•28•

110 11 18
                                    

Güneş, Whisper Şelalesi’nin yanındaki ağaçların ardına düşmüş; Sakura hareketleriyle uyumlu olan bir gitar sesi eşliğinde Tenten'in evinin giriş kısmındaki alçak balkonun ortasından aşağıya doğru gerilmiş olan beyaz halıda yürüyordu. Kurdele ile bağlanmış bir papatya demeti taşıyor, Tenten'in nedimeleri için seçtiği uçuk sarı yaz elbisesinin içinde kendini güzel hissediyordu. İno'nun yalnızca birkaç hafta önceki düğünüyle karşılaştınldığında bu sefer güzel hissediyor olmaktan gerçekten memnundu ve bu duyguyu kucaklıyordu. Belki de birinin kendini güzel bulmasını şimdiye dek hep burnu büyüklük olarak algılamış fakat şimdi bunun sadece kendine güvenmek olduğunu anlamıştı. Şu son zamanlarda yaşadığı tecrübeler ona kendini iyi hissettiriyordu.

Önünde, Tenten'in her iki tarafında yürümekte olan İno ve Temari'yi gördü. Sıraların Menma'nın tarafında olan kısmında ise Shikamaru, Naruto ve Mayoku vardı. Shikamaru ve Temari'nin birlikte yürümesi mükemmel derecede anlamlıydı ve bu, İno ile Naruto için de geçerliydi. Onlarla karşılaştırıldığında Sakura ve Mayoku birbirlerine pek uymuyordu ama bu yazki diğer etkinliklerde de olduğu gibi Sakura, Mayoku'yu şaşırtıcı bir biçimde arkadaş canlısı ve flörtöz buluyordu. O anda yakışıklı göründüğünü de inkâr edemezdi, adam iyi temizlenmişti.

Beyaz, omuzları düşük yaz gelinliği içinde mükemmel derecede güzel görünen Tenten'e baktı, onun yanındaki yerini alırken arkadaşına kalbinden gelen sıcak bir gülümseme gönderdi. Tenten'in baş nedimesi olmak, onun için gerçekten gurur duyulacak bir şeydi.

Tenten ve Menma'nın birbirlerine içtikleri antları dinlediği sırada Sakura çevresinde olan şeylerin veya insanların farkına varmadan da edemedi. Naruko ailesiyle birlikte Menma'nın önündeki sırada oturuyordu. Sasuke de annesi ile beraber üç sıra arkada oturuyor, kahverengi pantolon ve yakası açık beyaz bir tişört ile her zamanki gibi yakışıklı görünüyordu.

Tabii ki onu hâlâ seviyordu. Onu görmek kalp atışlarını hızlandırıyor, avuç içlerini terletiyordu. İçindeki her şey Sasuke'nin kendisine yakın olmasının etkisi ile harekete geçiyordu. Bilindik bir arzu tüm bedenine yayılmıştı.

Ancak her zaman olduğu gibi şimdi de kendine Sasuke'nin aynı şeyleri hissetmediğini hatırlatmalıydı. Sasuke'nin onu bir arkadaş gibi sevdiğini biliyordu, hatta onu bir kadın olarak çekici bile buluyordu ama Sakura yakınlarındayken aynı heyecanı hissetmiyorsa bu Sakura için yeterli değildi.

Tam o sırada Mayoku'nun kendisine göz kırptığını fark etti. Sakura alt dudağını ısırıp bakışlarını aşağıya indirdiği sırada utanç dalgası kendiliğinden yanaklarına varmıştı.

Ama sonra... Sonra cesur olmaya karar verdi ve gözlerini Mayoku'ya çevirdi. Bakışları buluştu ve öylece kaldı. Sakura bir parça gülümsedi.

Gerçek bir heyecan değildi ama hayat kısaydı ve Mayoku bazı açılardan tehlikeli biriymiş gibi hissettirse dahi diğer açıdan tuhaf bir şekilde güven vericiydi. Çünkü Sasuke için hissettiklerini, onun için asla hissedemeyeceğini biliyorsun.

Hayat mükemmel olsaydı, Sakura burada Sasuke ile birlikte olurdu; bu akşamki eşi o olurdu. Sonra dans ederler, öpüşürler ve Sakura yarın aralarında ne olup olmayacağı konusunda endişelenmek zorunda kalmazdı. Ortada Naruko diye biri olmazdı. Yalnızca Sakura olurdu. Ama hayat mükemmel değildi. O yüzden Sasuke ile aynı düğünde olup Sasuke ile olamamak içini yiyip bitiriyorsa... Şey, kendisine artık yoluna devam et deyip durmuyor muydu? Belki de Mayoku bu akşam ona bu fırsatı sunuyordu.

***

Sasuke inkâr edemedi. Aylardır hissetmediği kadar iyi hissediyordu. Pekâlâ, her konuda değil ama bazı konularda. Tek bir şey hariç.

ÇÖPÇATANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin