Yeonjun arabayı durdurup arkada oturan bedene baktı. Ne olduğunu bilmiyordu ama Seungmin'i bu halde görmeye dayanamıyordu. Onu üzen herkesi mahvedip ortadan kaldırmak istiyordu.
Seungmin ise başını arabanın camına yaslamış, dışarıyı seyrediyordu. Arabanın durduğunun farkında bile değildi.
Yeonjun sürücü koltuğundan kalkarken arkaya geçti ve Seungmin'in yanına oturdu.
Kendini geri plana atmaktan yorulmuştu. Artık Seungmin'e karşı istediği gibi özgür davranacaktı.
Ağlamaktan gözleri kızarmış ve dudakları şişmiş bedenin çenesine parmaklarını hafifçe temas ettirerek yüzünü kendine çevirdi. Yeonjun bir insanın nasıl bu halde bile bu derece güzel kalabildiğini düşünürken yutkundu.
"Bana ne olduğunu anlatamaz mısın?" Seungmin'in güvende hissetmesi için naifçe konuşurken Seungmin başını hayır anlamında salladı.
Önemli değildi. Seungmin'i üzen her ne ise eninde sonunda öğrenecekti Yeonjun. Öğrenmeden durmayacaktı.
Bunu daha sonra öğrenmeye karar verirken tekrar konuştu. "Senin için her zaman buradayım Seungmin. Evime gelebilirsin hatta bazı zamanlar kaladabilirsin. Dertleşmek istediğinde veya sadece sarılmak için bir kucak aradığında bir telefon kadar uzağında olacağım. Pek iyi görünmüyorsun. İstersen seni benim evime götüreyim, biraz kafa dağıtırsın, hem seni bu halde yalnız bırakmak istemiyorum."
Seungmin Yeonjun'un dediğiyle camdan kaldıkları apartmana baktı. "Şimdi olmaz Yeonjun eve gitmem gerek."
Hyunjin'in evlerinde olduğunu düşünüyordu. Vakit kaybetmeden onunla konuşmalıydı ve durumu toparlamalıydı. Gerekirse arkadaşlıklarını bitirmemesi için Hyunjin'e yalvaracaktı.
Yeonjun anlayışlı olması gerektiğini düşünerek başını salladı. "Pekala. Ama bir şey olduğunda beni aramaktan çekinme."
"Teşekkür ederim." Seungmin zorla da olsa sıcak bir gülümseme sundu. Eğer Yeonjun olmasaydı o terasta hala kendini heba ediyor olurdu.
Arabadan inerken evine doğru ilerledi. Hyunjin'in evde olmasını umuyordu.
Kapıyı içindeki umutla açtığında gördüğü karanlık ev ile duraksadı. Belki de gelmişti ama uyuyordu?
Seungmin tüm odaları gezinmiş ama Hyunjin'i bulamamıştı. O evine gelmemişti.
Seungmin'in tekrar gözleri dolmaya başlarken kendini salondaki kanepeye attı. Umutsuz olmak istemiyordu. İçmeye gittiğini düşündü Seungmin.
Sonuçta yaşananlar Hyunjin için de kolay değildi. Kafasını dağıtmaya ihtiyacı vardı, bu yüzden birkaç saat geç gelmesi muhtemeldi. Seungmin için sorun değildi. Ne de olsa Hyunjin'i içmeye gittiği ve kadınlarla eğlendiği gecelerde saatlerce beklemişti. Yine bekleyecekti.
Kendini kanepeye yaslarken bakışlarını tavana çevirdi. Açılmak kötü bir fikirdi.
Hyunjin geldiği zaman ona her şeyi unutup tekrar eskisi gibi olmak istediğini söyleyecekti. Zaten her şey başına bencillik edip daha fazlasını istediği için gelmişti. Ama Seungmin şu an fark etti ki daha fazlası olmasa da olurmuş. Açılmadan önce en azından yanındaydı, ona istediği zaman sarılabiliyor, dilediğince vakit geçirebiliyordu.
Şimdi ise bunları da kaybettiğinden endişe ediyordu. Eğer Hyunjin yanında olmazsa nasıl yaşamaya devam edeceği hakkında bir fikri yoktu.
Gerginlikle yüzünü ovup ayaklandı. Erken uyandığı ve son birkaç saattir ağladığı için uykusu kendini göstermeye başlamıştı ama Seungmin Hyunjin'le konuşmadan uyumak istemediği için kendine kahve yapacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umbrella | hyunmin
Fanfictionİki çocukluk arkadaşının dostlukları, birinin karşıdakine farklı hisler beslemesi ile zedelenir. Başlangıç: 20.03.21 Bitiş: -