"SEKİZİNCİ BÖLÜM" (düzenleniyor)

383 83 423
                                    

Satır aralarını boş bırakmayalım.

Oy ve yorumlarımızı eksik etmeyelim lütfen.

Herkese keyifli okumalar dilerim:)

...


"SEKİZİNCİ BÖLÜM: Hüzün Akan Geçmişler"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.







"SEKİZİNCİ BÖLÜM: Hüzün Akan Geçmişler"

Acılarla dolu iki hayat. Yürek burkan gerçekler. Nefes kesen mücadele. Ve asla bitmeyen sanrılar...


Önümdeki yemeği yemek yerine elimdeki çatalla oyalanıyordum.  İçimde yine derin bir hüzün vardı. Durup dururken son zamanlarda böyle oluyordum. Çünkü ben hiçbir zaman bu kadar kalabalık bir ortamda bulunmamıştım. Hiçbir zaman yemek yediğim masada bu kadar kişi olmamıştı.

Yalnızlık içime o kadar çok işlemişti ki ben yalnızlıktan öte her şeye yabancıydım. Hep uzak durmuştum. Arkadaşlarımdan, akrabalarımdan, insanlardan ve her şeyden...

Peki beni böyle yapan neydi? Bunu ben mi seçmiştim. Kesinlikle hayır. Bu benim seçimim değildi.

Bu hayatın beni mecbur bıraktığı bir şeydi. Doğar doğmaz yalnızlığa mahkûm olan bir çocuktum ben. Bu yüzden kimseyi almamıştım hayatıma. Bir tek babaannem vardı. Yıllarca böyle devam eden hayatıma aniden bir hareketlilik girmişti. Bu yeni şehirde attığım tek bir adım beni birçok şeyin içine sürüklemişti.

Yeter artık diyordu sanki. Yetmedi mi bu kadar yalnızlık bu kadar ızdırap. Daha nereye kadar hayattan kaçacaksın. Tam bu noktada hayatın için atılmıştım.

Sık sık duygu değişimi yaşıyordum şu sıralar. Aniden dalıyordum, gözlerim doluyor ya da içimde buruk bir his oluşuyordu.

Bunun sebebi içinde olduğum bu yeni hayata alışık olmamamdı.


"Yemeklere puanım bir. O da emeğe saygı için" yüzünde bilmiş bir tavırla sırtını sandalyeye yaslayan Ekinin konuşmasıyla dikkatimi tekrardan masada dönen sohbete verdim.

"Madem beğenmedin niye tabakları silip süpürdün acaba?" Çağatay abi Ekinin tabağını havaya kaldırdığında herkes gülmeye başladı. Tabağı silip süpürmüştü resmen.

"Yemeği yemeyi kenara bırak, tabağı da yemek üzereymişsin Ekin" İlk defa uzun bir cümle kurduğunu duyduğum Akına döndü bakışlarım.

"Ne hikmetse asla beğenmediğin yemekleri her gün yiyorsun" Çağatay abi Ekine ters ters baktığında, Begüm abla hemen söze girdi.

"Kocamın aşçılığına laf ettirmem" diyerek yediği lokmanın güzel olduğunu belirtircesine kafasını salladı.

"Kesinlikle katılıyorum. Yemekler harikaydı." Ural da onaylan bir cümle kurduğunda Lavinya sandalyesinden inip hemen Çağatay abinin kucağına koştu.

BURUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin