerleyip yanına uzandım. Kolumu başının altına koymamla arkasına döndü, yanına daha da yaklaşıp arkasından sarılarak başımı boynuna gömdüm.

-özür dilerim ben
-hıhı
-biliyorum kırgınsın bana ama ben napıcağımı bilemedim ki güzelim
-tamam sorun değil
-hayır sorun hamra
-değil kırmana alışığım ben zaten
-alışma güzelim alışma işte
-uyumak istiyorum Berk
-evet yine Berk'e döndük yine başa döndük demek oluyor
-bunu yapan sensin farkına var o zaman
-biliyorum ya işte bende o yüzden özür diliyorum güzelim benim, ben her zaman yanındayım bunu bil
-tamam

Belinden sarılıp yanağına öpücük kondurdum, 10 dk içerisinde uyuya kalmıştı zaten, yanından kalkıp yatağı hazırladım. Kucağıma alıp yatağına yatırdım, o kadar güzel uyuyordu ki aynı prensesler gibiydi benim küçük sevgilim.

Uyurken onu izlemeye devam ettim. Nedensizce gözlerim karnına indi, aklıma bebeğimiz geldi.Aslında her dakika her saniye aklımdaydı ama ben kendimi avutuyordum. Nasıl unuturdum ki ?

Ben hayatım boyunca sevgi görmedim sevgi ne demek onu bile bilmezken hamra'nın beni sevmesine bile inanamayan birisiyim ben, benim ailem olmadı , anne baba bile diyebileceğim kimse olmadı.

Ben yere düştüğümde anne demedim baba da demedim. Ağlayarak her defasında kendim kalktım çünkü ben her düştüğümde arkamdan bir tekme daha atmayı bekleyen insanlar vardı.

O yüzden kimseye İnanmadım. Güvenemedim. Hamra gibi bir insan karşıma çıkınca sevgi ne demek öğrenmeye başladım ben o yüzden o benim dünyam , hayatımın anlamı...

Olanlar gözümün önünden bir film şeridi gibi geçti kendime yine kızdım. Ben daha küçücük doğmamış bebeğimizi koruyamadım hamra'yı korumaktan bahsediyorum diye daha da kızdım kendime, gözlerim dolmuştu bu sefer kendimi tutmicaktım, bıraktım yanaklarımdan süzülüp akmasına, belki de ağlamam lazımdı her şeyin mükemmel olmasına gerek yoktu.

Yatağa uzanıp hamra'ya sarıldım, mis gibi kokusunu içime çektim bir daha nefes vermek istemezcesine...

•••

Hamra'nın ağzından

Sabah gözlerimi belime kenetlenmiş kollarla uyandım. O kadar sıkı sarılıyordu ki berk bir an nefes alamicam sandım.

-Berk
-hıı
-kolunu biraz çeksene çok sıkıyorsun
-tamam

Kolunu çekip uyumaya devam etti, banyoya ilerleyip elimi yüzümü yıkadım. Saçıma baktığımda aynı salaklara benziyordum, duş almam lazımdı. Kıyafetlerimi çıkartıp kendimi sıcak suya attım. Gözlerimi kapatıp bir süre sıcak suyun altında bekledim.

Avucumun içine bir miktar şampuan koyup güzelce saçlarımı yıkadım. Karşımda berk'i kapıya yaslanmış bir şekilde görmemle korktum bir an, ne ara uyanmıştı ki?

-beni neden uyandırmadın beraber girerdik duşa
-çıkıyorum zaten şimdi

Gözlerini vücudumdan ayırmıyordu, saçımı durulayıp duştan çıkmak için suyu kapattım. Berk yanıma gelmiş havlumu uzatıyordu, elinden havluyu alıp üzerime doladım. Daha sonrada küçük saç havlumu alıp saçlarımı sardım. Odaya geçip iç çamaşırlarımı giydim hemen, tabi o sıra Berk geldi.

-bugün ev bakmaya gidiceğiz hazır mısın?
-evet hazırım
-bana dönsene bir saniye

Ona doğru döndüm, üzerimde sadece dantelli bir kilot ve üzerimde sadece dantelden oluşan ince askılı bir sütyen vardı. Yanıma gelip elini karnıma koydu, naptığını anlayamadan konuştu

Tutku (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin