Çalan kapının sesi duyulduğunda Felix telaşlanarak hızla Hyunjin'e veda etmiş, telefonu kapadıktan hemen sonra kapıyı açması için Jisung'a eliyle işaret vermişti.
Komutu alan Jisung fevri bir hareketle koşarken saniyeler içerisinde kapıyı açtı.
"Hoş geldin." Jisung sıcak gülümsemesini sunarken Seungmin de gülümsemiş, arkadaşına küçük bir sarılma vermişti.
"Nasıl her defasında moralim bozuk olmasına rağmen beni gülümsetmeyi başarabiliyorsunuz anlamıyorum."
Seungmin salona geçip ceketini çıkardığı sırada konuştu. Arkadaşları duyduğu ile sevinirken hala ayakta olan Jisung böbürlenerek salonda bulunan boy aynasından kendine bakındı ve saçlarını elleriyle arkaya doğru taradı. "İnsanın böyle bir güzellik karşısında hiç şansı yok. Kahretsin ki Minho çok şanslı." Jisung abartılı mimikleriyle birlikte kendine olan aşkını itiraf ederken Felix göz devirmiş, ardından Seungmin'e dönerek direkt konuya girmişti.
"Neden moralin bozuk Seungmin?"
Salonda duyulan soruyla Jisung kendine olan aşkını daha sonra yaşamaya karar vererek aynanın karşısından ayrıldı ve Seungmin'i ortalarına alabilmek için kumral saçlının yanındaki tekli kanepeye oturdu.
Seungmin direkt konuya girdi ve dün gece Yeonjun ile yaşananları anlatmaya başladı. "..Aniden bana açılınca öylece dondum kaldım ve ne tepki vereceğimi bilemedim. Pelte olmuş aklımla o an için ne düşündüm bilemiyorum, tek bildiğim Hyunjin'in bana karşı verdiği cevabın en doğrusu olduğunu düşünerek aynılarını Yeonjun'a söyledim."
Jisung ve Felix dik dik kumral bedene bakmaya başladığında Seungmin omuzlarını dikleştirerek kaşlarını çattı. "Ne var? Bana öyle bakmayı kesin! Başka şansım yoktu tamam mı? Yeonjun ve benim asla olurumuz olamaz. Bu yüzden ona gereksiz umut vermek yerine beni unutmasını söyledim."
"Tamam, tamam. Peki şimdi ne olacak?" Felix sorduğunda Seungmin bıkkınca ofladı. "Bilmiyorum Lix. Hiçbir şey düşünemiyorum. Zaten Hyunjin de canımı sıktı. Bir gün nasıl bu kadar boktan olabilir tanrı aşkına?"
Seungmin ağlamaklı sesiyle sırtını kanepeye yaslayıp ağrıyan başının geçmesini umarak burun kemiğini sıvazlamaya başladığında Jisung aklına takılan soruyu sordu. "Hyunjin ile aranızda ne oldu peki?"
"Hiçbir şey! Chan ve Jeongin ile buluşmuştuk, bir süre sonra Jeongin moralimin bozuk olduğunu fark ederek nedenini sordu. Ben de sırf Hyunjin'in tepkisini merak ettiğim için orada Yeonjun'un bana açıldığını söyledim ama tepki dahi vermedi. Hayır, anlamıyorum. Tamam beni sevmiyor ama onun için hiç mi hatırım olmadı şu zamana kadar? Biz öylesine gelişi güzel bir arkadaşlık kurmadık ki. Çocukluğumuzdan beri birlikteyiz. Üstelik Hyunjin'in bana ne kadar değer verdiğini bilmesem şu an yaşadıklarımızı normal karşılayacağım ama o tek damla gözyaşı döksem kıyameti koparacak biriydi. Bu kadar çabuk mu gözden çıkardı beni?"
Seungmin akan birkaç damla gözyaşını umursamadan tavana bakıyorken duyduğu gülüş sesleriyle göz devirip burnunu çekti. "Ben burada acı çekiyorum, sizin yaptığınıza bakın. Pes doğrusu!"
Seungmin ayaklandığında Jisung gülmeyi kesip ayağa kalktı ve kumral bedenin kolundan tutup bir hışımla yerine oturtturdu. "Biz sana gülmüyoruz Seung. Hyunjin'e gülüyoruz."
Felix başıyla onayladığında Seungmin anlamazca sordu. "Ne olmuş Hyunjin'e?"
"Sen gelmeden hemen önce bizi aradı ve aniden bağırıp çağırmaya başladı. Yok neymiş neden Seungmin hala Yeonjun'un evinde kalıyormuş. Yok ne yapıp edip seni bugün bizim yanımıza taşınmaya ikna edecekmişiz, eğer etmezsek bize hesabını sorarmış bilmem ne?" Felix konuştuğunda Jisung devamını getirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umbrella | hyunmin
Fanfictionİki çocukluk arkadaşının dostlukları, birinin karşıdakine farklı hisler beslemesi ile zedelenir. Başlangıç: 20.03.21 Bitiş: -