Vallahi kitabı hiç imanlı hale getirmedim.Acayip üşendim. +18 kısım var. Uyarayım.
"Senden mi?” dedi Sasuke ve Sakura o an orada ölmek istedi. Dans pistinin yarılıp onu içine çekmesini istedi.
Hiçbir şey söylemedi, söyleyemedi. Başını bile sallamadı. Yalnızca orada, bakışları Sasuke'ninkilere kitlenmiş ve donmuş bir halde durup boğazındaki düğümü yutkunmaya çalıştı. Yüzündeki ifadenin de zaten her şeyi anlattığından emindi.
“Gerçekten mi?” diye sordu Sasuke en sonunda. Sesi yumuşak, düşünceliydi. Bunu anlamaya çalışıyordu. Tanrım, o notlardaki bazı anahtar noktaları hatırlıyordu. Senin öpüşlerini hayal ederek uyuyorum. Ellerini tenimde hissetmenin nasıl hissettireceğini bilmek istiyorum. Seni içimde istiyorum.
Sonra gerçekler bir bir Sakura'nın dudaklarından dökülmeye başladı. “Beni öptüğün günden sonra anladım ki bu hoşuma gitti ve benim sana karşı bazı hislerim var. O tür hislerim.” Tanrım, nefes alamıyor gibiydi. “Ve ben sana söyleyemedim çünkü... Çünkü düşünebileceğin veya duyduğunda şok olacağın şeylerle yüzleşemedim ya da... Şuan yüzündeki ifadeyle. Ama bilmeni istedim. Bir şekilde. Ve ben... Ben sadece seninle olmak istiyorum, Sasuke. Böyle...” Son kısım âdeta fısıldar gibi çıkmıştı ama Sakura bunları kendisinin de inanamadığı bir şekilde söylemişti.
“Tıpkı notlarda söylediğin gibi,” diye mırıldandı Sasuke.
Sakura zar zor başını onaylarcasına sallayabildi ama Sasuke'nin ne düşünüyor, ne hissediyor olduğuna dair bir fikri yoktu. Acıma? Ah, lütfen bana acıyor olmasın. Sakura, bunu neyin takip edebileceğini düşündü. Sasuke onu ne kadar önemsediğini, onun ne kadar tatlı biri olduğunu ve kendisinin her zaman onun arkadaşı olacağını ama ona karşı bu tür şeyler hissetmediğini söyleyecekti. Sakura kendini aşağılanmış hissedecek ve arkadaşlıkları bir daha asla eskisi gibi olmayacak, o da bu şekilde kalakalacaktı. Üzücü, acınası hayatına seven ama sevilmeyen, tutkuyla dolu olup bunu asla yaşayamayan, arzuyla dolu fakat arzulanmayan biri olarak devam edecekti.
Kendisine cesaret vermeye çalıştı ama korkuyu ta iliklerinde hissediyordu. Neden? Ben de biraz mutluluğu hak etmiyor muyum? Her şeyden sonra?
Sasuke bir şey söylemedi. Onun yerine Sakura'yı kolundan tuttu ve onu diğer düğün konuklarına fark ettirmeden dans pistinde ilerletti.
Onu samanlığın alt kısmında bulunan küçük, diğer odalardan ayrılmış; eski odun kokan ve karanlık bir havası olan malzeme odasına çekti. Diğer taraftaki müzik ve kahkahaların yankısı kulağına gelmeseydi, Sakura bir düğünde olduğunu bile unutabilirdi.
Sasuke uzun ve sert bir şekilde ona baktı. Sakura onun istek ve korkunun acılı bir karışımı olan mükemmel siyah gözlerinin bakışıyla buluştu. Alnını hafifçe Sakura'nınkine bastırdığı an Sakura çiftlik evinin kokusunu almayı bıraktı ve tüm duyuları yalnızca Sasuke'nin erkeksi kokusuna odaklandı. “Dinle,” diye başladı Sasuke. “Bu fikir beni bir açıdan korkutsa da, pamuk şeker...”
Sakura nefesini tutmuş, ona bu kadar yakın olmanın zevkini çıkarıyor ve dua ediyordu.
“Ama... Belki...”
“Belki?” Duyduğu şeyden emin olmak için Sasuke'nin söylediğini tekrar etti. Belki mi diyordu? Gerçekten mi? Hayır demeyecek miydi?
“Belki ben yalnızca bunu yapmalıyım ve ne olacağını görmeliyiz.” Bu sözlerden sonra başını yana eğip Sakura'yı öptü.
Sakura'yı parmak uçlarına kadar titreten kısa, yumuşak bir öpüştü. Tam nefesini tutmuştu ki Sasuke bir sonraki öpücük için uzandı. Bu seferki en başta Sakura'yı biraz geren daha sert, daha erotik hislerle yapılan bir öpüştü. Sakura sonradan rahatladı çünkü bu kendisini iyi hissettiriyor ve onu sürüklüyordu. Artık müzik, kahkahalar ve hatta düğün bile yoktu; yalnızca Sasuke vardı.