Yemekten sonra, hediyeler ve pastadan önce Sasuke kendini bir ağaç gölgesinin yanında Naruko ile beyaz, iskemlelerde otururken buldu. Naruko bugün diğer günlerden daha çarpıcı geliyordu gözüne. Bu kadar çok şeyi yaşamakta olan bir kadın olmasına rağmen bu denli kendinde olabilmesine hayran kaldı. Özellikle kendisini rahatsız eden diğer problemleri Sasuke ile paylaştığında.
“Bu büyük, harika, sevgi dolu aileyi bulmak çok güzel ama alışmam gereken şeyler de çok. Buraya gelmemin sebebi bu tabii ama Naruto...” Sonra durdu, başını salladı.
Sasuke, Naruto açısından biraz tedirgin hissetti. “Ne olmuş ona?” diye dikkatle sordu.
“Şey, üstüme geliyor,” dedi Naruko. “Aslında şu an bile çiftliğin oradan bana bakıyor. Gördün mü?”
Sasuke baktı ve Naruto'nun partideki konuklarla sohbet ederken bile bir gözünün onların olduğu tarafta olduğunu gördü.
“Burada onun düğün öncesi partisindeyiz ve tüm düşünebildiği ben miyim?”
Sasuke arkadaşına destek çıkmaktan kendini alamadı. “Biraz düşünürsen bunu pek şaşırtıcı bulmazsın. Yani gerçekten on iki yaşından beri seni arıyor. Bir süre üstüne düşecektir, Naruko. Sabırlı ol.” Gerçek şuydu ki Naruto'nun hissettiklerini, duyduğu suçluluğu ve kendine ettiği eziyetleri naruko'nun anlaması güçtü. Ama Sasuke, Naruko'nun bunların hatırlatılmaya ihtiyaç duyduğunu anlayamamıştı.
“Bunu anlıyorum. Ama ben özgür bir kadınım, anlıyor musun? Her şeyi kendi başıma, kendi bildiğim şekilde yapmaya alışığım. Çünkü hızlı büyüdüm, annemin sorunlarından dolayı.”
“Halledersiniz,” diye söz verdi Sasuke. Bu konuda ciddiydi ve Naruko'yu rahatlatmak istiyordu.
Naruko yalnızca omuzlarını silkti. “Umarım. Ama ben gerçekten... Şey, dünyadaki en sabırlı insan da değilim.”
Sasuke, Naruko'nun kendisine olan bakışlarını yakaladığında -koyu gözlerindeki kışkırtıcı ve beklenti dolu bakışı- o an Naruto'dan mı yoksa kendisinden mi bahsediyor olduğundan emin olamadı. Çıkma teklifi etmesini mi bekliyordu? Onu öpmesini mi? (Çikmi tiklifi itmisini mi bikliyirdi? Onu ipmisini mi?😒)
Kahretsin, belki ona çıkma teklif ediyor olmalıydı! Ve aslında neden hâlâ etmediğine dair bir fikri yoktu.
Belki Naruto yüzündendi çünkü en iyi arkadaşının eve yıllar sonra dönmüş olan küçük kız kardeşi ile çıkma fikri biraz garip olabilirdi. Belki de şu an biriyle çıkmak için uygun durumda değildi. Tüm o yaşadığı şeyler ve hayran olunacak bir kariyeri, bazı insanların ek iş olarak bile düşünmedikleri bir iş için bırakıyor olması... Aslında Hyugaların yangınının etkisinden de tamamen sıyrılmış sayılmazdı, aslında o olay her gün canını sıkmaya devam ediyordu, yalnızca bunun etkilerini saklamayı biraz daha iyi beceriyordu, hepsi bu. Ya da... Belki kendisinin de henüz adını koyamadığı ama ona çıkma teklifi etmesini engelleyen bir başka sebep vardı.
Tam o anda gözlerini meyve kokteyli kâsesinin yanındaki Karin ve Suigetsu ile konuşan Sakura'ya diktiğini fark etti. Yeşil gözlerini ortaya çıkaran yeşil bir bahar elbisesi içinde güzel görünüyordu. Yine de biraz canı sıkkın gibiydi. Büyük bir partiydi, Sakura'nın yapması gereken çok şey olmalı, diye düşündü Sasuke.
Ve şimdi bile... Şey, bunu herkes anlayamazdı ama Sasuke, Sakura'nın o anki gülümsemesinin bile ardında hüzünlü bir şeylerin olduğunu anladı. O gülümsemesi gözlerinde görünmüyordu ve hiç Sakura gülümsemesine benzemiyordu. Bir ara onu kontrol etmeli ve her şeyin yolunda olduğundan emin olmalıydı. Pamuk şekerini üzen herhangi bir şeyin düşüncesinden bile nefret etti. Son zamanlarda kendi acısına fazla gömülmüş olduğunu ve artık önemli insanlara ilgi göstermesi gerektiğini fark etti.