•14•

111 17 21
                                    

Naruto, Konoha Kilisesi’nin zemin katındaki küçük odada oturuyordu. Smokin giymişti. Bir saatten az bir süre içinde evlenecekti. İno'nun, üst kattaki başka bir odadan gelen kahkahalarının yankılarını duyuyordu.

Bir adamın durup düşündüğü o anlardan biriydi bu. Son birkaç yıldır hayatı büyük oranda değişmişti. Sevdiği bir kadın vardı ve hayatının geri kalanını onunla geçireceğini düşünmek kendisini inanılmaz şanslı hissettiriyordu. İyi arkadaşlara ve sevecen bir aileye sahipti. İnatçı erkek kardeşi Menma eve gelmiş ve ilişkilerini onarmışlardı. Minik kız kardeşi de mucizevi bir şekilde eve dönmüştü. Son bir iki yıldır bunun gerçekleşeceğine bile zar zor inanır olmuştu. Onun bir daha eve dönmeyeceğine inanmaya çalışmıştı. Ama buna hiçbir zaman tam olarak inanmamış ve bunun bir sebebi olabileceğini ummuştu. Bir şekilde Naruko'nun sonsuza kadar gitmiş olamayacağını biliyordu.

Yani her şeye sahip bir adamdı. Her şeye. Ve bunların hepsini hak edip etmediğini bile bilmiyordu fakat bundan şikâyet etmiyordu. Bir insanın hayatta bu kadar şanslı olması suç olmalıydı.

Naruko kısa, kırmızı elbisesiyle göz alıcı bir halde içeri girince dönüp ona baktı. Ve... Şey... Belki Naruto için fazla kısa bir elbiseydi. Keşke biraz daha düzgün giyinseydi, diye düşündü. Güzel bir kızdı ve erkeklerin dikkatini çekmek için vücudunu kullanmasına gerek yoktu.

“İno yaka çiçeklerini benimle gönderdi,” dedi ve içinde krem rengi gül goncaları olan plastik bir kutu uzattı.

“Teşekkürler,” dedi Naruto. “Her şey için.” Geçen hafta boyunca ve özellikle bugün ufak tefek birçok şeye yardımcı olmuştu. Gelin ve damat birbirini görmekten kaçındığı sırada birbirlerine mesajlarını iletmek, tüm detayların düşünülmüş olduğundan emin olmak için küçük işleri halletmek gibi işleri yapmıştı. Malesef Naruto'nun gözleri, kız kardeşinin V yaka elbisesinde takılı kaldı çünkü içinden geçenlere engel olamıyordu.

Bunun üzerine Naruko, “Dur tahmin edeyim,” dedi. “Elbisemi beğenmedin.” Soğuk ses tonuna gözlerini devirerek eşlik etti. Kahretsin, Naruto hislerinin bu kadar bariz olduğundan habersizdi.

“Şey, beğenmediğimden değil.” Aslında başka bir kadında -muhtemelen Naruko dışındaki tüm kadınlarda- bu elbisenin harika durduğunu söyleyecekti. Ama Naruko herhangi bir kadın değildi. Öyle olmaktan da çok uzak bir yerdeydi. “Sadece... Şey, vücudunu gösteren bir sürü kıyafet giyiyorsun ve bunu yapmaya ihtiyacın yok.”

Naruko'nun gözlerinden ve ağzının girdiği şekilden anladı ki çok yanlış bir şey söylemişti. Geçen hafta ona veya bir şeye biraz kızgın bir hali vardı zaten ama bu sözleriyle o anda çizgiyi aştığını fark etti. “Ben yetişkin bir kadınım, Naruto. Ne istersem giyebilirim.”

Kahretsin! “Biliyorum biliyorum,” dedi Naruto onu sakinleştirmeye çabalayarak. “Kızma. Sadece yanlış mesajlar göndermek istemezsin, değil mi?”

O anda Naruko'nun gözleri öfkeyle kocaman açıldı ve Naruto kaş yaparken göz çıkarmış olduğunu anladı.

“Gönderirsem ne olur? Benim gönderdiğim mesajdan sana ne? Ve bil diye söylüyorum, gönderdiğim tek mesaj dış görünüşüyle mutlu olan, kendine güvenli bir kadın olduğum. Ben bir kaltak değilim, Naruto. Ama bir aziz de değilim. O yüzden artık bunu aşsan iyi olur.”

Naruto şoka uğramış bir halde orada oturdu. “Naruko sana asla...” Tanrım onun hakkında böyle bir şey düşünmek bile karnıına ağrılar sokuyordu.

“Bir şey daha! Sasuke'yi görmeme engel olmaya hakkın yok. Bunun üstünde durmamaya çalışıyordum çünkü düğünün var fakat... Üzgünüm, dayanamıyorum ve hayatımı mahvetmeye çalışmana bir dakika daha izin veremem!” Naruto sinirle ayağa kalktı. “Senin hayatını mahvetmeye çalışmıyorum, Naruko. Sadece seni önemsiyorum. Tanrı aşkına! Nasıl önemsemeyebilirim?”

ÇÖPÇATANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin