took an oath

1.4K 183 234
                                    

"Bu mesele fazla uzadı artık, Seungmin yetmez mi kendine bu kadar işkence çektirdiğin?"

Jisung konuştuğunda Seungmin tekrar aynı konunun açılacağını fark ederek iç çekti.

"Benden ne istiyorsunuz?"

"Mutlu olmanı." Felix naif bir tonda konuştuğunda Seungmin'in gözleri dolmaya başlamıştı bile. Hyunjin konusunda bu kadar hassas olduğu için kendine kızıyordu.

"Çocuklar defalarca söyledim. Hyunjin kızlardan hoşlanıyor. Arkadaşlığımızı itiraf ederek mahvetmek istemiyorum."

Güldü Jisung. "Arkadaşlık mı? Ne arkadaşlığından bahsediyorsun? Sen onu hiçbir zaman arkadaşın olarak görmedin ki Seungmin."

Seungmin gözlerini devirerek konuştu. "En azından birlikte vakit geçiriyoruz Jisung bu bana yetiyor. Eğer ona açılırsam istemsizce birbirimizden uzaklaşacağız bunu siz de biliyorsunuz."

Felix araya girdi. "Eskiden olsa evet bunu düşünebilirdim. Hadi ama bu kadar kör olamazsınız, sana olan davranışları fazlasıyla değişti Seungmin."

Seungmin bunun farkındaydı. Hyunjin kendisine eskisine nazaran daha çok vakit ayırıyor, sürekli sevgi gösteriyordu. Yine de net bir şey olmadan hareket etmek istemiyordu o.

Başkaları olsa onun naz yaptığını, korkaklık yapıp söyleyemediğini hatta belki de kendisine acı çektirmeyi sevdiğini söyleyebilirdi.

Ama Seungmin bunların hiçbiri değildi. Evet korkuyordu ama bu korkusu Hyunjin'e açılmak değildi. Eğer işleri berbat etmeyecek olsaydı hemen şimdi bile sevdiği adamın yanına gider, her şeyi anlatırdı.

Korkuyordu; çünkü yanında huzurlu ve güvende hissettiği adamı tamamen kaybedebileceğini düşünüyordu.

Hyunjin'in kendisine hiçkimseye davranmadığı gibi davrandığının farkındaydı. Felix ve Jisung bunu öne sürerek açılmasını istiyorlardı ama onların bilmediği bir şey vardı.

Seungmin Hyujin'i çok iyi tanıyordu. Böyle konularda sabırsız olduğunu bildiği için eğer bir şeyler hissetseydi çoktan kendisine açılmıştı.

Buna rağmen çocuklar içinde tutmaması gerektiğini, en azından kalbindeki yükün hafifleyeceğini söylüyordu.

Seungmin için bu da doğru değildi. Tekrar aklından Hyunjin'i gerçekten iyi tanıdığını geçirdi. Yüzünde buruk bir gülümseme oluşurken neredeyse her gün zihninde dolaşan düşüncelerin tekrar zihnine dolmasına izin verdi.

Hyunjin'in kendisine ne kadar önem verdiğini biliyordu. Eğer ona açılırsa ve reddedilirse ,ki mümkün olacak şeyin bu olduğu açıktı, Hyunjin kendisini üzdüğünü düşünecekti. Bu yüzden ondan uzaklaşıp soğuması için istemediği davranışlarda bulunacaktı. Seungmin için bu da sorun değildi, o katlanabilirdi. Ne de olsa içinde Hyunjin vardı. İçinde Hyunjin'in olduğu her şey çok güzel ve özeldi.

Ama böyle bir durumda Hyunjin'de üzülecekti. Belki de kendisinden daha fazla. En yakın arkadaşını kaybedecekti, Seungmin Hyunjin'in kendisi olmadan bir şeyler yapamayacağından emindi. O her şeyi Seungmin'e sorardı ki; üzgün olduğunda, ağladığında hep Seungmin'in yanına atardı kendini.

Kendine lanet etti. Her şeyi mahvediyordu, aptal hislerinin Hyunjin'in hayatını etkilemesine izin veremezdi.

"Bunu yapmayacağım çocuklar. Lütfen beni zorlamayın."

Sesinin titremesiyle Felix'in de gözleri doldu. Yıllarca arkadaşının neler yaşadığına şahit olmuştu. Ki bu sadece kendilerine gösterdiği yüzüydü. Seungmin'in detaylara dikkat ettiğini biliyordu, kim bilir aklından neler geçirmişti?

Umbrella | hyunminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin