told you I'll be here forever

1.1K 122 244
                                    

"Evet Hyunjin, peki bugün bize ne ısmarlıyorsun?"

Jeongin içindeki küçük şeytanı saklayan melek bakışlarıyla Hyunjin'e baktığında Chan devreye girdi. "Güzelim, dün zaten Hyunjin ısmarladı. Bugün de hesabı biz üstlenelim, ne dersin?"

Chan'ın konuşmasıyla Jeongin gözlerini kısıp masaya doğru eğildi. "Birincisi, ben senin güzelin falan değilim. İkincisi, hesabı ödeme konusunda bu kadar ısrarcıysan tek başına ödemeyi yapabilirsin."

Hyunjin ikilinin her zamanki küçük atışmalarına bir yenisinin daha ekleneceğini fark ederken bıkkın bir nefes verdi ve bakışlarını Jeongin'in yanında oturan Seungmin'e çevirdi. Kumral saçlı bakışlarını masaya dikmiş, bir şeyler düşünüyor gibi görünüyordu.

Hyunjin, Seungmin'in basık ruh halini onu görür görmez anlamış ve tüm gün kumral saçlıyı izleyerek mimiklerine dikkat kesilmişti lakin yüzünün hafif tebessüm ettiği tek ana şahit olamamıştı. Derslerine fazlaca önem veren Seungmin'in bugünkü girdikleri derste not tutmaması ve dalgın bakışlarıyla etrafa bakınması da dikkatini çekmişti.

Seungmin'in sorununu merak ediyordu ve ne olduğunu sormak istiyordu ama bir türlü fırsat kollayamamış, Jeongin ve Chan'dan uzak kalamamışlardı. İkili ile kısa sürede yakın arkadaş olsalar da Seungmin'in durumunun özel olabileceğini düşündüğünden kumral saçlı ile yalnız kalabileceği anı kolluyordu onunla konuşmak için.

Chan'ın çağırdığı garson yanlarına geldiğinde Jeongin ve Chan siparişini vermiş, Seungmin ise sıradan bir kahve istemekle yetinmişti. Seungmin'in cansız ruh hali Hyunjin'in de etkilenmesine sebep oluyorken Hyunjin de Seungmin gibi kahve isteyip geçiştirmişti garsonu.

Garson siparişleri alıp gittiğinde masada ani bir sessizlik oluştu. Jeongin, o an Seungmin'in bugün neredeyse hiç konuşmadığını fark ederken gözlerini kıstı ve Seungmin'i inceledi. Bir terslik olduğunu anlamak zor değildi.

"Seungmin?" Jeongin konuştuğunda Seungmin başını yavaşça kaldırdı ve gelecek konuşmayı bekledi. "Neyin var? Durgun görünüyorsun." Jeongin telaşlı bakışlarıyla sorduğunda Seungmin bakışlarını Hyunjin'e çevirdi.

Moralini bozan durum Yeonjun'un kendisine yaptığı ani aşk itirafıydı ve dünden beri bunu düşünmeden edemiyordu. Daha arkadaşlarına anlatma fırsatı bulamamıştı, bu yüzden bulanık zihniyle yanlış bir karar verip geri dönülemeyecek kalp kırıklıkları yaşatmamak için sabah erkenden evden çıkıp kampüse gelmişti.

İçinde yaşadığı karmaşayı birilerine anlatmak, az da olsa içini boşaltarak sakinleşmek istiyordu lakin gözlerini ayıramadağı siyah saçlı beden burada iken bunu yapmanın doğru olup olmayacağını düşündü.

Seungmin'in düşünmek için dakikadan daha az zamanı vardı, aksi takdirde Jeongin sorusunu yenileyecek ve zorla da olsa sorunun ne olduğunu öğrenecekti.

Öğrenmek. Seungmin düşündü. Hyunjin olan biteni en sonunda öğrenecekti. Felix ve Jisung'un bir şekilde Yeonjun'un itirafını Hyunjin'e söyleyeceğini biliyordu. Bu yüzden Seungmin, Hyunjin'in bu durumu bir başkasından değil de kendinden öğrenmesinin daha doğru olacağını düşündü. Üstelik Hyunjin'in tepkisini fazlaca merak ediyordu, eğer şimdi konuyu açarsa siyah saçlının tepkisine canlı şahitlik edebilecekti.

"Bir sorun mu var? Fark etmeden yanlış bir davranışta mı bulundum yoksa?" Hyunjin, Seungmin'in kendinden ayrılmayan bakışlarına nazaran telaşlanıp sorduğunda kumral saçlı alayla gülüp başını masaya geri eğdi. Ardından yüzündeki nedeni belli olmayan gülümsemesiyle cevapladı. "Hayır, senlik bir durum yok."

Hyunjin kaşlarını çatarken Jeongin araya girdi. "Ne oldu o zaman?"

Seungmin kuruyan dudaklarını yalarken boğazını temizledi ve yerinde dikleşirken yutkundu. "Ev arkadaşım'ı tanıyorsunuz, geçen size göstermiştim." Chan hatırladığı çocukla başını sallarken Jeongin düşündü. "Yeonjun muydu? Böyle kırmızı saçları falan vardı."

Umbrella | hyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin