told you I'll be here forever

1.5K 189 310
                                    

Hyunjin yanında uyuyan bedene bakarken bir yandan saçlarını okşuyordu.

O gün Soobin'in dediklerini sürekli düşünüp durmuştu. Yine de bir sonuca vardığı söylenemezdi.

Evet Seungmin'den etkileniyordu ama düşüncelerinin hoşlantı olmadığını fark etmişti. Üstelik bunun yanlış olduğunu da.

Yıllarca süren arkadaşlığını aptal birkaç dürtü için mahvetmek istemiyordu. Seungmin onun için değerliydi. Her şeyden çok. Ona bunu yaparak yaklaşırsa kendini kullandığı diğer kızlar gibi hissedeceğini gayet iyi biliyordu Hyunjin.

Ayrıca Seungmin'in de arada bir etkilendiğini düşünmüştü ama şimdi tekrar düşündüğünde Seungmin'in küçük bir çocukken bile böyle davrandığını fark etti.

Seungmin'in yapısı buydu. Eğer kendisine bir şey hissetseydi bunu anlardı Hyunjin.

Bu yüzden çok üstelememeye karar verip yavaşça tekrar sarıldı yanındaki bedene.

Yine de aklını kurcalayan düşünceleri bir türlü dinmiyordu.

Soobin'in o gün Yeonjun hakkında söylediği şey kafasını karıştırıyordu.

Bu yüzden hatırladığı kadarıyla Yeonjun'un davranışlarını göz önünden geçirdi.

Seungmin'e fazla yakın davranıyordu ve o gün kendisine bakarak Seungmin'in yanağını öpmesi de düşüncelerinin doğruluğunu kendince kanıtlıyordu.

Düşüncelerini bir türlü susturamayan zinhi başını ağrıttığında acıyla doğruldu.

Seungmin'i uyandırmamak adına yavaş adımlarla mutfağa giderek ağrı kesici içti ve sandalyeye oturdu.

Her şeyi kendi kafasında oturtmasına rağmen neden hala kötü hissettiğini anlamıyordu.

Sinirle başını masaya yatırarak kolları arasına aldı.

İçindeki saatlerce ağlama isteği yine kendini gösterirken omzuna bir el dokundu.

Başını kaldırdığında yarı gözleri kapalı ama bir o kadar da şaşırmış Seungmin'i gördü.

"Bir şey var ama bana söylemiyorsun."

Seungmin uykulu sesiyle mırıldanarak konuştuğunda Hyunjin daha fazla dayanamayacağını anlayarak Seungmin'i kolundan çekerek kucağına oturmasını sağladı.

Başını boyun girintisine sokarken daha fazla içinde tutmak istemeyerek ağlamaya başladı.

Seungmin'in uykulu halinden eser kalmamışken Hyunjin'in dolmuş olabileceğini düşünerek ağlamasına izin verdi.

Bir eliyle Hyunjin'in belini sarıp okşarken diğer elini saçlarına çıkararak oynamaya başlamıştı.

Hyunjin hala sessizce ağlarken kendi gözlerinin de dolmasını engelleyememişti.

Ne olduğu, nasıl bu hale geldiğini sormak istese de bunu yapmadı. Hyunjin anlatmak isterse çoktan anlatırdı.

Yine de düşünmeden duramıyordu. Hyunjin bu zamana kadar ona her zaman sorunlarını paylaşmıştı. Şimdi ise bu denli sessiz kalması içten içe sorunun kendisinde olabileceğini düşündürtüyordu.

Hyunjin kucağındaki bedene daha sıkı sarılırken mırıldandı.

"Özür dilerim minnie."

Seungmin'in kaşları çatılırken sarıldığı bedeni bırakmadan bakışlarını buluşturdu.

"Neden özür diliyorsun."

Hyunjin bakışlarını kaçırırken tekrar mırıldandı.

"Her şey için."

Umbrella | hyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin