Felix duyduğu zil sesiyle yerinden heyecanla kalkarak kapıya doğru hızlı adamlarıyla ilerledi.
Heyecanını bastırmak adına en ufak bir eylem göstermeden fevri bir hareketle dış kapıyı açtı ve beklediği kişi ile karşılaşınca arkadaşının boynuna atladı.
"Sonunda geldin, hani yarım saate buradaydın?" Felix sahte bir kızgınlıkla sorduğunda Seungmin küçük bir kahkaha atıp elindekileri gösterdi. "Uzun zamandan sonra elim boş gelmek istemedim, bu yüzden markete uğradım."
"Alt tarafı birkaç hafta görüşmedik Seung, abartma. Hem tanrım bu kadar yiyeceği kim yiyecek, neden zahmet ettin?" Jisung yiyeceklerin kokusunu almış gibi koridorda belirdiğinde kapıdaki ikiliden yüksek sesli kahkahalar duyuldu. "Bir şey mi kaçırdım?" Jisung gözlerini olabildiğince büyütmüş, arkadaşlarının neye güldüğünü anlamaya çalışıyordu.
"Bir şey olmadı Sung, hadi alın elimdekileri! Ne kadar ağırlar haberiniz var mı? Kapıda diktiniz zaten beni. Hani nerede sizin olağanüstü misafirperverliğiniz?" Felix arkadaşının yüksek sesiyle yüzünü buruştururken Seungmin'in elindekileri almış, mutfağa bırakmak için koridordan ayrılmıştı. Bu sırada Jisung da Seungmin'e sarılmış, ardından daha fazla koridorda dikilmemek için salona geçmişlerdi.
Jisung hızla Seungmin'in oturduğu yerin hemen yanına geçerken meraklı bakışlarını kumral saçlı çocukta sabitledi. Seungmin yanındaki aralık dudakları ve kendisine pür dikkat bakan büyük gözleri gördüğünde kaşlarını çattı. "Neden bana öyle bakıyorsun?"
"Neden acaba aptal!" Jisung aniden yükselip bağırdığında Seungmin irkilip kalbini tutarken yanındaki bedenden uzaklaştı. "Senin ben.. ne yapıyorsun Jisung ödümü kopardın ya."
"Neler olduğunu anlatacak mısın artık? Dün kampüste ses etmedim ama daha fazla dayanamıyorum ve neler olduğunu fazlaca merak ediyorum." Jisung'un konuşmasıyla Seungmin derin bir nefesi dışarı verdi ve sesle birlikte karşıdaki kanepeye geçen Felix'e baktı, arkadaşlarından daha fazla kaçamayacağını biliyordu.
"Az çok neler olduğunu biliyorsunuz zaten, sonunda Hyunjin'in ona olan hislerimi fark etmesini sağladım." Çekingence konuştuğunda Felix küçük bir tebessüm sundu. "Açıkçası onca motive konuşmalarımıza rağmen bunu yapabileceğini hiç düşünmemiştim. Daha çok Hyunjin'in yanında altına kaçırıp annesine bunu söylerken utanan veletler gibi dikilir, dilin birbirine dolanır ve açılmaktan vazgeçersin sanıyordum." Jisung buna güldüğünde Seungmin utanarak alt dudağını dişleri arasına aldı. "Aslında bir nevi öyle oldu. Partiden önce birçok kez pratik yaptım ve sonunda kendimi fazlasıyla hazırlamıştım ama Hyunjin'in karşısına geçince öylece kalakaldım. Resmen beynim tüm düşünce yetisini yitirmiş gibiydi ve dudaklarımdan bir türlü istediğim sözcükleri çıkaramadım."
Jisung yanındaki bedene döndü ve sağ bacağını sol bacağının üzerine yerleştirerek pozisyonunu değiştirdi. "Hyunjin seni o halde gördüğünde şaşırmış ve korkmuş olmalı. Ne olduğunu sorduğunda ve beklemediği şekilde sen ona açılıncaki tepkisini merak ediyorum."
Seungmin konunun kendinde yarattığı gerginlikle iç yanaklarını ısırdı ve terleyen ellerini diz kapağına sildi. "Açıkçası.. açıkçası tam anlamıyla açılmış sayılmam." Seungmin'in utana sıkıla söylediği cümleden sonra Jisung kaşlarını çattı. "Ne demek açılmış sayılmam? Bizimle dalga mı geçiyorsun tanrı aşkına? Peki ya onca sikimsonik kaosun sebebi neydi?"
Seungmin Jisung'un atarlı çıkışına karşı daha fazla direnemeyeceğini anlayarak var olan durumu başından anlatmaya karar verdi. "Fazla heyecan ve stresten ötürü konuşamayacağımı anladığımda Hyunjin'i öptüm çünkü!" Bir hışımla Jisung'un gözlerinin içine bakarak söylediğinde Jisung öylece kalakalmış, Felix ise şaşkınlıkla elini ağzına götürmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umbrella | hyunmin
Fanfictionİki çocukluk arkadaşının dostlukları, birinin karşıdakine farklı hisler beslemesi ile zedelenir. Başlangıç: 20.03.21 Bitiş: -