Kilisedeki tören gerçekten aşırı duygusaldı. Sakura, Naruto ve İno'nun mutluluğunu seslerinde duymuş, gözlerinde görmüştü. Yamanaka ve Uzumaki aileleri arasında kırıcı hiçbir söz söylenmemişti ve şimdi herkes ikilinin birbirlerine âşık oldukları Büyükbaba Giovanni’nin turkuaz Cadillac’ma binerek Naruto ve İno'yu takip ettikleri bahçedeki evin etrafında eski dostlar gibi kaynaşıyordu.
Parıldayan minik ışıkların ve canlı fenerlerin yardımıyla Edna’nın bahçesindeki ev, mükemmel bir kabul salonuna dönüştürülmüştü. Bir taraf beyaz giydirilmiş masalara ayrılmış, diğer taraf ise dans pisti olarak ayarlanmıştı.
İki yüzün üzerindeki konuk sayısıyla Konoha'nın gördüğü en büyük düğünlerden biriydi.
Sakura, Naruto'nun düğün için Indianapolis’ten gelen kuzeni Deidara ve onun eşi Trish’i karşılayışını izliyordu. İno'nun ailesindeki çoğu kişi de çeşitli uzaklıktaki yerlerden gelip düğüne katılmışlardı.
Sakura, Tenten'in yanında durup her şeyi hayranlıkla izlediği sırada gördüğü en enerjik gelin olan İno koşarak geldi ve ikisini de kucakladı. “Yaptım! Evlendim! Ben Naruto'nun karısıyım! İnanabiliyor musunuz?”
Sakura arkadaşı için daha mutlu olamazdı. Bir zamanlar Konoha'yı terk edip asla geri dönmemeye kararlı olan arkadaşı, şimdi kendi kasabasında Sakura'nın onu gördüğü zamanlardakinden çok daha hoşnut ve sevinçliydi.
Umarım bir gün ben de bu kadar mutlu olabilirim.
Ama o an bundan biraz şüphe duydu. Karşıda Naruko ile konuşmakta olan Sasuke'yi görünce İkiliyi ayırmak için ne kadar nafile ve zayıf girişimlerde bulunmakta olduğunu anladı. Gizli bir hayrandan mektuplar mı? Sahip olduğu her şey bu muydu? Derin bir şekilde içini çekti. Öyle görünüyordu ki evet.
Hatta belki bu girişimleri bencilceydi. Ya Tanrı Naruko'yu, Naruto'ya olduğu kadar Sasuke'ye de gönderdiyse? Ya Sakura aslında kaderin kararlaştırdığı bir şeye karşı durmaya çalışıyorsa?
Naruko her zamanki gibi göz alıcı duruyordu ve Konoha halkının hâlâ minik prenseslerinin geri dönüşünün mutluluğu içinde olduğu açıktı. Evin herhangi bir köşesinde sessizce duracak olursanız, bunun Naruto için ne kadar harika bir şey olduğu, Naruko'nun bu düğüne yetişebilmesinin ne kadar iyi bir zamanlama olduğu ve insanların çoktan bitmiş olduğunu düşündükleri bir hikâyenin ne mutlu bir sonu olduğu gibisinden mutlu fısıldayışları duyardınız. Bu bir mucizeydi.
Gerçekten de öyleydi. Sakura bunu biliyordu. Yine de kıskançlığın o çirkin ateşi içinde yanmaya devam etmekteydi ve Sakura bunu yok sayabiliyor gibi gözükmüyordu.
“Sakura, bu gece muhteşem görünüyorsun,” dedi Bayan Mei yaklaşırken.
Sakura bakışlarını diğer kadına çevirdi ve içten bir şekilde gülümsedi. “Teşekkürler, Mei.”
“Mavinin bu tonu kesinlikle senin rengin.”
O anda Bayan Kurotsuchi'de araya girdi. “Ve saçım daha sık bu şekilde toplamalısın. Güzel gözlerini ve çıkık elmacık kemiklerini ortaya çıkarıyor.”
“Seni düğünde zar zor tanıyabildim,” dedi Sakura'nın kitapçı dükkânından tanıdığı Moegi adlı genç kız. Sakura bir çöpçatan olarak Moegi ile erkek arkadaşı Konohamaru'nun arasını yapmıştı.
Sakura kibar bir şekilde iltifatları kabul etti ve bu iltifatların kalbini bir parça da olsa umutla doldurmasına izin verdi, sadece bir iki dakikalığına. Kendisinin de güzel olabileceğini keşfetmek memnuniyet verici bir şeydi ve belki bundan sonra kendine biraz daha özen gösterecekti. Ama diğerleri gittikten sonra karşıdan gelen bir bakış ona bazı şeyler hatırlattı: Sasuke fark etmiyorsa, kasabadaki diğer kişilerin, Sakura'nın ne kadar güzel göründüğünü söylemesinin bir anlam ifade etmediğini. Sakura, Sasuke'nin gözlerinin hâlâ Naruko'da olduğunu söyleyebilirdi.
![](https://img.wattpad.com/cover/264677985-288-k442160.jpg)